Adem Turan

Adem Turan

Asım’ın nesli hiçbir zaman bozulmamıştır

Asım’ın nesli hiçbir zaman bozulmamıştır

Edebi eserlerde sanatçılar çoğu zaman hayali bir figür ya da gerçekte var olan bir kişi üzerinden duygu ve düşüncelerini okura iletirler. Sanat eserinin etkili söylemi kişilerden nesillere intikal eder.

Şair Mehmet Akif’in Safahat adlı eserinin altıncı  kitabının adı Asım’dır. Bu genç yetenek kendisine verilen değer gereği manzumenin içinde de yer almıştır. Akif bu gencin ruhi ve bedeni alanlardaki özelliklerini saymış onun üzerinden tüm gençliğe seslenmiştir. Bedenen sağlıklı gencin, ruhen nasıl olması gerektiği başlıklar hâlinde dile getirilmiştir. Sağlıklı, şahsiyetli, başarılı, çalışkan, sorumlu nitelikleriyle bir gencin örnek kimliği Safahat’ın bu bölümünde ele alınmıştır.

Bir toplumun mevcut ve gelecek nesillerini nasıl görmek istediği, onlardan neler beklediği kapsamlı bir şekilde bu bölümde bulunmaktadır. Ayrıca Safahat’ın Asım adlı bölümü Mehmet Akif’in fikir dünyasını açık olarak şiire aktardığı bölümdür.

        Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,

        Beşerin azmini tevkif edemez suni beşer;

        Bu göğüslerse, Hüda'nın ebedi serhaddi;

        "O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme" dedi.

        Asım'in nesli... diyordum ya...nesilmiş gerçek:

        İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmiyecek.

        Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar, taşlar...

        O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar.

Asım başlıklı kitabında usta şair, Çanakkale’de olduğu gibi milleti kurtaracak yegâne çıkış noktasının sahip olduğu iman olduğunu belirtir. Bu iman, azimle desteklenmeli, fazilet ve bilgiyle bütünleşmelidir ki başarıya ulaşılsın.

Eserde Akif, Asım’a neden geri kaldığımızı ve cemiyeti yükselten olguları anlattıktan sonra, bugün kendisinden beklenenin kavga değil, ilim tahsil etmek olduğuna dikkat çeker. Maddi gelişmeler tek başına toplumu mutlu kılmaz fakat maddi güce sahip olmayan milletler, ahlâk ve faziletlerini koruyamazlar. O hâlde, Batı’ya ezilmemek, onun maddi gücüne boyun eğerek, manen sefalete düşmemek için, onların bulunduğu seviyeye yükselmek, elde etmeye çalıştıkları ilmi Müslüman milletler adına öğrenmek lazımdır...

Eser, Akif’in sözünü dinleyen Asım’ın arkadaşlarıyla birlikte Almanya’ya tahsilini tamamlamak üzere gitmeye razı olmasıyla sona erer. Akif Asım adlı bu yapıtında bütün ümidini gençliğe bağlamıştır. Çünkü bilgi ve fazilet ancak onda toplanabilir. Onun için ideal genç, inançla yoğrulan ahlâkî temizliğini, vicdanî temizliğini koruyarak müspet ilim yolunda muvaffak olan örnek alınacak bir modeldir. O yüzden Akif’in Asım adlı eseri, gençlerimiz tarafından iyice okunup anlaşılmalı, orada anlatılanlar bütünüyle hayata geçirilmelidir.

Mısır'dan hasta ve yorgun olarak dönen Ersoy, hayatını kaybettiği 27 Aralık 1936'ya kadar Abbas Halim Paşa'ya ait Beyoğlu’ndaki Mısır Apartmanı'nın dördüncü katındaki dairede kaldı.

Mezarı iki yıl sonra, üniversiteli gençler tarafından yaptırıldı; 1960'ta yol inşaatı nedeniyle kabri Edirnekapı Şehitliği'ne nakledildi. Mezarı, Süleyman Nazif ve arkadaşı Ahmet Naim Bey'in mezarları arasındadır. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun inşaallah.

Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adem Turan Arşivi