Ülkemizde yaşanan ekonomik gelişmeler üzerine yerel senaryolardan büyük yapılar ve markalar meydana geldi. Bu markaların çoğu belli kitlelere hitap eden ve lüks sayılabilecek markalar olarak karşımıza çıktı. İstisnalar dışında küçük tezgahlardan büyük işletmeler haline gelen sayılı markalar, ülkemizin yurtdışı imajına epey hizmet etti. Orta gelirli emektar kişilerin gidip farklılık olarak dışarda ailecek yemek yediği ender firmalardandı Köfteci Yusuf…

Sayısız insana işveren firma bu günlerde anlamsız tespitlerle karalama kampanyası yaşıyor. Bu karalama kampanyası hazır yiyecek sektöründe yaşanan ciro genişlemesinin ulusal firmalara aktarılması için yapılıyor. Nüfus artışı ile beraber gıda sektörü ülkemizde genişlemeye devam ediyor. Yaşanan enflasyon nedeniyle alım gücü düştü. Önümüzdeki dönemde et ve süt sektöründe hijyen ve mevzuat üzerinden bu tarz karmaşık operasyonları bolca göreceğiz. Yerli firmaların çoğu büyüdükçe ulusal firmalarda yaşanan daralmalar bu tarz operasyonları hızlandıracaktır. Madem bu tarz karalamalar yaşanacaksa millet olarak yerli firmaları kollamak zorundayız.

Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte turizm sektöründe yaşanan yavaşlama elbette gıda sektöründe talebin azalmasına sebep olacaktır. Uluslararası olayların yoğunlaştığı bugünlerde elbette vatandaş bu ulusal tümörlerin ürünlerini tercih etmekten kaçınıyor. Bu kaçınma yerli firmalara saldırı olarak önümüze geliyor.

Uyanık davranıp kendi ürünlerimize ve markalarımıza sahip çıkmak zorundayız. Ateş çemberi bize doğru yaklaşırken İsrail ve Amerikan menşei ürünlerden uzaklaşıp kendi markalarımızı çıkartmanın tam zamanı…

Elbette yazı biterken şunları söylemek zorundayım. Köfteci Yusuf sende Amerikan menşei içecekleri raflarından indir. Herkes silkelenip kendine gelmek zorunda. Kendi bakanlığımız yokmuş gibi çalışmaya devam etmek zorundayız. Zaten görüyoruz ki kendi bakanlığımız bile hiç bizim gibi değil…

Yarınlar bizim olacaksa artık bu ulusal tümörlerden ve onların maşalarını gıda sektöründen şutlamak zorundayız. Oyuncak misali yerli markaların karalanmasına ancak böyle karşı koyabiliriz. Artık yerli bir yaşam sürmek zorundayız…