Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Zulüm Üzerine -5-

Zulüm Üzerine -5-

İnsanlara zulmedenlere, haksız yere taşkınlık yapanlara pek tabî ki karşı çıkılmalıdır bunu yüce Kur’an emrediyor: “İnsanlara zulmedenlere, yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenlere karşı durulmalıdır. İşte can yakıcı azap bunlaradır.” (1) İnsanlar zulüm gören zulümcüden değil ancak Allah (c.c)’tan korkmalıdır. Zâlimin zulmü varsa mazlûmun Allâh’ı vardır. Zâlimlerin zulmünden, şerrinden Allâh (c.c)’a sığınmak gerektir. Mümin kişi her yatsı namazının ardından kıldığı vitir namazında, okuduğu kunut duâsında farkında olmadan bunu yapar.
Zulme mâni olmayan ona ortak oluyor, râzı oluyor demektir. İlâhi vahyin ve peygamberin isteği sosyal hayatta adâletin tesis edilmesidir. Sosyal ahengin ve kâinâtın dengesinin muhafazası görevi insana emâneten verilmiştir. Bu dengeyi bozan, bu ahengi zedeleyen zulümkarlarla mücâdele edilmelidir. Bu yeryüzünün halifesi olan insanın görevidir.
Bireysel hayattaki tüm zulümlerle de elden geldiğince mücâdele etmeyi yine bizzat Kur’ân-ı Kerim istemektedir. Kur’an insanlar arası adâleti hâkim kılmak için inmiştir. Bunu sağlamak adına ortaya koyduğu hükümler açık ve nettir. Dolayısıyla hiçbir zâlim desteklenemez. Onunla ancak mücâdele edilir. Bu bir kulluk görevidir. Bunun yapılmaması, zâlimin desteklenmesi anlamına gelir. Yahut zulmün devam etmesine müsaade edilmesi demek olur. Zulmü onaylayanlar en az onlar kadar zâlimdirler. Kur’an, Firavun'a destek olan yardımcıları da zâlim olarak değerlendiriyor: “Biz onu ve askerlerini tuttuk, denize attık; bak o zâlimlerin sonu nasıl oldu?” (2)
Zâlime duâ edilmez. Bu zâlim kişi bir annenin evlâdı olabilir. Böyle bir evlat ailesine ve diğer yakınlarına zulüm etmeye devam ettiği sürede veya zulmü sebebiyle herhangi bir cezâya muhatap olduğunda ona duâ edilemez yalnızca ıslah olması, düzelmesi için duâ yapılabilir. Hz.Nuh aleyhisselam isyâna dalan halkı, yakın akrabaları ve oğlu için duâ etmişti de Cenâb-ı Hak O’na: “Zâlimler için bana duâ etme, hiç yalvarma.” (3) Demişti.
Mazlum olarak ölmek zâlimce yaşamaktan hayırlıdır. Zulüm eken isyan biçer. Zâlime yakın olmak şerdir. Haksızlık yapmak haksızlığa uğramaktan hayırlıdır. Zulüm ile ne yapılanırsa çabucak yıkılır. Zulüm ile âbâd olacağını sananların âkıbeti hüsrandır. Zâlim muhakkak ettiğini bulur, gün gelir insanlara kazdığı kuyuya kendi düşer.
Zulümle mazlum konumuna düşmüş kişinin âhı yerde kalmaz. ‘Alma mazlumun âhını çıkar aheste aheste’ derler. Çok doğrudur, zaman içinde bu hakikat tecelli eder. Bu sebeple kimseyi incitmemek gerektir. Ne olursa olsun mazlûma yardım etmek, zâlime ‘dur’ demek lâzımdır.
Şu âyet ve hadis zâlime karşı takınılacak tavra en güzel işârettir:
“Onlar (mü’minler), bir zulüm ve saldırıya uğradıkları zaman, birbirlerine yardım ederler. Bir kötülüğün cezâsı, ona denk bir kötülüktür. Kim bağışlar ve barışı sağlarsa, onun mükâfatı Allâh’a aittir. Elbette O, zâlimleri sevmez. Kim zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa, böyle hareket edenlerin aleyhine bir yol (mes’ûliyet) yoktur (Onlar kınanmaz ve cezâlandırılmazlar). Sorumluluk ancak insanlara zulmedenlere ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenlere yönelir. İşte böylelerine acı bir azap vardır. Kim sabreder ve affederse şüphesiz bu hareketi, yapılmaya değer işlerdendir. Allah kimi saptırırsa, bundan sonra artık onun hiçbir dostu yoktur. Göreceksin ki zâlimler, azâbı görecekleri zaman, ‘geri dönülecek bir yol var mı?’ diyecekler... Kesinlikle bilin ki, zâlimler sürekli bir azap içindedirler.” (4)
‘Üzerinde (bir din kardeşinin) kendisine zulüm veya malına tecavüzden doğmuş bir hak bulunan kimse, dinar ve dirhem (para) bulunmayacak gün (kıyâmet)den önce, bugün dünyâda mazlumdan o hakkı bağışlamasını istesin. (Helalleşmediği takdirde) zâlimin sâlih ameli varsa ondan zâlimin zulmü miktarı alınır (da mazluma verilir). Eğer zâlimin haseneleri (=sevapları) bulunmazsa, mazlumun seyyielerinden (=günahlarından) alınıp zâlim üzerine yükletilir.’ (5)
Birkaç haftadır zulüm üzerine sizleri bilgilendirmeye gayret ettik. Bugün insanlar birçok koldan çok çeşitli zulümler altındalar. Sâhip olduğumuz bu bilgiler ışığında kimseye bilerek zulmetmemeye çalışmak imânımızın gereği aynı zamanda zulümden yana olmayıp zâlimi desteklememek yine imânımızın gereği hatta dâima mazlumun yanında olup ona yardım etmek insan olma sorumluluğumuzda… Güzel bir Müslüman olma, Hakk’ı bilip hakça yaşamak duâ ve temennisiyle efendim…
--------------
1) Şura, 42
2) Kasas, 40
3) Müminun, 27
4) Şûra, 39-45
5) Buhârî, Mezâlim 10

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi