Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Yaşlılarımıza dâir

Yaşlılarımıza dâir

Yaşı ilerlemiş kişiler, gençlerin eskiler gibi olmadığını şimdiki genç nesilde saygısızlık, isyankarlık, şükürsüzlük, kanaatsizlik, doyumsuzluk olduğunu söyler dururlar. Hatta ‘bizim zamanımızda..’ diye başlayan cümleler uzar gider. İyi de ‘gençler bu haldedir, el hak doğrudur ama bugünün yaşlıları ne haldeler bir de buna bakmak icap ediyor.’ Değil mi? İşte bugünkü yazımızda yaşlıları ele alalım istiyoruz efendim.

Bu hususta biz de şunları söylemek istiyoruz: ‘Nerde o eski eli tespihli aksakallı dedeler, nerde o başında beyaz yaşmağıyla nur yüzlü nineler?’ Evet, gençler değişti fakat günümüzde ne yazık ki yaşlılar da değişti. Televizyonun başından kalkmayan, evlat ve torunlarının İslam dışı giyim ve tavırlarına ses çıkarmayan, her türlü hayâsız davranışa boyun büken ama bir dirâyet koyamayan zayıf imanlı yaşlılar tasvip edilemez. Yine kahve köşelerinde her türlü lüzumsuz lakırdılarla ömür sermâyesinin son demlerini boşa tüketen, hayırdan ve güzelliklerden bihaber yaşayan yaşlılar da tasvip edilemez. Zâten bugünün o beğenilmeyen, şikâyet edilen nesli yetiştiren de onlar değil mi? Bu yönüyle sızlanmalar beyhûde, efendim!

Bir de şu konu var; kalabalık şehir hayâtında çekirdek aile modeli maalesef yuvalarda yaşlılara hayat hakkı tanımıyor. Çekirdek ailedeki yoğun hayat, ev içindeki herkesin okullara ve işe gitmesi eğer evde varsa ağzı duâlı nine ve dede onların bütün gün tek başına evde oturmak zorunda bırakıyor. Hatta kentlerdeki evlerde büyüklerin kalabileceği bir oda dahi bulunmuyor. Misafir odası, yatak odası, çocuk odası bulunuyor şehir tipi evlerde ancak yaşlı aile büyüklerinin kalabileceği bir yer düşünülmüyor. Maalesef, onlara kalabilecekleri huzur evleri tavsiye ediliyor. Bu durum içleri acıtan ve bizim değerlerimize uygun olmayan ayrı bir husustur, konumuz bu olmadığı için bu kadarcıkla teğet geçiyorum.

Modern toplumlarda yaşlılığın statüsünün düşüşü ile ilgili araştırmalar yapan ilim adamları ve platformlar bu konuda şu görüşleri açıklıyorlar; ‘Eğitim imkânının kısıtlı olduğu önceki yılları görmüş yaşlılar şimdikilere bilgi kaynağıydı, belli bir itibarları vardı. Sıkıntı olarak görülmezlerdi. Eskiden yaşlılığa geçişte depresyonlar yaşanmazdı. Modernleşme ve kentleşme yaşlıların konumunu temelden sarstığı gibi yaşlıların psikolojisini olumsuz etkiliyor.’ Diyorlar. Doğru ancak bütün bunların alt yapısında iman zayıflığı yatıyor. Bu tespit de yapılmalı.

Peki, yenidünya düzeni; ömrü uzayan, sayıları artan bu yaşlı insanlar için ne düşünüyor?

Araştırmacılar, yenidünya düzeninde yaşlıların hayâta ve ekonomiye kazandırılması için çalışmalar yapıyorlar. Gelecekte daha dinamik, sosyal hayat ve sosyal medyayla daha çok uyum ve iletişimde olan bir yaşlılık tablosu oluşturmayı planlanıyorlar. Eskiden emekliye ayrılmış, köşesine çekilmiş hayattan kopmuş olarak görülen ya da kendisine yalnızca torun bakma rolü biçilen bir yaşlı ihtiyar konumu tasarlanmıyor. Tecrübesi ve hayat deneyimiyle bizzat sosyal hayâtın içinde bir ‘bilge adam’ veya ‘âkil insan’ tâbirine uygun yaşlılar düşünülüyor. Yanı sıra gençliğinde yapmaya tasarlayıp da yapamadıklarına daha çok zaman ayırarak kendini belli hususlarda yetiştirmeyi hedefleyen bir yeni nesil yaşlıları hedefleniyor.  

Biz de âcizâne bu fikirlere ilâve olarak; bu yaşlı kesimin farklı hususlarda donanımlı olanlarından gençlerin faydalanmasını temin edecek ortamların hazırlanması sağlanmalı ve onların deneyimlerinde istifâde edilmeli, diyoruz. Yaşlılarımızın bilgelik ve birikimler hebâ olup gitmemeli. Yaşlar kemâle erince kemal vasıflar gençlere de bulaşmalı, belki vakıflar bu işe aracılık etmeli. Gelecek dönemlerde yaşlılar dînî, ilmî ve bilgi hususlarında istekleri artmış, etrâfıyla barışık ömürlerinin son dönemlerini hem dünyâları hem ukbâları adına daha verimli geçirsinler diye temenni ediyoruz. Yaşlılarımızın evin bir köşesine terk edilmiş devamlı azarlanmaya müstahak kişiler olarak değil de evin en değer verileni, eli öpülüp duâsı alınan kıymet gören büyükler olarak görülmesi tek dileğimizdir. Yine yaşlılarımızın evsiz, sevgisiz, ilgisiz bırakılarak huzur evlerine koyulup bir başına kaderleriyle baş başa bırakılan değil devamlı aranıp sorulan yuvalarımızın temel direkleri olarak görülen bir konumda olmasını yürekten arzuluyoruz.

Tabi bir eğitim işidir. Zaman içinde inşaALLAH bu günlere ulaşmak temennisiyle yaşlılarımızın hürmet ve saygıyla ellerinden öpüyoruz efendim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi