Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Bugün  senenin  son  günü 

Bugün  senenin  son  günü 

Şu vakitlerde ülkemizde pek çok Müslüman’ın akşamki yılbaşı kutlamalarına hazırlıklar içerisinde olduğu mâlumunuzdur. Bu köşede, yapılanların yanlış olduğuna dâir her sene yazıldı, uyarıldı. Yine böylesi bir günde elbette aynı uyarıları içimizden geçtiğince yinelemek arzusundayız müsâdenizle efendim.

Zâmânın hesâbını çok iyi yapması gereken Müslümanların yılın son günü olarak addedilen bu günü, ‘vur patlasın-çal oynasın’ şeklinde ucuz, beyhûde gerekçelerle boşa israf etmesi hiç uygun değildir. Biz; ‘İki günü eş geçen ziyandadır’ anlayışıyla hareket eden geçirdiği o günü bir önceki günden daha faziletli olarak değerlendirme gayretinde olan bir kültüre sâhibiz hamdolsun. Takdir edilen yeni gelecek senenin ilk gününe, oynaya-zıplaya günahlarla hemhal olarak girilmemeli. Bilhassa Hıristiyan âdetlerine uyarak gün boşa heder edilmemelidir. Yeni senenin ilk gününe tevbe etmiş, Cenâbı Hakk’a daha iyi bir kul, daha iyi bir Müslüman olma çabasında olarak vakte bereket getirmek bize yakışandır.

Çevremiz hem namaz kılan hem gayri Müslimler gibi yılbaşı kutlayan, hem hacca-umreye giden hem Milli Piyango gibi alın teri olmadan havadan para elde etmek için çırpınan Müslümanlarla dolu. Mâlesef gerine gerine Müslüman olduğunu söyleyen ve yılbaşı eğlenceleri sadedinde televizyon karşısındaki adı eğlence olarak lanse edilen pespâyelikleri seyreden veya pişpirik-tombala gibi kağıt oyunlarıyla vaktini heder edenlere günümüzde sıkça rastlanıyor. Bu sebeplerle kalp ve gönül âlemleri kirlenen Müslümanlar bir türlü Hakk’ın emirlerine boyun eğemiyor, düzgün bir Müslüman olamıyor. 

Akıl sâhibi her Müslüman bilir ki yılbaşı kutlamaları çerçevesinde günah adına icra edilenler, bütünüyle Batı hayâtının günümüze taşınmış taklit boyutu davranışlarıdır. Bunun lamı-cimi yoktur. ‘Aaa ne var canım bunda! Ben Noel kutlamıyorum ki, yeni bir seneye girmenin sevincini yaşıyorum hepsi bu.’ Deyip çıkıyorlar. Kimse yaptığı yanlışlıklara böylesine ucuz cevaplar vererek günahlarını küçümsemesin. Küçümsenen günahlar kişiyi büyük günahlara taşır. İşte bu yüzden Müslümanlar bir türlü iflah olmuyor.

Müslüman Müslüman’ca yaşasa onda bir vakar olacak, ahlâkî güzellikler tezâhür edecek. Bunlar dışa fazilet ve güzellik olarak yansıyacak. Ama bugünün Müslüman’ına bak gör ki, bir Batılıdan görünür olarak da, ahlak olarak da ne farkı var? Aynı Batılı gibi giyinen, Batılı gibi yeyip-içen, Batılı gibi ahlâkî bozukluk içinde olan Müslümanlar sâdece isimce Müslüman. Yoksa hakiki Müslümanlık nerede bugünün Müslümanları nerede??? 

Kendi hicri yılbaşından bîhaber yaşayan günümüz Müslüman’ı ne üzücüdür ki her sene Hıristiyanların yılbaşısını kutlamayı âdet görüyor. Buna karşı çıkanı da ‘gerici-yobaz’ olarak damgalıyor. Noel baba, çam süsleme, hediyeleşme, ziyâfet çekme gibi Hıristiyan dünyâsının âdetlerini meşru görmek Müslümanlar için büyük bir tehlikedir. Bilinsin ki Müslüman’ın hayâtında böylesi bir kutlama yoktur.  

Bugün her şey ayan beyan ortadayken biz Batı’nın çirkef hayâtını, insânî boyutta zülümkâr davranışlarını bize yakışmayan ahlaksızlıklarını alıp uygulamak zorunda mıyız? Bugün onların gerçek yüzü ahlaksızlılarıyla, zulümleriyle net olarak anlaşılmıştır. En son göçmenlere yaptıkları insanlık dışı, insânî saygınlığın ötesinde tavırları medyadan gördük. Onları tanıyoruz. Bosna’da tanıdık, Sûriye’de tanıdık, Afrika’da da tanıdık, 15 Temmuz’da tanıdık. Artık bırakalım şu rezil insanların peşinden gitmeyi. Böylesi aptalca taklit olamaz. 

Biz dünden bu yana bugün ne kadar İslâmî değer varsa onlarla alay eden yok etmeye çalışan Batı’ya karşın onların değerlerini benimsemenin, benzemenin göstergesi olan bugünkü davranışlar, gerçekten Müslümanlar adına acınası hallerdir. Bakınız yüce Rabb’imiz âyette ne buyuruyor: “O (Allah), Kitap'ta size şöyle indirmiştir ki: Allâh'ın âyetlerinin inkâr edildiğini yâhut onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, onlar bundan başka bir söze dalıncaya (konuya geçinceye) kadar kâfirlerle berâber oturmayın; yoksa siz de onlar gibi olursunuz. Elbette Allah, münâfıkları ve kâfirleri cehennemde bir araya getirecektir.”(Nisa, 140) (Meal açıklaması: Gerek milletlerarası münâsebetlerde ve gerekse fertler ve topluluklar arası münâsebetlerde müminler dâima müminlerin yanında yer alacak, güç, kuvvet ve şerefi bu berâberlikte arayacaklardır. Kendilerini korumak veya güçlenmek için kafirlere başvuran milletler küçüldükleri gibi, fertler de mânevi değerlerinden kayıp verirler. Eğer berâberlik zarûri hâle gelirse bu takdirde müminler, en azından dinleri aleyhinde konuşulurken meclisi terk etmek suretiyle durumu protesto edecek, dinlerini korumak için gerekli tedbirleri alacaklardır.) İşte âyet açık bir şekilde uyarıyor.

Biz çirkinlikte, günahta değil ancak iyilik ve takva konusunda yardımlaşabiliriz. “…iyilikte ve fenâlıktan sakınmakta yardımlaşın, günah işlemek ve aşırı gitmekte yardımlaşmayın. Allah'tan sakının, Allâh'ın cezâsı şiddetlidir.” (Mâide, 2) Yazımızda bu değerlendirmenin içerisindedir. Hayırla kalınız. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi