Nazmiye Gülbaş

Nazmiye Gülbaş

Sırada Asya mı var?

Sırada Asya mı var?

Papa 2. Jean Paul, 1999 Noel’inde verdiği mesajda “Birinci bin yılda Avrupa Hristiyanlaştırıldı!” demişti. İkinci bin yılda Amerika ve Afrika’nın Hristiyanlaştırıldığını söylemişti. “Üçüncü bin yılda Asya’yı Hristiyanlaştıralım!” demişti...

İlk bin yılın hemen ardından ikinci bin yılda İslamiyet'e ve Afrika'daki ''dinsiz yerlilere'' karşı açılmış Haçlı Seferleri ve onun özelliklerini taşıyan sömürgecilik faaliyetleri başlatıldı.

Emperyalizmin ideoloji ve zenginlik hırsı aynı zamanda deniz aşırı ülkelerin topraklarına ve zenginliklerine göz dikmiş Avrupalıların hedefini Afrika'ya çevirmişti. Bununla birlikte Amerika Kıtası’nın keşfi ile sömürgecilik faaliyetleri her iki kıta da sürdürülmeye başlandı. Avrupalıların ekonomik planda öncelikli hedefi yerli kabilelerin sahip olduğu altın ve değerli madenler idi. 

Aynı zamanda Avrupa ülkeleri sadece altın ve değerli madenleri sömürmekle kalmayıp, Afrika'dan köle olarak getirdikleri yerlileri insan ticaretinde kullandılar. Sonunda Afrika ve Amerika'daki toplulukların bir çoğu maddi ve manevi zenginliklerini kaybederken böylece bir çok medeniyette tarihe karışmış oldu.

Ve geldiğimiz Üçüncü bin yılda Haçlı zihniyetinin hedefi  şimdi Orta Doğu ve Asya.

Ülkemizin de içinde yer aldığı bu bölge tarihte Mezopotamya olarak tanımlanıp tarihin ilk çağlarından itibaren önemli bir yer tutmuştur. Bir çok medeniyetin birbirleri ile olan savaşlarına ev sahipliği yapmış, Bereketli Hilal olarak da bilinen Mezopotamya stratejik, jeopolitik vd. özellikleri ile daima medeniyetlerin hakim olmaya çalıştığı bir bölgedir.

Avrupa devletleri, ABD ile şimdi gözünü Orta Doğu ve Asya’ya çevirmiş Sarı Kıta’nın da tüm zenginliğini sömürmenin hesabını yapmaktadır. 

Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında başlatılan ''Arap Baharı'' ile kimi Orta Doğu ülkeleri parçalanmış ve bir çoğu da parçalanmak üzeredir. 

Irak, Sudan, Yemen vd. ülkeler bölünürken sınır komşumuz Suriye bölünmenin aşamasına gelmiştir. 

Irak'ın zenginlikleri sömürülürken diğer yandan bir kaç yıldan beri Suriye’de uygulanacak olan plan için doğru zamanın gelmesi beklenmektedir.

Suriye'nin sınırlarının değiştirilmesi demek Türkiye'nin Güneydoğusunun da içinde yer alacağı Kürdistan (küçük İsrail) devletinin kurulmasıyla İsrail'in güvenliğinin sağlanması demektir.

Tekrar hatırlatmakta fayda görüyoruz Condoreezza Rice 2003 yılında 22 İslam ülkesinin sınırlarının değiştirileceğinden bahsederken aslında tam da bu noktaya parmak basmıştır.

Dünyanın iliğini kemiğini sömüren emperyalist güçlerin maddi kaynak bulma planlarının içinde kabul etsek de etmesek de maalesef Türkiye de var.

Esasen Papa 2. Jean Paul’un bahsetti proje Siyonistlerin beş bin kusur yıldır hedefledikleri Büyük İsrail Devleti projesinden başka bir şey değildir.

Evangelist Hristiyanlar ile Siyonistlerin tek dünya devleti kapsamında yürüttükleri bu ortak proje, tüm kıtaların maddi ve manevi zenginliklerini sömürmenin bir parçasıdır. 

Biz Müslümanlar uyanık olmadığımız sürece Afrika ve Amerika yerlilerinin başına gelenlerin bizim de başımıza gelmesi kaçınılmaz olacaktır. (MazaAllah!)

Tüm dünyada uygulanan siyasi, iktisadi, askeri, sosyal politikalar tek elden yürütülmekte olup bu tek dünya devleti (Büyük İsrail) için yapılmaktadır. 

Selam ve dua ile...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Nazmiye Gülbaş Arşivi