Bugün Peygamberimizin Doğum Günü
Bugün Müslümanlar için kutlu bir gün, sevinç ve sürurla andığımız bir gün. Çünkü bugün yalnızca İslam âlemine değil, tüm beşeriyete gönderilmiş bir insanı kâmilin doğduğu gündür. Bugün, insanların en güzel davranışları O’ndan öğrenmesi adına, semâ âleminden dünya âlemine gönderilmiş, son peygamber Hz. Muhammed aleyhissalâtu vesselâm’ın, bizlere ikram edildiği gündür. Ne mutlu bize! Efendim, bu vesile ile hepinizin ‘Mevlid-i Nebi’ gününü kutluyorum.
Bulunduğu devrin zulüm, isyan ve sapkınlıklarını yerin dibine batıran, getirdiği eşsiz, nizâmıyla insanlığa mükemmel bir yaşam standardı sunan, hiç şüphesiz Allah Teâlâ’nın Mutlak Nebîsi, Peygamber Efendimiz aleyhisselam’dır. O’nun yeri, insanlık âleminin başköşesidir. O en iyinin, en güzelin, en hayırlının, en doğrunun rehber şahsiyetidir. O değerine paha biçilemez yüksek şahsiyet, 1444 sene evvel böyle bir Rebiyülevvel ayında, dünyâya geldiler. Hoş geldiler dünyamıza, hoş ettiler gönlümüzü, hoş ettiler bed ahlâkımızı. O’nun dünyâya teşrifiyle, çok sevinçliyiz. Doğum günün bize sürur veriyor ya Rasûllullah aleyhissalâtu vesselam.
İslam târihinden öğrendiğimize göre, Peygamberimiz vücudu tertemiz, sünnetli ve göbeği kesilmiş, sırtında peygamberlik mührü vurulmuş olarak dünyâya geldiler. (İbn-i Hişam, Sîret-i-n Nebî, s.104-105) O güzel insan, doğumundan iki ay önce babası Hz. Abdullah’ı, altı yaşında annesi Hz. Âmine’yi, sekiz yaşında da, dedesi Abdulmuttalib’i kaybetti. Dolaysıyla, baba-anne ve dededen yetim kalan sevgili peygamberimiz, yirmi beş yaşına kadar amcası Ebû Tâlib’in himâyesinde yetişti. Genç yaşında ‘Muhammed’ül-Emîn=Emin, güvenilir Muhammed’, vasfını kazandı. Yine yirmi beş yaşında, Hz. Hatice vâlidemizle evlendi. Ve bu evlilikten Kasım, Zeynep, Rukiye, Ümmü Gülsüm, Fatıma, Abdullah isminde altı evlâdı dünyâya geldi. Erkek olanlar küçük yaşlarda hayatlarını kaybettiler. Bir de Efendimiz aleyhisselâm’ın Medine’de, Mariye isimli eşinden, oğlu İbrâhim dünyâya geldi ancak o da, kısa bir süre sonra vefat etti. Peygamber aleyhisselam insanların olgunluk yaşı olan kırk yaşına gelince, 610. Milâdi senesinde, peygamberlik görevi ile vazifelendirildi.
Aziz ve Şerefli peygamber aleyhisselam, artık bu vakitten sonra, Cenâbı Hakk’ın emriyle, insanları Allah yoluna çağırmaya başladı. Bu yolda cansiperâne mücâdeleler verdi. Zira o devirde insanlar, gerçekten büyük yanlışlıkların ve zorbalıkların içindeydiler. İnanç olarak kendi elleriyle helvadan yaptıkları putlara tapıyorlar, zorda kalınca da, onları yiyorlardı. Bu nasıl bir inanç zâfiyetiydi? O, yılmadan, sabırla, teeniyle iman mücâdelesini sürdürdü. Bu arada Mekke’de imansız müşrikler, Müslümanlara zulümlerini artırdı, öyle ki artık 622.m.senesinde Müslümanlar, Medine’ye hicret etmek zorunda kaldılar. En son Allah Rasûlü, sâdık arkadaşı Ebû Bekir ile birlikte, kutlu şehir Medine’ye hicret yolcuğunu tamamladı. Rasûli Ekrem bu yeni İslam beldesinde, bir yandan İslâm’ın emirlerini uyguladı, aynı zamanda bunların tâkipçisi oldu, bir yandan da ilâyı kelimetiullah davâsını yaymaya devam etti. Bu uğurda savaşlar yaptı, pek çok şehidler verildi. Hak ve hakikatin hâkim kılınması için maldan, mülkten, evlâdü iyalden hatta tatlı candan geçmek gerekiyordu. Peygamber aleyhisselâm’ın, her biri yıldızlar misâlî olan sahabe arkadaşları, seve seve O’nun yoluna baş koydular, onu hiç yalnız bırakmadılar. Ne mutlu o güzide şahsiyetlere!
Bu zorlu süreçte İslâm’ın yayılması durdurulamamış, birçok diyar İslâm’a teslim olmuştu. Bu bir hakikat yarışı idi. Ancak artık sona yaklaşılıyordu. Mekke fethedilmiş, putlar kırılmış, Kur’ân-ı Kerim’in nüzul işi tamamlanmış, yüce İslam dîninin hükümlerinin tebliği işi bitirilmişti. Hicretin on birinci yılında, m.632 de, yine bir rebiyülevvel ayında peygamber aleyhissalâtu vesselam çok sevdiği Rabb’ine kavuşarak, dünyâsını değiştirdi.
Her Müslüman’ın en kâmil rehber olarak gördüğü, Âlemlerin En Mükemmel İnsan Örneği Peygamber aleyhisselam, şerefli bir hayat yaşamıştır. O Pâk Nebînin, dünyâda yaşadığı sürece ahlakça, tek bir yanlışı olmamıştır. O eşsiz misal, bizim için örnek alınacak biricik modeldir. Zâten bunu yüce Kur’an söylüyor: “Andolsun ki, Rasûlullah da sizin için, Allâh’ı ve âhiret gününü arzulayanlar ve Allâh’ı zikredenler için güzel bir örnek vardır.” (Ahzap, 21) O halde yaşadığımız cemiyet içinde, rütbe ve kariyerimiz ne olursa olsun, zengin-fakir hangi durumda olursak olalım, ister idâreci ister idâre altında olalım hepimizin, herkesin gerek ahlâken gerekse sosyal hayatta hep O’nu örnek almamız isteniyor.
O, İki Cihânın Sultânı, Örnek Peygamber, bilindiği üzere âlemlere rahmet olarak (Enbiya, 107), ayni zamanda bir müjdeleyici olarak gönderilmiş elçidir. (Sebe, 28) Dünyâmızı imânın ve Kur’ân’ın nûruyla aydınlatan, insanlığa dünya ve ahirette saadete erişmenin yollarını muştulayan, O Eşsiz Değerdeki Rasûlümüz, iyi ki doğdu ve iyi ki bize peygamber oldu.
O’nu bugün ve her gün salâtu selamlarla analım, hatimler hediye edelim, diye niyetler edelim. Günümüz ve Cumâmız mübârek olsun efendim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.