Hayaller ve Düşündürdükleri
Bugünkü yazımıza da, ‘Selam duâsıyla başlayalım inşallah efendim;
‘Aşk olsun. Aşkınız cemâl olsun. Cemâliniz nûr olsun. Nûrunuz ayn olsun.’
Geçen hafta ‘hayal ve hakikat’ üzerinde durmuştuk bugünkü beyitler çerçevesinde bu hafta da yine hayalleri konu edeceğiz yazımıza, haydi başlayalım. Vira Bismillah;
“Ruhdaki hayal, sûretâ yok gibidir. Lâkin sen bütün cihan halkını birer hayal peşinde gider gör.”
Burada dünyânın fâni lezzetlerinin âdeta birer hayal gibi olduğu, ama ruhta mevcut olanın kalıcı ve bâkî olduğu, misal edilir. Ruh nasıl gizliyse, hayal de aynen öyledir. Nasıl bir hayalin peşinden gidilmez ise dünya ve içindekilerin de peşinden gidilmez, zira onlar yalnızca birer hayalden ibârettirler, geçicidir, bâkiliği yoktur. Hayallere kapılanların geleceği belirsizdir, karanlıktır hatta sonu hüsrandır. Ancak Hakk’a tâbî olanlar bundan müstesnadır. Fakat neredeyse bütün bir cihan, ham hayallerin arkasından, hüzünlü bir âkibete doğru gitmekteler. Şunu bilelim ki, dünya ve içindekiler fâniliğinden ötürü yalnızca birer hayalden ibârettir. Bir hayale ne kadar muhabbet edilirse, aynen ona öyle muhabbet edilmelidir. Bütün bir ömür buna harcanamaz.
“Onların (ârif olmayanların); barışları, savaşları, kavgaları hayaldir. Övündükleri, ayıp saydıkları, şöhretleri de hep hayaldir. Bütün dünyâları hayalden ibârettir.”
Hayaller hakikate simgeleyen anlamlara sâhip değildir, zira onlar insanın ömrüne nispetle sâdece bir anlık lezzetlerdir, bunlara itibar etmek gerçekten akılsızlıktır. İnsanın hayâtında küçük birer parça olan farz edelim ki güzellikler, sonsuz bir mutluluğu yanında ne kalır ki? Bu ancak deryâda katre misâli gibidir. Dolayısıyla ham hayallerin peşinden sürüklenenler, onların insanda meydana getireceklerine de, katlanmak durumunda kalırlar. Bâzı insan servetine, bâzısı mevkisine, kimisi gücüne-kuvvetine, kimi de ilmine-bilgisine itibar ederek onların peşinden gider. Halbuki bu sayılanlar onun ömründe sâdece küçük bir parçadır. Oysaki bir hafıza kaybı ilmi bitirir, bir iflas tüm serveti yok eder yine bir hastalık gücü-kuvveti azaltır kimi zamanda mevkiin kaybı söz konusu olur. İşte nasıl bir hayalle övünülmez ise tıpkı bunun gibi hayâtın küçük bir diliminde sâhip olunanlarla ki, bunlar insanın her an elinden gidicidir bunlara bağlanılmaz. Bunlar için kavga çıkarılmaz. Çünkü kişilerin bağlandıkları, övündükleri geçici bir hayalden ibârettir. Akıllı insan ham hayal peşinden koşmaz, fâni olana yâni geçici olana meyletmez. Akıllı kişi dünyâda kendisine ebedi saadet temin edecek bâkî şeylere yönelir.
Ancak şu hususa dikkat çekmek isteriz. Dünyâda yapılan bâzı çalışmalar vardır ki, bütün bir insanlığa fayda temin edecek cinstendir, meselâ bunlar; topyekûn milletin huzur ve mutluğunu sağlayacak cinsten olabilir veya devletinin gücüne güç katacak eserler olabilir. Yapılanlar barışa, iyiliğe-hayra kapı açabilir bu sebeple onlarla uğraşmak boş hayal değildir.
“Evliyâya tuzak olan hayaller, Hüdâ bahçesindeki Ay yüzlülerin yansımasında ibârettir.”
‘İnsanın aklına; ‘Bu dünyâda mâdem her şey hayaldir, evliyâullah da insan olduğuna göre, onların övünç ve düşünceleri de hayaldir’ fikri gelebilir. Hayır, hayal değildir. Çünkü o yüce zümrenin tasavvurları, Hüdâ Hazretlerinin, rûhânî gül bahçesinin, ay yüzlü peygamberlerin aksidir. O yüce peygamberlerin aksi, insanlık âlemine bıraktıkları hikmet dolu emirleridir. O hikmet dolu emirler, insan gece karanlığında sohbet edecek kadar yakın olan dostu gibidir.
Evliyânın hayâli, ay yüzlülerin yansıması olan emirlerdir. Bu emirlere ‘tuzak’ denmesinin sebebi, evliyanın nefeslerini, yasaklanan işlere yönelmesinde hür bırakmamasından dolayıdır. Evet, bu hayaller, nefsi emmâre için tuzaktır. Ama yine o emirler, aslında mutluluk tuzağıdır. Fırtınalı deniz ortasında esenlik gemisidir. Evliya bu tuzağa, emredilmiş kayıtlara kendilerini bağladıkları hatta bütün benliklerini verdikleri için gerçekten bedenleri sûreta esir ama ruhları hür, gönülleri tok ve özgürdür.’ (Abidin Paşa, Mesnevî Şerhi, Sadeleştiren Mehmet Said KARAÇORLU, İst, 2007, s.44)
Haftaya nasipse devam etmek üzere, efendim hayırlı Cumâlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.