Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Latin harflerinin üstünlüğü (!)

Latin harflerinin üstünlüğü (!)

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, ideolojisi gereği yaptığı inkılâpların(!)  en önemlilerinden biri de bin yılı aşkın kullandığımız İslam harfleri yerine Latin harflerinin kabulüdür. Latin harfleri, 1 Kasım 1928’de 1353 Sayılı Kanunla kabul edilmiştir. Adına da Türk harfleri denmiştir (!?)

Bir devletin ideolojisi ne ise dünya görüşü ve hayat tarzı ona göre şekillenir; bu, tabiidir. Fakat millete rağmen, onun dinini, tarihini gelenek ve göreneklerini ve kendini kendisi yapan kimliğini hiçe sayarak,  tepeden inme, dönemin şartlarını fırsat bilip, fırsatçılık yaparak,  Batı’nın da isteği doğrultusunda bir dizi inkılâp yapılırsa halk nezdinde itibar görmez. Günümüzde olduğu gibi iki asırdır milletimize zorla kabul ettirilmeğe çalışılan Batı tarzı hayat ve dünya görüşü tutmamıştır. Su aka aka mecrasını bulduğu gibi milletimiz de Tanzimat’tan beri kendisine zorla kabul ettirilmeğe çalışılan devlet ideolojisini ve bu ideolojinin gereği bir dizi inkılâpları bir kenara bırakarak aslına dönecektir.

Harf devrimi fikri, Osmanlı yıkılmadan önce Jön Türkler tarafından Avrupa’da konuşulmakta idi. İslam harflerinin yetersiz olduğunu ileri sürdüler, Lâtin harflerinin kullanılmasını istediler. Neticede bunun felaket olduğunu anladılar ve pişman oldular ama iş işten geçmiş oldu.

Harf devrimi, İslam harflerini bırakıp, Lâtin harflerini kabul etmekten ibaret değildir sadece. Mücerret olarak düşünmeyelim bu meseleyi.

Devrin ilk Maarif Vekillerinden Bay Mustafa Necati, (1894/1929) Latin harflerinin üstünlüğünü (!) anlatmak için Konya’ya 1929 yılında konferans vermeye geliyor. O gün şehrin her tarafına yapıştırılan afiş ve ilanlarda:

“Eski harflerle birlikte Kur’an-ı da tarihe gömdük.” yazıyor ve ertesi gün saat 10’da konferans verileceği belirtiyordu. (1) 

Bay Necati Konya’ya geldiği gün ani bir apandis krizine yakalanıyor, hastaneye kaldırılıyor ve ertesi gün konferans vereceği saatte ölüyor.

Anladınız mı şimdi meseleyi? Hedef, Kur’an-ı Kerim ve Sünneti hayatımızdan uzaklaştırmak ve materyalizme kapı aralamaktır. Medreseler, tekke ve zaviyeler de aynı gaye ile kapatılmıştır. Tevhid-i Tedrisat Kanunu (1924)  da aynı gaye için Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilmiştir.

Demokrat Parti (1950)  iktidara gelinceye kadar ilk ve ortaöğretimde temel dini bilgiler dahi okutulmamıştır. Kur’an-ı Kerim’in camilerde, evlerde okutulması yasaklanmıştır, okutanlar takibe uğramış ve cezalandırılmıştır. Ezan-ı Muhammedi de “tanrı uludur tanrı uludur” diye Türkçe okutulması, ibadetin Türkçe yapılması istenmesi v.s. de aynı gaye içindir.

Harf devrimi, Türkiye’de gerçekleşince ecnebi basın o gün kendi zaviyesinden değerlendirdi. Bize ayrılan köşe sınırlı olduğu için buraya üç tanesini almakla yetineceğiz:

…Macarlar, vaktiyle, Latin alfabesini almak zorunda kalmışlardı. Bu alfabe onları Hıristiyanlığa ve uygarlığa götürmüştü. Şimdi Türkler Avrupa kılığını ve yazısını almakla işe başlamışlardı….”

“ … Alfabe değiştirme, aynı anda “kaynak değiştirme” anlamı taşıyordu…”

“…Bu değişiklik, tüm İslam kültür mirasını Türk’ün kafasından silmiştir…”(2)

İslam alfabesi yetersiz değil, bu, bir uydurma ve  bunun hiçbir mesnedi yoktur. Dünya dillerinin ilkidir. Günümüzde İngilizcenin birinci sıraya alınmasının sebebi, teknik terimlerin İngilizce olmasıdır.

Kur’an harfleriyle yazmak ecnebi dillerine göre daha kolaydır. Kazım Karabekir Paşa bu konuda şöyle diyor: “Bendeniz ecnebilerle iki sene  Harb-i Umumide  beraber çalıştım, onlarla karşı karşıya aynı şeyi not ederek, ecnebiler bir sahife yazıncaya kadar ben on sahife yazar işimi bitirirdim….” (3)

 “Dil bir milletin ruhudur” can damarıdır. Dilini, değiştirmek, o milletin kaynağını kurutmak ve dolayısıyla onu tarihe gömmek anlamına gelir.  Hoşça kalın.

------------

Kaynaklar

1.Osmanlıca Eğitim ve Kültür Dergisi, Sayı:63, s.9,( Kasım 2018)

2. Osmanlıca Eğitim ve Kültür Dergisi, Sayı:63, s.5-8,( Kasım 2018)

3. Osmanlıca Eğitim ve Kültür Dergisi, Sayı:63, s.12,( Kasım 2018)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Sadık Küçükhemek Arşivi