Pkk’yı doğuran sebepler
Nereye gidiyoruz yazı serisi
PKK’ ne olup olmadığını, kuruluş amacı ve hedeflerini dile getiren E. Hv. Plt. Kur. Alb. Osman Başıbüyük, facebook’ta yayınladığı yorumundan bazı önemli bölümlerini okuyucularımın dikkatine arz ediyorum. Alb. Osman Başıbüyük diyor ki;
Türkiye’nin bugün, gündem maddesi PKK terörüdür.
AKP, yaklaşık 10 yıl önce “Analar ağlamasın” sloganı ile bir açılım süreci başlatmıştı. Fakat ne olduysa analarımız, 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra analarımız eskisinden daha fazla ağlamaya başladı.
PKK terörünün niçin tırmandığını, farklı bakış açısı size anlatmaya çalışacağım.
Önce hatırlayalım. PKK’nın kuruluş amacı neydi? PKK, bir Kürt devleti kurmak amacıyla yola çıkmıştı. PKK’ya göre 1. Cihan savaşından sonra, bölgenin haritasını çizen devletler, Kürtleri dört ayrı ülke içine dağıttılar. Bunlar; Türkiye, Suriye, Irak ve İran devletleri idi. Bu ülkelerden koparılacak toprak parçasında büyük Kürdistan kurulacaktı. İşte günümüzde de yaşamaya devam ettiğimiz terör sorunu arkasında bu hayal yatmaktadır.
TERÖRLE MÜCADELE
TC Devleti, 2000’li yıllara kadar, PKK terör örgütü ile gerçekten iyi mücadele etmişti. 1999 yılında Abdullah Öcalan yakalandı. Bu arada PKK hemen 7. Kongresini yaptı.
7. Kongrede, kâğıda geçirmeseler bile “Artık PKK, bağımsız Kürt devleti kurmaktan vazgeçtiğini…” dillendirmeye başlamıştı. Burası çok önemlidir. “Eğer PKK bağımsız Kürt devleti kurmaktan vazgeçerse, terör sorunu da Türkiye için biter, demekti.
Peki, Dış güçler, Türkiye’nin terör sorununun bitmesini isterler mi? Eğer Türkiye terör sorunundan kurtulursa, bölgenin gerçekten bir bölgesel gücü olur.
Bunun için PKK’nın yeniden inşa edilmesi gerekiyordu. Dış güçler ne yaptı?
2003 yılında Irak yeniden işgal edildiğinde ABD, Türkiye’ye bir anlaşma dayattı. Çoğunuz bu gizli anlaşmayı iki sayfa 9 madde diye bilir.
Dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile ABD’den Colin Paul arasında ki anlaşmanın asıl amacı Türkiye’nin Kuzey Irak’ta ki PKK kamplarına müdahalesini önlemekti. Böylece PKK kampları koruma altındayken, PKK kaybolan dağ kadrosunu yeniden inşa edecek ve ayrılıkçı isteklerini yeniden devam ettirebilecekti. Ve gerçekten de böyle oldu.
AKP hükümeti PKK terörünü barışçı yönden çözmek istiyordu. Bunun için her türlü tavizi verdi. Hatırlayın. Habur’da başlayan süreç, Dolmabahçe görüşmelerine kadar devam etti. Bu suretçe asıl amaç, ayrılıkçı Kürt hareketini Türkiyeleştirmekti.
Bunun için Kürtleri rahatsız edebilecek, Türk ulusal kimliğinden vazgeçilmeye başlandı. Fakat ayrılıkçı Kürt hareketinin en önemli unsurunu HDP oluşturuyordu.
TÜRKİYE PARTİSİ OLMAK
Şimdiye kadar bütün Kürt partileri Güneydoğu ile sınırlı kalmıştı. Örneğin MDP bir Güneydoğu partisiydi. HDP’yi, batıya açıp, Türkiyeleştirmek gerekiyordu. Çünkü Kürtlerin büyük bir kısmı batıda yaşıyordu. İşte bu maksatla HDP yola çıktı.
Açılım sürecinin asıl amacı, PKK’nın dağdan indirilerek, silah bırakmasını sağlamaktı. Peki, böyle mi oldu? Hayır. Tam tersi gerçekleşti. PKK, silahlanmaya, kadrosunu geliştirmeye ve şehirlere yayılmaya başladı. AKP Hükümeti onlara şöyle söylemişti. “Gelin, dağda terör yapacağınıza, ovada siyaset yapın”
Gerçekte de teröristler ellerindeki silahlarla ovaya indiler. Şehirlerde, ilçelerde, kasabalarda ve köylerde silahlı propagandaya devam ettiler. Ne yazık ki bu dönemde AKP hükümeti silahlı kuvvetlerimizi, askerimizi ve polisimizi karakollara hapsetti.
Bu ortamdan yararlanan PKK, şehirlerde taban buldu ve siyasallaştı. Bu siyasallaşmanın sonucu PKK yakın partiye oy olarak geri dönecekti, bu kaçınılmazdı. HDP, 7 Haziran seçimlerine bütün illerde katılacağını ilan etti. AKP ise HDP’nin % 10 barajını aşamayacağını zannediyordu. Bu arada HDP içinde bulunan bir kısım insanlar AKP’nin başkanlık isteğine karşı çıkıyorlar. Ve Selahattin Demirtaş; “Ey, Tayyip Erdoğan, seni Başkan yaptırmayacağız” diye bir açıklama yaptı. Bu slogan AKP’yi iktidar yapmak istemeyen insanları kendine çekti. Bunun neticesi HDP, barajı aşmakla kalmadı büyük biz zafer kazanarak 80 milletvekili çıkardı.
HDP’nin bu başarısı sadece AKP’yi değil, üç önemli aktörü daha panikletti. Bunlardan biri PKK idi. 7 Haziranda seçim bitti. 9 Haziranda PKK ateş kesi sonlandırdı. 11.Haziran da da KCK, açılım sürecinin bittiğini ilan etti. Size yakın bir parti HDP 80 milletvekili ile meclise girmiş. Neden silaha sarılıyorsunuz?
ÇÖZÜM SÜRECİ BATILILARIN TUZAĞIYDI
PKK içinde bazı üst yönetimdekiler, “Çözüm sürecinin” PKK’nın, Post modern tarzda dağıtımı olarak görüyorlar ve bunun ise Bağımsız Kürt Devleti hayalinin sonu diyorlardı. Kandil, Kürt bağımsızlık hareketinin ölmemesi ve HDP üzerindeki vesayetinin kalkmaması için silaha sarıldı.
Uluslar arası güçleri niçin panikledi? Hatırlarsanız, Tayyip Erdoğan’ın “Kobani düşüyor” diye bir söylemi vardı. Bu söylemden sonra Batılılar Kobani’nin yardımına koştular. Zira Suriye’de bir Kürt özerk bölgesi kurulamazsa Türkiye’de PKK biterdi. Suriye de Kürtler için kantonlar kurulamazsa, Türkiye’de nasıl Kürt devleti kuracaklardı?
ABD, bunu sağlamak için Hükümete baskı yaptı ve zorla hava kuvvetlerini İncirlik’e getirdi. PKK internet siteleri bu ABD hava gücüne bakın ne diyor.
“Sait Çürükkaya adında bir PKK’lı bu gün İŞİD’e karşı savaşması için Süriye’de Peşmergedeleri eğitiyor. O geçenlerde Kürdistan Parlamentosuna bir mektup yazdı. Mektubunun bir yerinde; Eğer uluslar arası hava desteği olmasa, Kuzey Suriye’de ki Kürt kantonları yaşamını devam ettiremezler” dedi.
Sonuç itibariyle bu gün yaşadığımız terörün arkasında hem PKK, hem dış güçler ve hem de AKP’nin aynı anda tetiğe basması yatıyor. Ortada bir toprak talebi varsa Kürt sorununa barışçıl çözüm bulmanız mümkün değildir. Bu talep, Suriye gibi bizi de iç savaşa sürükleyecek demektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.