Recep Çınar

Recep Çınar

Konya fesatlığı!

Konya fesatlığı!

Sondan başlayacağım...

Ezcümle şu; Türkiye A Milli Takımı, Konya'da kimliğini buldu...

Düştüğü yerden Konya'da ayağa kalktı...

Yazılacaksa bir destan, onu da Konya'da yazdı...

Ancak...

Bu başarıyı çekemeyenler ile  fesatlananlar da var...

Karın ağrısı çekenlerle, birlik ve beraberliği hazmedemeyenler de tabi ki...

Böyle bir şehire ve böyle bir “Milli Takım”a saygı duyulması gereken yerde, 3-5 münafık ve  cibilliyetsiz başka işler peşinde...

Bel altı vurarak, hoşgörününün merkezi Konya'yı itibarsızlaştırmanın gayretini gösteriyorlar...

Konya, kanıyla, canıyla, ruhuyla, bedeniyle ve yüreğiyle millilerin yanında oldu...

Dünya şahit...

13 Ekim 2015 Salı, Türkiye'nin zaferi  ve Türkiye Milli Takımı'nın Konya'da tarihe geçtiği gün oldu...

***

Şimdi...

Sosyal Medya'da “Utan Konya” pompalanması bu birlik ve beraberliğin ardından seçilmiş olması tesadüf değil...

Bu işin içinde bir “hin”lik, arkasında da “hain”lik var...

Konya'yı öcü gibi gösterme gayreti...

Provokatif bir durum var ortada...

Hassas günlerden geçtiğimiz bu günlerde, özellikle şehrim insanı dikkatli olmak zorunda...

Kazanın altına odun taşıyarak, ateşi büyütmeye çalışanlara fırsat verilmemeli...

Bu kaostan beslenmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmekten başka bir şeye yaramaz...

Cibilliyetsizler, A Milli Takım üzerinden, Konya ve halkına saldırarak, kazanç sağlamaya çalışıyorlar...

Ama kaçırdıkları bir nokta var...

Konyalı yangına körükle gitmez...

xxx

Maç sonlarında basın toplantılarına genellikle katılmam...

Olağanüstü bir şey olmadığı müddetçe...

Açıkçası Fatih Terim, Konya ile ilgili birşeyler söyler mi merakı nedeniyle İzlanda maçı sonrasında basın toplantısının yapıldığı salona indim...

İzlanda'nın Hocasına “atmosfori nasıl buldunuz?” diye sordum, adam 3-5 cümle ile anlattı...

Özellikle ambiyanstan ve seyirciden etkilendiğini söyledi...

Sonra Fatih Hoca geldi toplantıya...

Bütün gazeteciler ayakta alkışladılar Fatih Terim'i...

Ben de ilk kez böyle bir olaya şahit olmanın verdiği şaşkınla alkışladım Hocayı...

Fatih Terim maçı anlattı, süreci anlattı, sonra soruları almaya başladı...

Ulusaldan birkaç arkadaştan sonra ben de kendisine ““Konya'da 3 maç, 7 puan ve Fransa, neler söylüyeceksiniz?”  diye bir soru yönelttim...

Fatih Hoca, Arkadaşlar Konya artık bizim için çok önemli bir şehir, çok önemli bir stad oldu. Biz de vardır ya uğurlu stad diye, Konya öyle oldu. Biz burada çok rahat ediyoruz. Burada çok önemli birşey söyleyeceğim, ilk defa burada gol kaçırdığımız zaman dahi serzenişte bulunmayan, bağırıp çağırmayan, oyuncuyu sahiplenen bir seyirci var. Bırakın küfür etmeyi, hakaret etmeyi en ufak bir serzenişti ve sitemde bulunmayan bir futbol seyircisi var. Konya'da herkes sefer oldu. Valimiz, Belediye başkanımız, Emniyet Müdürümüz, bütün ekipler, stad çalışanları Konya'daki herkes, ama herkes Milli takımı sahiplendi. Camlarda pencerelerde, yollarda herkes bizi bağrına bastı.  Zaten stad çok modern ve güzel. Daha net konuşmak gerekirse Konya bizi sevdi, biz de Konya'yı sevdik. Allah yolumuzu açık estin” Konya ile ilgili düşüncelerini bu şekilde aktardı...

Sağolsun, varolsun...

Yiğidin hakkını yiğide verdi...

Konya'nın da Konyalının da hakkını teslim etti...

Buraya kadar eyvallah...

Ancak, Fatih Terim'in Konya ve halkıyla ilgili söylediği bir tek kelime basında yer almadı...

Yereller de dahil...

Yazımın başında “sondan başlayacağım” dememdeki kastım bundandır...

Fatih Terim'in maç konuşmasında övgüler yağdırdığı  Konya'dan ve halkından tek kelime bile edilmemesi, münafıklığın ve Konya düşmanlığının ne boyutlara geldiğinin en büyük göstergesidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi