Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Çocuklarımızı mânevi olarak teçhiz etmeliyiz

Çocuklarımızı mânevi olarak teçhiz etmeliyiz

Geçtiğimiz aylarda “YEŞİLAY HAFTASI” törenlerinde konuşan Başkan Erdoğan özellikle gençlerin bağımlılık yapan zararlı alışkanlıklarına yönelik ciddi açıklamalarda bulundu. Bir ülkenin en başının insanımızın problemlerine dâir bu şekilde ilgili konuşması bizleri derecesiz memnun etmiştir. Çok beğendiğimiz o açıklamaları sizlerle de paylaşmak istedik efendim. İşte o açıklamalar:
‘Sâdece çocuk sâhibi olmak yetmiyor. Ayrıca bu eğitim öğretimin yanında çocuklarımızı mânevi olarak teçhiz etmeli, sağlam bir kültürel altyapıyla da donatmalıyız’ diyen Başkan Erdoğan; ‘kültürün çocuklara aktarılması ve o kültürel bilince kavuşturulmasının önemi’nden bahsetti. ‘İnancından kopuk, târihini bilmeyen, medeniyet değerlerinden bîhaber nesiller bu ülkenin, bu milletin kıymetinin bilinmediğinin işâretleridir... Olumluysa iyiyiz, olumsuzsa kötüyüz. Pozitivist, maddiyatçı bir hayat anlayışıyla yetişen nesiller için zararlı alışkanlıklar ve bağımlılık bir el uzatımı mesâfesindedir, o kadar yakındır’, dedi ve devamla:
“Niçin? Çünkü oraya yaklaşmasını engelleyen, araya bariyerler dizen, uçurumlar koyan, duvarlar ören hiçbir şey yok. Her şeyi araçsallaştıran, metâlaştıran, eşya gibi gören bir zihin dünyâsı her türlü zaafa, her türlü kötü alışkanlığa kapıyı sonuna kadar açmış demektir. Mevlâna Hazretleri diyor ki; 'Su geminin içine girerse onu batırır, altına girerse onu yüzdürür.' Ahmet Yesevi Hazretleri de; 'Şeytana uyanın yoldaşı şeytan olur' diyor. İnsanlar nefislerine mahkum olursa, yâni kötü alışkanlıkların esiri olursa, sonu felâkete gider. Nefsine hâkim olan, kötü alışkanlıklardan kendini uzak tutan ise selâmetle yoluna devam eder." Dedi.
ÇOCUKLARIMIZIN KAFALARIYLA BİRLİKTE KALPLERİNİ DE BESLEMELİYİZ:
‘Tabiat boşluk kabul etmez. Siz insanların kalplerini, zihinlerini boş bırakırsanız, gelir orayı her türlü kötü alışkanlık, bağımlılık işgal eder. Biz evlatlarımızın kafalarıyla birlikte kalplerini de beslemeliyiz, mutmain etmeliyiz, doyurmalıyız.’diyen Başkan; ‘Doğum öncesinden başlayarak, her aşamada çocuğa ihtiyâcı olanların verildiğini anlatarak; ‘Sıkıntı varsa müdahale ediyoruz, eksik varsa takviye yapıyoruz. Hep daha iyi olması için çalışıyoruz. Aynı şekilde konuşmaya, anlamaya, düşünmeye başladığı andan itibâren de sevgi ile birlikte ihtiyâcı olan mânevi, ahlâkî terbiyeyi de çocuğa kazandırmalıyız. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu öğretmeden sâdece fiziki, maddi ihtiyaçlarını karşılayarak büyütülen bir çocuk eninde sonunda yolunu şaşıracaktır’ diyerek bu husustaki görüşlerini de şu şekilde dile getirdi.
‘İnancını, târihini, kültürünü, medeniyetini bilen çocuklar, gençler bu ülkenin geleceğinin teminâtıdır. Kötü alışkanlıklarla, bağımlılıkla mücâdelenin en etkili yolu budur’ dedi. ‘Pozitivist, maddiyatçı bir hayat anlayışıyla yetişen nesiller için zararlı alışkanlıklar ve bağımlılık bir el uzatımı mesâfesindedir, o kadar yakındır’ dedi ve şöyle devam etti; ‘Sigara içenin ayıplandığı, uyuşturucu kullananın âdeta ağır hasta muamelesi görüp, derhal tedâviye alındığı bir toplumsal ortamını hep birlikte tesis etmeliyiz’ şeklinde konuştu.
‘Mâneviyatı güçlü nesillerden bahsettikçe bâzıları rahatsız oluyor. Asıl kötü alışkanlıkların, bağımlılığın pençesine düşen nesillerden rahatsız olunmalı. İnancını, târihini, kültürünü, medeniyetini bilen çocuklar, gençler, bu ülkenin geleceğinin teminâtıdır. Kötü alışkanlıklarla, bağımlılıkla mücâdelenin en etkili yolu budur. Bir yandan bu sorundan şikâyet edip, diğer yandan bunun sebebi olan hayat biçiminin güzellemesini yapanlar, kusura bakmasın ya kendini kandırıyordur, ya da milleti kandırmaya çalışıyordur. Bunun için devlet olarak, toplum olarak, medya olarak, eğitim kurumları olarak hep birlikte kendimize çeki düzen vermemiz gerekiyor. Bu mesele sıradan bir sosyal sorumluluk konusu değildir. Bu, millet olarak geleceğimizi doğrudan ilgilendiren bir bekâ meselesidir. Bir kez daha ifâde ediyorum. Yaşadığımız sorunların hiçbiri diğerinden bağımsız değildir. Hepsi de birbiriyle ilişkilidir. Dolayısıyla çözüm de aynı şekilde olmalıdır. Sâdece bir meseleyi çözmeye çalışmak, suyun içindeki bir damlayı temizlemeye çalışmak gibidir. Bu da hiçbir işe yaramaz. Suyu topyekûn temiz tutacağız ki içindeki damlalar da temiz kalsın.’ Diye konuştu.
Burada bir eğitimci olarak katılmadığımız bir mesele yok. Ancak insan eğitimi ve gençlik eğitimi husûsundan daha çok adımlar atılmalı daha çok çalışmalar yapılmalıdır, diye tekrâren vurgulamak isteriz.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi