Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Dikkat toplum kutuplaşmasın!

Dikkat toplum kutuplaşmasın!

Bizi biz yapan değerleri hayâtın kıyısına attığınızda, ötelediğinizde ortada dolaşan yalan-yanlış ne idüğü belirsiz açmazların kurbânı olabilirsiniz. Şahsiyetiniz, karakteriniz, rûhunuz, inanç ve fikirleriniz yara alabilir, farklı kişilikler sergileyebilirsiniz. Toplumu âdeta bir kene gibi saran duyarsızlığın, saldırganlığın, anlayışsızlığın girdaplarında bocalayabilirsiniz. Bilinçsizce bir gurubun, bir güruhun içerisinde belki kimliğiniz belki başka bir vesilesiyle bulunabilir istemeden de olsa onların yanlışlıklarının ardından gidebilirsiniz. Bu saydıklarımız ne yazık ki insanımızın hayatlarında sergiledikleri son derece tehlikeli hal ve hareketlerdir. Uyanık bir bilinç şart! Ancak insanlar da bilinç mi bıraktılar ki? Demekten insan kendini alamıyor. 

Devamlı menfi pompalanan yaşanan gerçekler, insanları elbette olumsuz düşünmeye sevk ediyor. Ve insan gözünün önündeki hakikatleri menfiye yoranlar sebebiyle insanına, devlet adamlarına, topluma güven ve itimâdını kaybediyor. Bunlar hiç de hoş olmayan vakıalar. Yapılmamalı, toplum infiale sürüklenmemeli. Toplum doğru yönlendirilmeli. Bunun vebâli ağırdır. Bilinsin ki, her şeyin bir bedeli vardır.

Uzun süredir dış kaynakların buradaki uzantıları vasıtasıyla toplumsal ayrışmayı temin edici unsurlar pek çok materyallerle desteklenerek insanlar birbirlerine düşman edilmeye çalışılıyor. Ülkemizin güçlenmesini istemeyen toplu şer odakları, ayrıştırmaları etnik kimlikler, siyâsi tercihler, dînî referanslar, farklı yaşam tarzları üzerinden yapabildikleri gibi yerleşik değerler, farklı inanç kültürleri üzerinden de yapabiliyorlar. Bu genel çerçeveden özele inersek ayrıştırma ‘milliyetçilik’ öğesi içersinde ‘Kürt-Türk’ ‘Arap-Acem’ ‘Türk-Ermeni’ etnik kimlikle insanlarımızı kutuplaştırmak eğilimini körükleyici çalışmalar yapılıyor.

Yine aynı ayrışma ‘Alevi-Sünni’, ‘Şii-Sünni’ üzerinden gidilerek de bir gerilim hattı oluşturmak isteniyordu ne zamandır. Bu şekilde iç ve dıştaki şer mihraklar, insanlar arası iletişimde çatlaklardan hareketle toplumu germek fikrindeler. Tabi siyâsilerin söylemleri de kutuplaşmayı tetikliyor. Her ne kadar gerilime yol açacak konuşmalardan kaçınılsın diye kendileri söylüyorlar ama yine kendileri ortamı gerici sözleri sarf etmekten de geri kalmıyorlar. Kendi sözleriyle kendileri çelişiyorlar.

Bu işte “medya” en etkin konumdadır. Bugün “medya” toplumu kutuplaştırmakta en büyük rolü oynuyor. Bilhassa da belli mihraklar tarafından yönlendirilen medyanın bu menfi işte müthiş bir dahli var. “Medya” siyâsetten hükümete, eğitimden askeriyeye, kişilerden toplumlara varıncaya kadar insanları gerip kutuplaştırmada çok etkin konumdadır. Ve çok sorumsuzca davranmaktadır. Bunun sonucu neye varır, düşününüz? “Medya” hiçbir zaman ülkeleri açık söyleyelim ‘iç savaş’a götürücü rolde bulunmamalıdır. Yine “medya” böylesine sorumsuzca dil ve materyal kullanmamalıdır. Gün gelir bunun hesâbını sorarlar adama? Bu ülke hepimizin, ülkenin parçalanması, infiale sürüklenmesi kimin işine yarar? Hep buradan ikaz ettik; ‘Toplumu germeyin, Lütfen!’ dedik.

Yine hep belirttik, farklılıklarımız olacak. Farklılıklarımız fıtrattandır, doğaldır. Bunlar niye ayrışma sebebi olsun ki bilakis zenginlik olarak değerlendiririz. Bizim inancımızda ayrışma yoktur, kardeşlik vardır. ‘Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için’ anlayışı hâkimdir bizde. İşte bu birleştirici öğelere değil de ayrışmaya odaklanıp bir de bunu dayatırsanız, ‘Sen de benim gibi düşüneceksin’ derseniz, o zaman kutuplaşmaya yol açarsınız ki, Cenâbı Hak korusun bunun sonu hiç de iyi bir netice vermez. Bu vatan öyle ne idüğü belirsiz üç-beş soysuz düşünceye hebâ edilemeyecek kadar değerlidir. Kişiler ne yaptığının bilincinde olmalıdır. Bâzı liderler ateşle oynamaktadırlar. Bâzı insanlar da farkında olmadan son derece idraksizce bu ateşle oynayan kişilerin peşinden gitmekte, sürü psikolojisiyle akan gürüha dâhil olarak yanlış odakların maşası olmaktalar.

Bizler insanız pekâlâ hatâ yapabiliriz ancak yapılan hatâlar vatan sathında toptan yapılan hatâlar olur ve bunlar birleşirse Allah muhafaza önü alınamayan sıkıntılara dönüşebilir. Toplumu ayrıştırarak, kutuplaşma meydana getirebilecek farklılardan, onlara yem olabilecek her türlü durumdan şiddetle kaçınmak elzemdir. Ancak ahlâki değerlerimizle bunun üstesinden gelebiliriz. Şu aşamada aman sağduyu ve itidal lütfen!

NOT : Hepinizin Hicri yeni yılını kutluyor ve Müslümanlara hayırlar getirmesini diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi