Allah (c.c.) ve Resulüne iman eden insanlar olarak, imanımızın gereklerini hakkıyla yerine getirme için gayret ediyoruz. "Ey müminler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim ve Peygamberinin sünnetidir.” diye buyuran Peygamber Efendimizin (s.a.v.) ikazlarına dikkat ediyoruz:

"Başka bir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Allah Teâla, yedi insanı, arşının gölgesinde barındıracaktır:

- Adil devlet başkanı,

- Rabbine kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç,

- Kalbi mescitlere bağlı Müslüman,

- Birbirlerini Allah için sevip buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki insan,

- Güzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma isteğine "Ben Allah'tan korkarım diyerek” yaklaşmayan yiğit,

-Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse,

- Tenha bir yerde Allah'ı (c.c.) anıp gözyaşı döken kişi."

Arşın gölgesinde gölgelenebilmek için gayret ediyoruz. Sevgi dolu, muhabbet edilen bir insan olma yolunda adım adım ilerliyoruz. “De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Âli İmrân Suresi 31)

Onun (s.a.v.) Sefa Tepesinden başlayan açık çağrısı;

İmana ve kulluğa

İmana ve güzel ahlaka,

İmana ve sevgiye,

İmana ve kardeşliğe,

İmana ve adalete,

İmana ve takvaya,

İmana ve merhamete idi.

Allah (c.c.) ve Resul’ünü (a.s.) seviyoruz. Ve bu sevginin gereklerini yerine getiriyoruz. Nefes alıyor olmanın kıymetini bilerek Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) çağrısına kulak veriyoruz. Sefa Tepesinden başlayarak bütün insanlığa ulaşan bu çağrıyı hayatımızın tamamında uygulamak için gayret ediyoruz.. Evde ve işte, trafikte ve mahallede, yazılı ve görsel medyada helal haram hassasiyetine dikkat ediyoruz. Sevgi ve kardeşlik tohumlarını şefkatimizle ve merhametimizle sulayıp dürüstlüğümüzle ve adaletimizle güçlendiriyoruz.

* * *

Dar’ul Erkam’daki eğitimi ve Kudüs’ten yükselen miracı anlayarak inancın zirvesine ulaşanlara selam olsun.

Yok sayılmayı, alay edilmeyi, tehdit ve ambargoyu, Taif’te taşlanmayı ve Hicreti göze alabilenlere selam olsun.

Medine’den yükselen kardeşliğe, Bedir’deki inanca, Hendek’teki umuda, Uhut’taki teslimiyete sevdalananlara selam olsun.

Hudeybiye’deki bereketi, Hayber’deki herveleyi, Mekke’nin Fethi’ndeki mütevaziliği, Tebükteki ibreti idrak edenlere selam olsun.

Gözbebeğimiz evlatlarımızın, sizlerin ve bütün İslam Aleminin Mevlid-i Nebi haftasını tebrik ediyorum. Allah’a (c.c.) emanet olunuz.