Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

İklim Kanunu

İklim Kanunu

Ramazan Bayramı tatilinin, okulların ara tatili ve kamu görevlilerinin idari izinli sayılmaları sonucunda 9 gün olarak yapılmasının ardından önce özel sektör, sonrasında da kamu sektörü işi başı yaptı.

Bu arada TBMM de gündemine dönüyor artık.

Her ne kadar diploma ve yolsuzluk soruşturmaları sonucunda oluşan yapay gündem bir müddet daha devam ettirilecek gibi görünüyorsa da, Türkiye’nin bundan sonra asıl gündeminin iklim kanunu olacağını ya da olması gerektiğini düşünüyoruz.

Bu güne kadar üzerinde çok konuşulmadan veya toplum kesimlerinin düşünceleri dikkate alınmadan hazırlandığı ve meclise sunulduğu iddiaları çok dikkate alınmamış olsa da, iklim kanunu önümüzdeki yüzyıl için çok önemli kısıtlamalar ve yükümlülükler getirmektedir.

İklim Kanununa muhalefet edenlerin en temel iddiaları, bu kanun teklifi kabul edilecek olursa;

-Türkiye’nin en önemli zenginliği olan tarım ve hayvancılığının bitirilmesi ile ülke ekonomisinin baltalanacağı
- Toplumun mülksüzleştirileceği,
- Su kullanım kotası getirileceği,
- Karbon ayak izi takibi yoluyla yüksek miktarlarda “Karbon Vergisi” ödenmek zorunda kalınacağı,
- "İklim kapanmaları” ile seyahat da dâhil olmak üzere kısıtlamaların getirilebileceği gibi tehlikelerle karşı karşıya kalacağımız ifade edilmektedir.

Esasında çok söylenmeyen ancak muhtemel öyle büyük bir tehlike daha var ki, kanun kabul edildiği takdirde ÇOCUKLAR KANUN GÜCÜYLE AİLELERİN ELİNDEN ZORLA ALINABİLECEKTİR.

Böyle bir şey olmaz veya olamaz diyenlere bu güne kadar olmaz dedikleri pek çok şeyin oldurulduğunu hatırlatarak bu durumun nasıl hayata geçirilebileceğini anlatmış olalım.
Yeni doğan çocukların aşı kaydı daha sert tedbirlerle tutulabilmesi için deri altına yerleştirilebilecek bir çhip sayesinde sadece aşı kaydını tutulmakla kalmayacak, ileri aşamada karbon ayak izi takip sistemin de eklenmesiyle aşıları olmayan veya aşı olduğu halde karbon ayak izi kullanım kotasını aşan çocuklar ailelerin elinden çekip alabilecekler.

Bu güne kadar olmaz denilenler oldurulduğunda toplumların hiçbir şekilde rızasını almaksızın, küreselci iblis çetesinin tüm yıkım projelerinin adım adım hayata geçirildiğini gördük.

-"İklim değişikliği" zırvalığına dair hiçbir bilimsel sonuç yokken "kanun" çıkarıp bunu mevzuata bağlamak isteyenlerin aynı çete olduğunu,

-Yine ellerinde hiçbir bilimsel ispat yokken "karbon, iklim değişikliğine sebep oluyor" diyenlerin aynı çete olduğunu,

"Sıfır karbon" diyenlere, karbonun yaşamın ta kendisi olduğunu unutturmak isteyenlerin ve aslında yok etmek istedikleri şeyin siz, aileniz, evlatlarınız ve hayatın kendisi olduğunu,

"Sıfır karbon" mottosuyla yola çıkanların, açık bir şekilde "yaşamı sıfırlamak" istediklerini unutturmayın ve karşı çıkın.

Haftaya TBMM de olacak olan iklim soykırımı kanunu varken başkalarının gündemi belirlemesine izin vermeyin ve gündemi siz belirleyin.

İklim zorbalarına karşı iklim bilimi alanında ödüller almış ve dünyaca ünlü;

Prof.Dr.Patrick Albert Moore

Prof.Dr.Antonis Foskolos

Prof.Dr.Ian Primer

Prof.Dr.Viv Forbes gibi 900 İklim bilimcinin, iklim değişikliğinin bir yalan ve sahtekârlık olduğunu açıkladıklarını anlatın.

Türkiye dâhil birçok ülkede bilgisayar programcısı Bill Gates'in, Rothschild'in yeğeni pedofili sapık Klaus Schvaps'ın ve insanlık düşmanı küresel sermaye sahipleri ve onların kalemşörlerinin tarım arazisi topladıklarının yalanlarının ispatı olduğunu haykırın.

Türkiye’nin stratejik ortağı ABD nin bile bu siyonist anlaşmaları iptal ederken bize ne oluyor diye soruverin.

Kuantum mekaniği üzerine yaptığı çalışmalarla 2022 yılında Nobel Fizik Ödülü alan John F. Clauser, "İklim Acil Durumu Yok" diyerek BM'ye bağlı IPCC'nin yanlış bilgi yaymasına karşı doğru bilgiyi yaymak için kurulmuş olan Clintel Dünya İklim Beyannamesi'ni imzalarken bu kanun kim tarafından dayatılıyor diye araştırıverin.

FARKINDA MIYIZ?

"Bunlar hep komplo teorisi" diyenler ile "iklim değişikliği" dolandırıcılığına ses çıkarmayanlar, o günler geldiğinde, çocuklarınızın dahi elinizden çekip alındığında dizlerini çokça dövecek ama bunun hiç kimseye ve hiçbir şeye zerre faydası olmayacaktır.

Çünkü İklim değişikliği yalanı küresel ekonomiyi ve milyarlarca insanın refahını tehdit eden tehlikeli bir bilim yozlaşmasıdır.

Ülkelerin işgal girişimi artık BM ve DSÖ ile yapılan Paris iklim anlaşması ve İstanbul sözleşmesi ile yapılmaktadır.

BU ÜLKEDE SAĞCISI VE SOLCUSU İLE BİR BOYKOT YAPILACAKSA, İKLİM KANUNU BOYKOT EDİLMELİDİR.

O GÜNLER GELMEDEN, İKLİM KANUNU ŞARLATANLIĞINA TEPKİNİZİ GÖSTERİN!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi