Avrupa kupaları, Türkiye Kupası, Süper Kupa derken bu sezon başında da büyük umutlarla yola çıktı Konyaspor camiası. Yaşadığı başarılara bir yenisi daha eklemek istiyordu. Kötü senaryolar hiç akılların ucundan geçmiyordu.

Sezon başladı.. Takımın başında başarıların mimarı Aykut Kocaman vardı. Tüm camia Kocaman’a güveniyordu. Özellikle de Hilmi Kulluk ve ekibi. Öyle bir güven ki Kayacık Tesislerinin anahtarını başarılı teknik adama teslim ettiler

Kafaları rahat çünkü futboldan anlamayanlar anahtarı futboldan analayan en iyi adama anahtarı emanet etmişlerdi. İşte hikaye orada başladı.

Sonrası malum...

Futbol lobisi olmayan Konyaspor camiası tek adamla başarılı olacağını düşündü. Ama işler düşündükleri gibi gitmedi. Futbolda saha içi başarısı en önemli nokta. Saha içi başarınız yoksa ağzınızla kuş tutsanız yaranamazsınız..

Neyse günler geçiyor Konyaspor’da bi türlü istenen başarı ortamı sağlanamıyordu. Herkes sabırla düzelir diye beklerken bir anda herkesin tutunduğu dal (Aykut Kocaman) kırıldı... Eee şimdi yönetim ne yapacaktı.

Futbol adına her şeyi Aykut Kocaman üzerine kuran Başkan Hilmi Kulluk ve futbolun patronu dediği Selçuk Aksoy ortada kala kaldı. Futbol adına B planı olmayan ama futboldan anladığını sanan futbolun patronu Selçuk Aksoy spontane hamlelerle durumu kurtarmaya çalıştı

Selçuk Aksoy demişken.. Hilmi Kulluk’un futbol şubesini emanet ettiği sayın Selçuk Aksoy ‘un kötü yöneticilik tecrübeleri var. Bu konuyu haber olarak işleyeceğim ama kısa bir ipucu vereyim mesela transferleri ile ilgili.. Marica ve Hurtado desem.. Zaten gerisi çorap söküğü gibi gelir. Futboldan anladığını sanan ve burnundan kıl aldırmayan futbolun patronunun transferleri

Neyse mevzu uzar gider..

İşte sevgili Konyasporlular büyük umutlarla başladığımız sezonu sancılı, acılı, kahırlı geçirdikten sonra şükürler olsun ki ligde kaldık.

BİZ NEYE NİYETLENMİŞTİK

AMA KISMETİMİZ BU OLDU