Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Deprem eğitimi yâni insan eğitimi

Deprem eğitimi yâni insan eğitimi

Bu deprem bize gösterdi ki, sağlam binâların yanı sıra sağlam insan yetiştirmek gerekiyor. Çalmayan, sahtekarlık yapmayan, doğru ve dürüst olan, herkesin iyiliğine çalışan, ‘kul hakkı’na dikkat eden, alın terine kıymet veren, kısa yoldan, yorulmadan kolayca köşe olmak yerine, sâdece verilenle kanaat eden, faziletli prensipleri hayâtına koyan insanlara ihtiyaç var. Herkesin başına bir polis dikemeyeceğimize göre, herkesin iç âleminde polis bulunması şarttır. O da insanların, ‘vicdan’ sâhibi olma hakikatinin idrâkına bağlıdır. Ancak pek tabi, bu bir eğitim meselesidir.

Bugün bâzı insanlar, yaşadıkları bu dehşetli felâketi doğru değerlendiremeyip, sürekli isyanları oynuyorsa, bu durumdan onları eğitmeyen, doğru fikri yapı geliştirmesine engel olan çevresi sorumludur. Emin, güvenilir, dosdoğru, hak-hukuk gözeten, merhametli-şefkatli insanlar yetiştirmemiz elzemdir. Tıpkı 18 yaşında emin-güvenilir vasfını kazanan Peygamber aleyhissalâtu vesselam gibi… İnsanların karakterleri sağlam olmalı ki, sağlam binâlar inşa etsinler. Fakat depremzede olan Anadolu’muzun güzel insanları, onca acı ve elem yaşamalarına rağmen öyle serinkanlı, sabırla, tevekkül ile hareket ettiler ki, her birinin sükûnetine hayran olduk. Maşallah işte gelecek, böyle faziletli, değerlerine sâhip, erdemli insanlar sâyesinde, daha güzeliyle yeniden inşa edilecek inşallah. Hep birlikte, her şeyin üstesinden geleceğiz, Yüce Rabb’in inâyetiyle. Depremi yaşayanlar, bizden daha sâkin daha derli-toplu, meseleleri, iman dâiresinde değerlendiriyorlar.

Biz inanıyoruz ki, hâdiselerden ibretler çıkaranlara, Cenâbı Hak kaybettiklerinden daha güzelini lütfedecektir. Biz biliyoruz ki, vefat eden kardeşlerimiz şehiddir inşallah. Kalanlara da Yüce ve Aziz olan Rabbi Teâlâ, karşılaştıkları cefâya karşılık, ecirlerini de ona göre verecektir. Kişi ne kadar ağır bir imtihan ile karşılaştıysa, Allâhu Azümüşşan’da ona göre sabrını verir. Engin şefkat ve merhameti olan Rabb’imiz, kulunu onca acısıyla, asla bir başına bırakmaz. O dâima yaraları en güzeliyle saran ve kulunun elini hep tutandır. Bize düşen Rahmeti Rahmân’a yönelmektir. O da kendisine yönelenlere daha iyisiyle, daha güzeliyle karşılığını verecektir. Buna itimadımız tamdır.

Ancak tabi bizler, depremzede kardeşlerimizle her karşılaşmamızda, onlarda umut yeşertmemiz gerekiyor. Onlara; ‘Evet bu hâdise başınıza geldi fakat bütün Türkiye sizinle yalnız değilsiniz, her şey daha iyisiyle yeniden inşa edilecek. Bu hâdise, bizim bilemeyeceğimiz çeşitli hikmetlerden dolayı Cenâbı Hakk’tan geldi. Depremden sonra önünüze beyaz bir sayfa açılacak inşallah.’ Diyerek teselli vermemiz, yerinde bir davranış olur. İnsanlar zamanla hakikatler ışığında değişecek, dönüşecek, daha düzgün çalmadan-çırpmadan, sahtekarlığa teşebbüs etmeden, riyakârlığa kaymadan, yalan söylemeden yaşayarak, işlerini ona göre yapacaklardır. Bu kadar kayıptan sonra gerekli dersler çıkarılacağı, kanaatindeyiz. Yeter ki biz Hakk’ın kapısından ayrılmayalım.

Bu hususta şerefli kitâbımız Kur’ânu Azûmüşşan’da pek çok âyeti kerimeler vardır: “O halde seninle berâber tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Aşırı da gitmeyin. Çünkü O, sizin yaptıklarınızı çok iyi görendir.” (Hud, 112) “Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. (Bununla berâber) Allah çoğunu affeder. Meal notu: Âyette hitap edilenler, günahkar müminlerdir. Günahı olmayan müminlerin başına gelen musibetlerin sebepleri başkadır. Meselâ, onların sabretmeleri ecirlerini arttıracak sebeplerden biri olarak sayılabilir.” (Şura, 30) Helal ve haram prensiplerine riâyet eden, hakkı bilen, insan haklarına dikkat edenler, ancak işlerini sağlam ve düzgün yapabilirler. Bunlar da inançlı ve imanlı insanlardır. Dolayısıyla iman her şeydir, hatta iman çok şeydir. Hayâtın bütünü ancak ve ancak imanla yaşanırsa, müstakimce yaşanabilir, gerisi boştur. Nasıl evlerin yıkılmaması için tedbirler alınıyorsa aynen bunun gibi, asıl öylesi çalmayan-çırpmayan, hak-hukuk gözeten bir neslin yetiştirilmesi de, bu olanların arkasından alınacak en önemli tedbirdir, kanaatindeyiz.

Önümüzdeki günler, ülke insanımıza iyilik, hayır, huzur, ümit, selâmet, sabır, dayanışma, halleşme ve helalleşme temin etsin inşallah. Üzüntülerin paylaşmayla hafiflemesi, kardeşlikle yükün dağıtılması, ağlayan gönüllerin bir nebze gülmesine, kalbin rakikleşmesine vesile olsun derken efendim Cumânızı mübârek ediyorum. Rabb’im bir daha böylesi sıkıntılar milletçe bize yaşatmasın diyerek yazımızı sonlandırıyoruz. Selâmetle kalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi