Ülkemizin bulunduğu coğrafyada her an teyakkuz her an tetikte olma gerekliliği, insanımızı bilhassa yöneticilerimizi büyük sorumlulukların içine koyuyor. Yine dünya genelinde yaşanan bir pandemi gündemdeki yerini koruyor. Herkes özellikle dışarı çıkarken devamlı tedbirli ve yine teyakkuzda! Bu arada önümüz Kurban Bayramı, telâşe günleri başlıyor. Yanı sıra seksen altı yıl sonra ibâdete açılarak aslî hüviyetine kavuşturulacak olan Ayasofya Câmi ve onun getirdiği farklı tepkiler ve câminin ibâdete hazırlanma çalışmaları… Türkiye’de gündem bitmiyor yâni. Bugünler, bu senelerdeki gündemler biter yarınlarda ve seneye başka gündemler başlar. Ülkede gündem bitmez zira artık Türkiye ele avuca sığmayan dünyâda sıralı ülkeler çapına varacak konuma geldi. Rabbim geleceğimizi hayreylesin inşaALLAH.

Bu yazdıklarımız tabiî ki başlıkla uyumlu değil. Ancak şunu vurgulamak istiyoruz. Yaşadığımız bölge ve ülke bizi hep dikkatli olmaya sevk ettiği için daralan ruhlarımızın rahatlatılması lâzım. Yoksa sürekli teyakkuz insanda gerginlik oluşturur. Gerginliği ise ancak ibâdet çözer. İbâdetler insanı târif edilemez bir huzur iklimine sokar. Bu sebeple her insanın Müslim olsun, olmasın ibâdetle rahatlamaya müthiş ihtiyâcı vardır. Bu aynı su içmek, yemek yemek gibi hayâti öneme hâiz bir husustur. Biz bu satırlarda siz değerli okuyucularımıza hep ibâdetin ehemmiyetinden bahseder dururuz.

Efendim işte bir rahatlama iklimine giriyoruz. Yarın nasipse kameri takvime göre senenin son ayı olan ‘Zilhicce Ayı’na giriyoruz. Ramazan ayından sonra biz Müslümanlar olarak tıpkı her günü ‘Kadir Gecesi’ değerinde bilhassa ilk on günü çok kıymetli olan mübârek günlere giriyoruz. Bilindiği üzere ‘Zilhicce’nin onuncu günü ‘Kurban Bayramı’. ‘Zilhicce’nin kıymeti, bu ay içerisinde ‘Hac’ ibâdetinin gerçekleşmesinden dolayıdır.

Şerefli Kur’an’da belirtildiği üzere: “Andolsun Fecre, On geceye, Çifte ve teke, (her şeyi karanlığı ile) örttüğü an geceye. Bunlarda akıl sâhibi için elbette birer yemin (değeri) vardır.” (Fecr, 1-5) âyetlerinde belirtilen, Tefsir kitaplarında bahsedildiği gibi üzerine yemin edilen on gecenin, ‘Zilhicce’ ayının ilk on gecesi olduğu anlatılır. Peygamber aleyhisselam’da; ‘Allah katında ibâdet edilecek –sâlih amel- işlenecek günler içinde Zilhicce’nin ilk on gününden daha hayırlısı yoktur.’ Buyuruyorlar. (Tirmîzî, Savm 52)

Rasûli Ekrem Efendimiz aleyhissalâtu vesselam Zilhicce ayının ilk sekiz gün orucu oruç tutar ve 9.günü de Arefe günü olması hasebiyle sevâbına binâen oruç tutarlardı. Bilhassa ‘Arefe Günü’ orucu, geçmiş ve gelecek senenin günahlarının affına vesile olması dolayısıyladır. (Müslim, Siyam 196-197) O zaman Çarşamba’dan başlayarak gücü yetenin bu günlerde oruç tutması müstehaptır. Ancak ‘Arefe Günü’ hacıların zorlanacağı için onların ‘Arefe Günü’ oruç tutmamasına müsâde edilmiştir.

Bu mübârek günlerde zikru tesbihatlarla, kaza namazlarıyla, nafile ibaâdetler yaparak, Kur’an okuyarak yüce Rabb’e yaklaşmalıdır. Hayır-hasenatlar yapmalı, sadaka ve infaklarla ahret kazanımları toplamalıyız. Bunlar gönlü itminâna kavuşturucu, rûhu huzûra eriştirici sâlih amellerdir. Önümüzdeki günler içinde bulunduğumuz gerginliklerimizden bir nebze olsun rahatlayacak günlere kavuşuyoruz inşaALLAH. O halde haydi davranalım dostlar. Şimdiden günlerinizi en iyi şekilde değerlendirmeniz temennisiyle, hayırla kalın.

NOT : Dost ve kardeş Azerbaycan topraklarına devamlı, devamlı saldıran Ermenistan’ı buradan kınadığımızı belirtmek isteriz. Erministan boyuna-bosuna bakmadan sürekli bu tehlikeli işleri yapıyor. Tabi Ermenistan’ı kendi çirkin emellerine âlet edenler var. Dağlık Karabağ Bölgesi hâlen işgal altında. O yetmiyor gibi Ermenistan bir türlü tâcizlerine son vermiyor. Biz Azeri kardeşlerimizle et ve tırnak gibiyiz. Şehidlerimiz var. Bunun hesâbı sorulur. Ermenistan’a had bildirilir. Hepimize ve şehid Azeri kardeşlerimizin âilelerine baş sağlığı diliyoruz. Kardeş Azarbeycan’ın hep yanında olduğumuzu duyururuz.

Nurten Selma ÇEVİKOĞLU