Nazmiye Gülbaş

Nazmiye Gülbaş

Hapı yutmuşuz!

Hapı yutmuşuz!

Geçenlerde yayınlanan bir araştırmaya göre Türkiye Dünya Mutluluk Sıralaması’nda 76. sırada olup “mutsuz” olduğunu ifade eden insanlar arasında yer almış!

Dünya çapında yapılan bu araştırmanın sonuçları New York’ta açıklandı. 

‘’World Happiness Report 2015’’ raporuna göre, dünyanın en bahtiyar insanları İsviçrelilermiş. Rapor 2015 yılına göre değerlendirilmiş. Kaç yılda bir yapılıyor, kaç yılı kapsıyor bilemiyorum, lakin şimdilerde böyle bir araştırma yapılsa 76. sıraları da arayacağımız muhakkak. Bunu yine bir araştırma sonucundan mütevellit bu kadar emin söylüyoruz.

Milliyet’te (2018) yayınlanan bir habere göre Türkiye’de antidepresan kullanımı son 5 yılda yüzde 27 oranında artmış. Son bir yılda yaklaşık 33 milyon küsur kutu ilaç tüketilirken, yine Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre her yıl 9 milyon kişi, ruh ve sinir hastalıkları sebebiyle psikiyatri servislerine gidiyor. Ülkemizde yaşanan bu antidepresan patlaması psikiyatristleri kaygılandırmakta. Psikiyatristler ilaç kullanımındaki artışa, işsizlik, göç, doğal ve insan kaynaklı travmalar, alkol ve madde kullanımı, toplumsal çatışmalar ve belirsizlikler gibi psikiyatrik hastalıkların neden olduğu söylüyorlar. Görüleceği üzere son yıllarda pekte mutlu olduğumuz söylenemez.

İnsanlarımızın depresyona girmesinin sebepleri birçok, lakin ilk iki sebep her şeyi açıklıyor aslında. İşsizlik ve göç. Yine alkol ve madde bağımlılığı ve toplumsal çatışmalar gelecek açısından iyiye gitmediğimizin, önünün alınmazsa büyük kırılmalara neden olacağının apaçık bir göstergesi. 

Toplumsal S.O.S veriyoruz. Duyan, gören yok!

Halbuki toplumsal travmalar yaşıyoruz bu nasıl fark edilmez!

Sanayi siteleri, fabrikalar açılmadığı gibi son şeker vb. fabrikalar da özelleştirilmeye başlandı. Cargill gibi küresel gıda şirketlerine meydan terk edilmiyordur inşaallah. 

Küçük esnaf haddizatında zor durumda... 

Çiftçi perişan. 

Hayvancılık can çekişiyor, canlı hayvan ithal ederek çözüm nereye kadar?

Millet Parkları’nda çayın yanında kek yemek işsiz güçsüz kesimi ne kadar mutlu edecek zamanla göreceğiz.

Antideprasan kullanma nedenlerinden birisi de alkol, uyuşturucu deniyor. Birkaç yıl evvel uyuşturucu ile mücadele için MHP tarafından (o zaman Cumhur İttifakı yoktu tabii) bir önerge verilmişti ve mecliste reddedilmişti bu önerge. (Tıpkı FETÖ ile mücadele vb. önergesinin reddedilmesi gibi.)

Suriye’den bir anda gelenlerin düzgün iskan edilmemesi ve Doğu, Güney Doğu, Karedeniz ve kısmen İç Anadolu Bölgeleri’nin yıllardır boşaltılması göçü büyük bir sorun haline getirmiştir.

Yine mutsuzluğumuz ve depresyonun sebeplerinden biri de insan kaynaklı travmalar deniyor. Manevi boşluktan kaynaklanan travmalar bunu tetikliyor. 

Türkiye’de yapılan bazı araştırmalarda deizmin okullarda arttığı, namaz kılanların sayısının düştüğü vb. sonuçlar yayınlandı. Kimi sokak röportajlarında kelime-i tevhidin anlamını bilmeyen o kadar çok kişi var ki... aklımız hayalimiz duruyor!

Hz. Ömer ‘’İnandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız.’’ demiştir.

Hakîkaten de öyle değil mi?

2003’te AB Uyum Yasaları imzalandığı vakit bunun ülkemize yapacağı zararları anlatmaya çalışmıştık. Mesela ‘’Bu yasalar ile zina suç olmaktan çıkartıldı.’’ dediğimiz vakit, ‘’iftira atıyorsunuz, zaten zina yapılmıyor muydu?, biz yapmıyoruz ki, bize ne!’’ gibi vb. cevaplar alıyorduk. Ta ki Sayın Cumhurbaşkanımız ‘’AB istedi diye zinayı suç olmaktan çıkartmakla hata etmişiz.’’ diyene kadar kimse bize inanmamıştı. İşin daha tuhafı Sayın Cumhurbaşkanımız bu açıklamayı yapalı yaklaşık bir yıl oldu, fakat tekrar suç olması yönünde hiçbir adım atılmadı. Toplumdan bu yönde hükûmete yönelik bir baskı da gelmedi. Yine İstanbul Sözleşmeleri gereği Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi (ETCEP) başlatıldı. 162 pilot okulda ETCEP uygulandı. Cinsiyet Eşitliği derken kadın-erkek eşitliği zannedilmesin, daha da ileri yani 3. birey dedikleri eşcinsellere müteveccih bir proje bu. LGBT’lilere yönelik. Neyse ki bu sefer gelen tepkiler üzerine ‹tamamlandı› diye bir açıklama geldi MEB’ten. Bilmiyorum dikkatinizi çekti mi ama proje için durduruldu ya da kaldırıldı denilmiyor, sadece tamamlandı deniliyor. Seçim sonrasına ne olup biter bekleyip göreceğiz. 

Son dönemlerde birtakım yanlışlıklar yapıldı ve kimse bu yanlışlıkları kabul etmiyor. Bu da vicdanlara ağırlık veriyor. Görüldüğü gibi aslında vicdanen rahat değiliz ve bunun yansıması ruhsal bozukluklara neden oluyor.

İleride sosyal patlamalara yol açmamak için aklımızı başımıza almamız gerekiyor. 

Peygamberler dışında kimse günahsız değildir. Hatalarımızı anlayıp artık inandığımız gibi düşünmek, yaşamak isteyelim. Diğer türlü SAADET hayal olacaktır.

En kısa zamanda ülkemize ve tüm dünyaya Saadetli günler gelir inşaallah.

Selam ve dua ile...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Nazmiye Gülbaş Arşivi