Recep Çınar

Recep Çınar

Kaos bitmeli

Kaos bitmeli

Dört Temmuz 2013'de yazılmış “Körler Köyü” başlıklı bu yazı...

Tam tamına 4 yıl 3 gün önce...

Ben yazmışım...

Facebook hatırlatıyor ya, “3 yıl önce bunu yazmışsınız, 5 yıl önce şunu paylaşmışsınız, 6 yıl önce şununla arkadaş olmuşsunuz” diye...

Okudum yazıyı...

“Tesadüf mü” desem, “tevafuk mu” desem,  ne desem bilmiyorum...

Bugün yaşanan gerginlik 4 yıl önce de yaşanmış...

Ahmet Şan, gazetecilere sitem etmiş...

Hem de basın toplantısında...

Bu sıralar yine aynı gerginlik var...

Kaostan beslenmek isteyenler de, yangına körükle gitmenin derdindeler...

Dört Temmuz 2013'de yazdığım “Körler Köyü” başlıklı yazımı burada tekrarlamanın bir anlamı yok...

Ancak, hala ne gazeteciler, ne de yöneticiler bazı şeyleri aşamamışız...

xxx
Atiker Konyaspor'daki sıkıntı, daha doğrusu asıl irtifa kaybına neden olabilecek unsur giden oyuncular veya yapılamayan transferler değil...

Sorun daha derinde...

Sorun, Başkan Ahmet Şan ve yönetiminin basınla aralarındaki mesafenin hissedilir oranda açılmasında...

Öncelikle tedavi edilmesi gereken hastalık bu...

Bu soruna neşter vurulmazsa eğer, hemen hiçbir şeyi düzeltebilmeniz çok mümkün görünmüyor...

Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi, buradan başlamalı Başkan Ahmet Şan...

Mihenk nokta yönetim ve basın birlikteliğidir...

Yeşil-beyazlı camiada dün, yani geçen iki sezon, kimsenin inkar edemeyeceği bir gerçek vardı...

Başkan Ahmet Şan herkesin başkanıydı...

Bugün böyle değil gördüğüm kadarıyla...

Bir “kaotik” ortam, yani “karmaşık” bir hal var...

Bu durum kurumu ne kadar ya da Başkan Ahmet Şan'ı ne kadar güçlü yapar?

Pisliğin halının altına süpürüldüğü, kutuplaşmanın ve ayrışmanın görmezden gelinemeyecek kadar net olduğu bir ortamda, burnundan kıl aldırmaz tavırların, ne kulübe, ne kulüp başkanına ne de heyecanlı gazetecilere yararı olmayacaktır...

Tabi ki, kendini dev aynasında görenlere de!!!

Yeşil-beyazlılar, yeni dönemde, özellikle soru işaretleri ile dolu olan Mustafa Reşit Akçay'la ne kadar başarılı olur? sorusunun cevabını da buradan okumak mümkün...

Aradaki mesafenin kapatıldığı ve  buzların eridiği oranda!

Bu kadar net...

Bazı heyecanlı, yani 'emredersiniz başkanım” diyen yöneticiler ile heyecanlı gazetecilerin dümensuyuna gitmek, kişilik ve duruş eksikliğinden başka bir şey değildir...

Bu herkes için geçerli...

Dikkatli, aklıselim ve oturaklı bir duruş sergilemektir aslolan...

Camianın verdiği alarma ve çalan tehlike çanlarına rağmen, hiçbir güçlü iradenin ortaya çıkmaması da bir garip bir durum...

Güçlü iradeden kastım, tabi ki bu şehrin, bu takımın Avrupalara gitmesine, Türkiye Kupasını kazanmasına vesile olan Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek'ten başkası değil...

Bu kaostan öyle ya da böyle kendisi de zarar görecektir...

Kendi adıma konuşuyorum...

Biz bu filmleri çok gördük...

45 yıldır yaşayarak ve yazarak öğrendik...

Bu tür kaosların, safların belirlenmesinin, sonuçları ağır, bedelleri yüksek oluyor maalesef...

Hem Başkan Ahmet Şan, hem de heyecanlı gazeteci ve yöneticiler, kendileri ile yüzleşmeli ve  tek olan doğruda buluşmalılar...

Anlayacağınız, iki taraf da günah ve sevaplarını kesinlikle test etmeliler...

Ama şimdi değil...

Ve...

Özellikle Mustafa Reşit Akçay ve Konyaspor yönetiminin transfer noktasında sınıfta kalması, sanal alemde, yani sosyal medyada eleştiriliyor ve güvensizliğe neden oluyorsa, gün yerel basınla savaş değil, barış günüdür...

Ben tek taraflı değil, resmin bütününe bakıyorum...

Gerisi Konyaspor'u yönetenlere kalmış...

xxx

Son olarak başkan Ahmet Şan'a şu tavsiyede bulunmak isterim...

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın kulübe yaptığı eserleri, yani iyi işleri örnek al. Tesislere gazeteci almamayı, gazeteciye kimlik sorma gibi, üçüncü dünya ülkelerinde bile olmayacak basit işleri örnek alma...

Konyaspor bu şehrin takımıdır...

Kimseden daha büyük Konyaspor'lu değilsin...

Her Konyasporlu kadar Konyasporlusun...

Gazetecilere sansür uygulamak hangi çağda kaldı başkan?

Sen kulüp başkanısın, 28 Şubat sürecinin kudretli, ama bugün ne isimleri, ne de cisimleri anılmayan ve bugün bile beddua alan paşalarından biri değilsin...

Nokta.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi