Fıkıh Soru ve Cevaplar
Soru 1– Hocam kabir ziyaretleri nasıl yapılmalı, nelere dikkat edilmelidir? açıklarmısınız?
Cevap 1– Kabirleri ziyaret ederken bazı şeylere dikkat etmek lazım:
A – Kabirlerin üzerine basmamak,
B – Kabirleri kirletmemek,
C – Kabirlerde yüksek sesle konuşmamak,
D – Gelişi güzel konuşmalar, kahkaha ile gülmemek, konuşmalara dikkat etmek lazım,
E – Girerken şöyle selam vermek: “esselemü aleyküm ya daral kavmül müminin ve inna inşaallahu biküm, lahıkun ve mülhikun” (ey kabir halkı, Allah'ın selamı üzerinize olsun, inşallah biz de bir gün size kovuşacağız)
Şunlar yapılmamalıdır:
A – Kabirlere mum yakmak ve iplik bağlamak,
B – Kabir üzerine resim yapmak,
C – Aşırı derecede israf yaparak mezar taşları yaptırmak, süslemek,
D – Kabir başında yüksek sesle ağlamak,
E – Kabre karşı namaz kılmak,
F – Ölülere adak adayarak başlarında kurban kesmek.
Bunlar caiz olmayan davranışlardı, kaçınmak lazım.
Soru 2 – Hocam ölüye dua edebilirmiyiz? Kabirde Kur'an okununca okunan Kur'an'ın ölüye faydası var mı? Yok diyen gruplar var, siz ne dersiniz?
Cevap 2 – Deyleminin rivayetine göre peygamber (s.a.v) şöyle buyurur: “Kim Cuma günü annesi ile babasını ve bunlardan birinin kabrini ziyaret ederse, başuçlarında Yasin okursa, anne babasının Yasin suresinin harfler sayınca günahları affedilir”
Ebu Hureyre rivayet ediyor: Efendimiz şöyle buyurur: “Kim kabristana girip Yasin suresini okursa – o gün o kabristanda bulunanların mutlaka günahları azalır, azapları hafifler”
Hazreti Ömer'in oğlu Abdullah şöyle der: “kim ölülerin ruhuna Bakara suresinden okursa sevapları Mevtaların ruhlarına dağıtılır.”
İmam-ı Gazzalı şöyle der: “Mezarlıkta ölülere Kur'an okumakta bir beis yoktur” (ölüm, kabir, kıyamet)
Muhammed Bin Ahmet Mervezi şöyle der: “Ben Ahmet Bin Hambel'den işittim, şöyle dedi: “Mezarlığa gittiğimizde Fatiha, Felak, Nas ve İhlas surelerini okuyunuz. Sevabını da mezarlıkta yatanlara bağışlayın. Çünkü okuduklarınızın sevabı onlara ulaşır”
Ehli- sünnet ulemasının görüşü şudur: “Ölülere Kur'an okumakta bir sakınca yoktur. Aksine ölüler bundan faydalanır. Bir kimse mezarlığa girer de 11 defa İhlas suresini okur ve sevabını ölülere bağışlarsa Allah (cc) orada yatanların sayısınca kendisine mükafat verir” Nesei kabristanda Kur'an okumayı sevgili peygamberimiz (s.a.v) menetmemiştir. Kabristanda oturup Ku'ran okumak caizdir. (Halebi yeyi kebir.Sayfa 495)
Ahmet Bin Hambel şöyle der: “Kabristana girince Fatiha, Felak, Nas ve Fatiha'yla beraber İhlas surelerini okuyun ve ölülerinize bağışlayın, sevabı hepsine vasıl olur.” Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: “Bir Müslüman (bir kimse) kabristandan geçerken 11 defa İhlas suresini okuyup sevabını ölülere bağışlarsa kendisine de ölüler adetince sevap verilir” (Etfal-ül- müslümin, İmam-i Birgivi (RA)).
Seyit Ahmet Tahtavi böyle der: “Kabristanda Kur'an okumak sünnettir, kabristanda Kur'an okuyup sevabını mevtalara hediye etmelidir” (Fetavai hindiye-c 5, sayfa 350)
Dinimizde hediye vermek sünnet değil midir? Bu da yaşayanların ölülere bir hediyesidir. Yani ölen bir yakınımızın mezarına gitmeyelim mi? Gidince ne yapı caz? Çiçek mi götürelim, şeker mi götürelim? Yoksa Fatiha'mı okuyalım?
Soru 3 – Hocam, bizler ceza evindeyiz. Bizlere Cuma namazı kılmak farz mıdır, açıklarmısınız?
Cevap 3 – Hanefi mezhebine göre ceza evlerinde yatanlara Cuma namazı farz değildir. Çünkü siz hür değilsiniz. Cumanın şartlarından birisi yerine gelmiyor. (Dürrü Muhtar 1/546)
Şafi mezhebine göre oranın yerli halkından 40 kişi ceza evinde bulunursa, o zaman cuman namazı onlara farz olur.
Soru 4 – Hocam, İslam’ın uygulanmadığı yerlerde Cuma namazı kılınmaz, farz değildir diyorlar. Bunu söyleyen beş vakit namazını kılan sakallı arkadaşlar. Fakat Cuma günü Cuma namazına gitmiyorlar, oturuyorlar. Açıklarmısınız?
Cevap 4 – Medine’ye ilk hicret edenler Medine’de Cuma namazı kıldılar. Esad bin Zurare (RA) Efendimize Mekke’ye şöyle bir haber gönderdi: “Biz Medine’de Cuma namazı kılmak istiyoruz”. Olay hicretten önceydi. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v) “Kılın” diyor. Hicretten önce İslam devleti diye bir şey yok. Cuma namazı kılmışlardır.
Peygamberimiz (s.a.v) 622 yılında hicret etti. Kuba'da 11-13 gün kadar kaldı. Bir Cuma günü Kuba'dan Medine’ye hareket ettiler. 600 metre ilerledikten sonra Ranuna mevkiinde Beni Salim yurdunda Cuma namazı ile ilgili ayet geldi. İlk Cumayı orda kıldılar. Henüz Medine'ye ulaşmadı. İslam devleti de teşekkül etmemişti.
Hiçbir mezhep içtihadında İslam devletinin hakim olmadığı yerde Cuma namazı kılınmaz demiyor. Bulunduğu yabancı diyarlarda Müslümanlar bir araya geliyor, aralarından bir imam çıkarıp Cuma namazı kılıyorlar. Hal böyle olunca İslam devleti yoktur diye bahane ederek Cuma namazı terk edilmez. Bunu söyleyenlerin mesnedi yoktur. Mesnetsiz, desteksiz konuşuyorlar.
Soru 5 – Hocam, Cuma namazının son rekatında yetişen Cuma namazını nasıl kılar, açıklarmısınız?
Cevap 5 – Hanefi mezhebine göre Cuma namazı henüz bitmeden yetişirse kaçırdığı rekatları tamamlar.
İmam-ı Muhammed, Şafiye göre ise ikinci rekatın rükuundan sonra gelip imama uyarsa Cuma namazını değil, öğle namazını kılar.
Soru 6 – Hocam, evimizde dedemden kalma Kur'an-ı Kerim var. Dağılmış durumda, annem bunu sobaya at yansın dedi. Ben de yakmadım. Yakabilirmiyim, ne yapmalıyım?
Cevap 6 – Yıpranan, yırtılan Kur'an-ı Kerimleri yakmak doğru değil, caiz olmaz. En güzeli ayak değmeyen bir yere ve ya bir mezarın içine gömmektir. Yakmayın, beyaz bir beze sarıp bir yere gömün.
Soru 7 – Hocam, seccade üzerinde ayeti kerime yazılı, onun üzerinde namaz kılabilirmiyiz, açıklarmısınız?
Cevap 7 – Hanefi ve Şafii mezheplerine göre üzerinde her hangi bir ayet ve ya Esmaül Hüsna yazılı ise onun üzerinde namaz kılmak, oturmak caiz değildir, çok saygısızlıktır.
Soru 8 – Hocam, çocuğum korkuyor, bir hoca efendi ona nazar duası, korku duası yazdı. Bunu üzerine taktım, bunu takmak doğru değildir, günahtır, İslam’da böyle bir şey yoktur diyorlar. Siz ne dersiniz?
Cevap 8 – Korku, nazar ve bazı sıkıntılardan korunmak, kurtulmak için ayet ve ya dua yazılı kağıdı ve ya bezi güzelce bir naylona birkaç kat sararsınız. Çocuk onu üzerinde taşıyabilir. Bir sakıncası yoktur. Abdullah İbni Amir büyük çocuklara ayetleri duaları öğretip küçüklere yazar, onların boyunlarına asardı.
Soru 9 – Hocam, nazar boncuğu takmak, kullanmak nazarı önler diyorlar. Kayınvalidem de çocuklara taktı. Caiz mi? Açıklarsanız memnun olurum.
Cevap 9 – Çocukların üzerine taktıkları yeşil, içinde göze benzeyen kırmızı nokta olan bir takım figürlerdir. Bunları çocuklara takarlarsa nazardan korunacaklarına inanıyorlar. Bunlar Şamanizm’e inanan eski Türk inançlarındandır. Bunların İslamla bir alakası yoktur. İslami değildir. Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur. “Kim nazar boncuğu takarsa Allah (cc) ona nazar boncuğu taktı diye bir fayda veremez. Şifa vermez. Kim de nazar boncuğu takarsa Allah (cc) ondan da bir hayır nasip etmez” (Ahmet Bin Hambel, Ebu Yala Hakim)
Soru 10 – Hocam, sakal ve bıyık bırakmanın hükmü nedir? Şimdiki imamlarımızda sakal, bıyık yok. Bu kıyamet alametlerinden midir? Özenti midir, bir başka kavme benzemek midir?
Cevap 10 – Sakal peygamberlerin sünnetidir. Hatta sünnatullahtır. Bütün peygamberler sakallıdır. Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: “Bıyıklarınızı kesin (kısaltın), sakalları uzatın. Mecusilere benzemeyin, onlara muhalefet edin” (Müslim Ahmet bin Hambel)
Ebu Saidi rivayet ediyor: “Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Maşrık tarafından bir takım insanlar gelecek, türeyecek, Kur'an-ı Kerim'i okuyacaklar, fakat kırtlaklarından aşağı inmeyecek. Onlar okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkıp ayrılacaklar. Sonra ok yay kirişine dönünceye kadar dine dönmeyecekler. Sahabeler sordular ki, onların simaları nece olacak ki? Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurdu: “Onların siması tıraş etmektir. Sakal, bıyığı tıraş etmek, tıraş ederler” buyurdu. (Musam)
Hanefi ve Maliki, Hambeli mezheplerinde sakal bırakmak vaciptir. Hadis emri vucubidir derler. Bundan dolayı da sakalı kazımanın haram olduğunu söylerler.
Şafii mezhebine göre sakal bırakmak vacip değil. Sünnettir, kesmek ise mekruhtur derler.
Soru 11 – Hocam, çocuklarıma çok çabuk nazar oluyor, korunmak için ne yapmalıyım?
Cevap 11 – Daima Allah'a sığının. Şunları size tavsiye ederim:
A – 3 defa Fatiha okuyun, çocuk önünüzde olsun.
B – Altı tane şifa ayeti var, onları okuyun.
C – Kalem suresinin son ayetlerini 3 defa okuyun.
D – 11 İhlas, 3 Felak, 3 Nas, 11 Salavatı şerife okuyun.
Şunu da ilave ediniz.
Kim ki, bu duayı sabah akşam üçer defa okursa, Allah (cc) okuyanı nazardan, sihirden, büyüden, tehlikelerden korur: “Bismillehillezi le yadurru maassmi hiseyün fil arzı ve la fisse mai ve hüvessamii alim, masaallah, barikallah, le havle ve la kuvvete, illabillahil aliyyül azim”
Bu duayı tavsiye eden sahabeden birisine felç inmiş, “sen kitabına bu duayı almışsın, ama felç oldun, neden” demişler.
O zat der ki, “hiç sormayın, o gün ben o duayı okumayı unutmuştum”
4 yıl önce Ramazan umresindeydik. Bu duayı umrecilere anlattım, okuttum. Bir gün sonra evrak bulunan çantamı kaybettim. Kayıp bürolarını aradım, Mekke’nin yerlisi, emekli bir albayla birlikte aradık, bulamadık. Üç dört gün sonra bir arkadaşla gelirken, arkadaş “şu senin çantan değil mi” dedi. Çantayı aldık, hiç açılmamıştı, hiçbir şey de alınmamıştı. Faydasını gördük.
Selam ve Dualar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.