Zamanı en verimli şekilde kullanabilmek ve hedeflerimizi başarabilmek için kendi hayatımızın yönetim biçimidir aslında.  Hayatta pek çok farklı fırsat karşımıza çıktıkça yapmak istediklerimiz ilgi alanlarımız giderek daha çok genişliyor.

**

Gün içerisinde zamanın çoğunu sosyal medyada geçiriyoruz. Hatta bu sorun o kadar büyüdü ki iş yerinde dakikalık molalarda bile hemen telefonu elimize alıyoruz. 

Yemeklerde bile elimizden düşürmediğimiz zamanlar oluyor.  

Bazı çocuklar önünde telefona bakmadan yemeğini bile yiyemez hale gelmiş. Elbette ki telefona ihtiyacımız var; ama yaşamımızın önemli bir parçası haline getirmek çok yanlış.  

Boş yere gecen zamanımız bazen birçok fırsatları da beraberinde götürdüğünü geç olsa da anlıyoruz. Vaktimizin dünyada çok uzun olmadığını biliyoruz ve hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyoruz. 

Necip Fazıl zamanla ilgili şöyle söylemiştir.
Bu nasıl bir dünya, hikâyesi zor; mekanı bir satıh, zamanı vehim. Bütün bir kainat muşamba dekor, bütün bir insanlık yalana teslim. 

Acı, hüzün, hastalık, çaba, okul, sınavlar hepsinin ortak noktası zamandır. Ve zamanı gerçek anlamını düşünmek ve takdir etmek varoluşun amacını bilerek yaşanmalıdır. Ev, araba, altın aklına gelen birçok şeyi zamanla alabiliriz; ama dönüp baktığımızda koca bir ömrün geçtiğini görürüz ve kazandıklarınızı vermeye razı olsanız bile geçen zaman geriye gelmeyecektir. 

Bu bakımdan, tek bir saniyesi dahi kıymetli olan zamanın, ahirette ebedi hayatı kazanacak işlerle geçmesi gerekir.  

Bunun için müminlerin ibadeti ve işi bir hayır üzere olduğu gibi, geriye kalan zamanı da anlamsız geçmemeli, güzel bir hayat yaşanmalıdır.  

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Bir hadisinde dünyadaki zaman ile ilgili olarak şöyle buyurmuştur: İbnu Ömer (r.a.) anlatıyor: “Resulullah (s.a.v.) omuzumdan tuttu ve “Sen dünyada bir garip veya bir yolcu gibi ol” buyurdu. İbnu Ömer şöyle diyordu. “Akşama erdin mi, sabahı bekleme, sabaha erdin mi akşamı bekleme. Sağlıklı olduğun sırada hastalık halin için hazırlık yap. Hayatta iken de ölüm için hazırlık yap.” (Buhârî, Rikak 2; Tirmizî, Zühd 25 (2334)) 

Hz. Mevlâna zamanla ilgili şu sözleri söylemiştir.

Akıp giden zaman içinde bir kafesteyim, her türlü amelde çok ahesteyim, kabrim beni bekliyorken dünyalık hevesteyim, uyandır artık Ya Rab! Belki son nefesteyim.

...