Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Târihteki Altın Sayfa Çanakkale

Târihteki Altın Sayfa Çanakkale

Bu haftaki yazılarımızda Çanakkale’yi konuşalım istiyoruz efendim. Çanakkale unutulamaz. İnsanımıza bilhassa da yeni yetişen neslimize unutturulmamalı. Ülke genelinde düzenlenen etkinliklerle Çanakkale hep zihinlerde diri tutulmalı, milli-mânevi ruh her fırsatta insanımızın gönlüne nakşedilmeli.

Çanakkale uğrunda yüz binler şehid verilen herkesin hayranlıkla seyrettiği bir kutsal vatan toprağıdır. Ülke geleceğine yön verebilecek nice üstün zekâlar, Çanakkale’de bu güzel memleket aşkına yitirildi. Vatan sevgisi kutsaldır, vatan sevgisi imandandır. Vatan uğruna şehid olmak sonsuz saadeti muştular şehidlere. 

Kendisinden savaş silahları ve teknik techizat olarak misli misli fazla güce sâhip bir orduyla hiç de eşit ve âdil olmayan şartlarda müthiş bir savaş gerçekleşti kutsal Çanakkale diyarlarında. Türk askeri bu dudak uçuklatan savaşta âdeta ölüme koştu. Hep deriz ya; ‘bir destan yazıldı Çanakkale’de’, evet aynen öyle oldu. Çanakkale, bir devrin battığı ve yeni bir devrin açıldığı zorlu bir savaştı.

Peki, bu nasıl gerçekleşti? Asıl buraya odaklanmak gerekiyor.

“Geçmişten ders alarak geleceğe yürünmeli” hakikati zihinlerden hiç silinmemeli. Genç nesle bu destansı savaşın ruhsal boyutu, insanların iç techizâtının derinliğinin kıymeti ve önemi konusu tüm farkındalığıyla aktarılmalı. Ayni ruh onlara da zaman içinde nakış nakış işlenerek verilmelidir.

Çanakkale Savaşı’nda sergilenen üstün manzaralar askerimizde mevcut olan ruh kuvvetini gösteriyor. Elbette ki bu ruh gücünü imandan alıyordu. Şâir’in dediği gibi:

“İman gibi bir nûra müyesser olan insan,

Hak’ta görünür elbette büyük lütuf ile ihsan…” 

Çanakkale’deki o zorlu muvaffâkiyetin sebebi işte o yüksek ve ulvî ruhtur. İnsanımıza yeniden milli ve dînî ruh heyecânı aşılanmalı. Bu rûhun bugün yine de körelmediğini Doğu’da aylardır sürdürülen bölücü terör örgütüyle yürütülen mücâdelede bizzat müşâhade edebiliyoruz. Bayır-bucak da yaşananlar için de 2. Çanakkale deniyor.

Çanakkale’de Kürdü, Türkü, Çerkezi, Arabı, Lazı, Pomağı, Boşnağı, Alevisi, Sünnîsi hepsi hepsi bu memleketin kahraman evlatları kutsal vatan toprakları için savaştılar ve şehid düştüler. Çanakkale’ye bu ümmet bilinci sâhip çıktı. Çanakkale’de her etnik kimlikten olan bu vatanın yiğit evlatları, kanları pahasına ülkelerini düşman istilâsından kurtardılar. Onlara minnet borçluyuz. Yâni bu vatan o kadar ucuza alınmalı bir avuç hâin bölücüye peşkeş çekilemeyecek kadar pahalıdır. Kanla kazanılan bir savaş sonucu elimizdeki bu vatan toprakları üç-beş soysuza terk edilemeyecek kadar ucuz değildir.

Çanakkale milli mücâdelenin ilk basamağıdır hatta merkezidir desek daha doğrudur. Târihte her olayın ayrı bir önemi vardır ama Çanakkale bir başkadır. Orada yeni nesle ışık tutacak muhteşem târihî hakikatler yaşandı. Çanakkale’de imkansızlar başarıldı. Tâbiri câizse yedi düvel üstümüze geldi bu aziz vatanın aziz evlatları yılmadı, yıkılmadı, koştu, coştu hâsılı bir destan yazdı Çanakkale’de.

Bugün çağın yaşadığı onca sıkıntıya Çanakkale eğer doğru yorumlanırsa yeni bir nefes olabilir. Mehmetçiğin târihe altın bir sayfa olarak kaydettiği Çanakkale unutulamaz, unutturulmamalıdır. Şanlı ecdad hep hayırla yâd edilmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi