Allah'ın kitabı; kulluk kitabımız Kur’an-ı Kerim'in 58. sırasında yer alan 22 ayetten müteşekkil ve Medine'de nazil olmuş olan bir süredir, Mücadele suresi

Mücadele suresinin ilk başlarında Zıhar olayının Şer'i hükümleri açıklanmıştır. Aynı zamanda Müslümanlar şiddetle ikaz edilerek kendilerine; Müslüman olduktan sonra cahiliyenin örf ve adetlerine bağlı kalmanın Allah'ın koyduğu sınırları aşmak ve onun kurallarına karşı çıkmak anlamına geleceği anlatılmıştır. Böyle bir davranış ise Yani insanın kendi keyfince kurallar koyması kesin surette iman ile çelişir. Sonuçta insanı dünyada hüsrana götürür ve ahirette de insan bu yüzden hesaba çekilir.

Mücadele Suresi: Müslümanların genel toplumsal Ahlaki ve Medeni tavırlarını, davranışlarını şekillendirip kibar, efendi bir toplum olmasını sağlarken aynı zamanda daha şiddetli ve çok daha önemli olan münafıkların yardakçılığının kötülüğünü haber vermektedir. Hem kendilerine dünyada ve ahirette zarar verirken Müslümanlara da çok büyük zarar verdikleri haber verilmiştir. Biz bu surenin 14. ayetinden 22. son ayetine kadar 9 ayetinin manalarına bakacağız.

14-“Allah'ın gazap etmiş olduğu bir kavme yardaklık edenlere bakmaz mısın? Onlar ne sizden ne de onlardandır. Bile bile yalan yere yemin ederler.” Bu ayeti kerime şunu haber veriyor: Münafıklar Yahudilere yardaklık ediyor müminlerin sırlarını onlara naklediyorlardı.

Rivayet olunuyor ki Resulü Ekrem (sav) bir gün hücrelerinde oturuyor, yanında birkaç Müslüman bulunuyordu. Şimdi yanınıza şeytan gözlü birisi gelecek diye buyurdu. Derken pörtlek ve gök gözlü, birisi çıkıp geldi. Resulallah ona “Sen ve arkadaşların bana niçin sövüyorsunuz?” buyurdu. Öyle bir şey yapmadığına yemin etti. Bu adam Abdullah Bin Nebtel adında birisi idi.

15-Allah onlar için şiddetli bir azap hazırladı. Gerçekten Onlar ne fena işler yapıyorlar

16-Yeminlerini bir siper yaparak Allah yolundan men ettiler. Onun için Onlara hakaretli bir azap vardır.” Yani: “ Azabin mühîn” (hakaretli bir azap)

17-İmkanı yok, onları ne mallar ne de evlatları hiçbir şekilde Allah'tan kurtaramaz. Onlar Ateş ehli olup onun içinde ebedidirler.

18-O gün Allah onları diriltecek Size yemin ettikleri gibi ona da yemin edecekler. (ve yahsebûne ennehüm alâ şey) Bir şey yaptıklarını sanacaklar. İşte onlar her hep yalancılardır.” Rivayet olunduğuna göre münafıklardan birisi kıyamet gününde muhakkak ki birbirimizden ve evlatlarımızdan yardım göreceğiz dedi de bunun üzerine bu ayeti kerime nazil oldu.

19- Şeytan üzerlerine istila ederek, (bürüyerek) Allah düşüncesini unutturmuştur. Onlar şeytanın hizbi taraftarıdırlar. Uyanık olun! Hizbüşşeytan (şeytanın grubu) hep hüsrana düşenlerdir.”

20-Allah ve resulüne hudut yarışına kalkanlar (Allah ve Resulüne hadd bildirenler, bildirmek isteyenler, yani düşmanlık edenler) herhalde en alçaklık içindedirler.”

21-Allah, “Celalim hakkı için ben ve resullerim yener-ezer diye yazmıştır. Şüphesiz Allah kavidir, azizdir.” Mukatil şöyle demiştir Müslümanlar: “Biz Fars ve Roma'ya Karşı Allah'ın bize yardım edeceğini umuyoruz.” dediler. Bunun üzerine münafıkların reisi olan Abdullah İbni übey: “Siz Fars ve Roma'nın yendiğiniz bazı memleketler gibi mi olduğunu zannediyorsunuz? Hayır vallahi onlar sayıca ve güç bakımından çok büyüktürler.” Dedi. Bunun üzerine Allah Teala bu ayeti kerimeyi inzal buyurdu.

22-Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiçbir topluluğu Allah ve resulüne hudut yarışına kalkışan kimselerle dost bulamazsın. Babaları, kardeşleri, hısımları hemşerileri olsalar bile böyledir. Allah öyle kimseleri sevmeyen bir kavimin kalplerine imanı yazarak kendilerini katından bir ruh ile desteklemiştir. Onları altından ırmaklar akan cennetlere koyacak, içlerinde ebedi kalacaklardır. Öyle ki Allah onlardan onlar da Allah'tan hoşnut olarak. İşte onlar Hizbullah’tır. Uyanık olun ki; Hizbullah (Allah taraftarları) muhakkak hep kurtuluşa erenlerdir.”