Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Sorumluluklarımız var

Sorumluluklarımız var

İnsan sorumlu bir varlıktır. Bu yönü onu diğer canlılardan ayırır. Ahseni takvim sırrınca en şerefli varlık olarak yaratılan insanın önce kendisini yaratan Rabb’ine karşı sorumlulukları vardır. Hak Telâlâ ve Subhânehu kendi külli iradesinden kullarına da cüzi irade vererek ona hayâtı hakkında her şeyi seçme serbestisi vermiş ama her seçtiğinden de insanı sorumlu tutmuştur. İnsan hayâtını yaşarken istek ve arzuları yâni heva ve hevesleri doğrultusunda sefih bir hayatta yaşayabilir Rabb’inin emirleri doğrultusunda düzgün bir hayatta yaşayabilir. İstediğini seçebilir ancak sonuçlarına katlanmak kaydıyla. Bu işin uhrevî boyutudur.

Sorumluluklarımızın dünyâya yönelik de pek çok boyutu mevcuttur. Meselâ, insanın kendine olan sorumluluğu, kendisine emek verenlere sorumluluğu, ailesine, akrabalarına, dostlarına, çevresine olan sorumlulukları vardır. Bunların her biri özen ister, gereklerini ifâ ister ve hassas bir duyarlılık ister. Ayni zamanda sorumluluk duygusu insanda hesap verme bilinci oluşturur. Kişi yaptığından sorumlu bu sebeple vâr olanı muhafaza için bile sorumluluk gerekiyor. Mevcut sepetteki yumurtaların kırılmadan yerine ulaştırılması bir sorumluluktur. Nice emel ve hayallerle kurduğunuz yuvanızın ilk günkü mutlulukla devamı sorumluluk istiyor. Yine çocuk yetiştirmek ebeveynler için çok ciddi bir sorumluluktur. Babalık da erkeklerin sırtına, evin dış sorumluluğunu yükler. Zenginlik de bir sorumluluk gerektirir, değerlerimize göre zengin kişiye fakir-fukaranın, ihtiyaçlının görüp gözetilmesi sorumluluğu verilir. Kısaca insan olarak her boyutta sorumluluklarımız vardır ve sorumluluklarımızdan kaçamayız.

Asıl gelmek istediğim konuya gelemedim hâlâ, daha sorumluluktan bahsediyorum ama. Neyse buraya kadar gelmişken sorumluk nedir? Onu da sorgulamak gerekir. Nedir sorumluluk? Ansiklopedilerde, sözlüklerde şöyle dile getirilir; “sorumluluk hesap verme işi, işlenen davranışın olabilecek sonuçlarına katlanmayı kabul etme zorunluluğu ve bunun ahlâkî gerekliliği, yükümlülük, karar alma yetkisiyle berâber hesap verme mükellefiyeti, meslekî veya toplumsal konum” deniyor.

Artık gelmek istiyorum bu tanımlardan sonra demek istediğime, her vatandaşın içinde yaşadığı topluma olan sorumlukları içerisinde devletine karşı sorumlulukları vardır. Onların yerine getirilmesi, devletinin kendisi üzerindeki bir borcudur. İnsanlar kendi uhdesinde olan hususlar konusunda ne kadar tabiri câizse, ‘ince eleyip sık dokursa’ o kadar görevini en iyi şekilde icra etmiş olur. Bilindiği gibi önümüzde seçimler var. Her ülke vatandaşı, kendi hür irâdesiyle doğruyu-eğriyi birbirinden ayırt etmeli, sağın-solun baskısından âri bir şekilde içinde bulunduğu konum ve ortam gereği olarak değil Türkiye’mizin selâmeti, huzûru, kardeşliği, bütünlüğü, parçalanmaması için çok sorumlu davranarak tercihlerini yapmalıdır. Bizim için başka vatan toprağı yok. Güzel ülkemiz -ki her karışına canlar fedâ- batarsa hep berâber batarız.

Bulunduğumuz coğrafya gereği ateş çemberi içerisindeyiz ayrıca gözdeyiz bu yönlü olarak da hedefteyiz. Ecdat değerlerimizle bize şanlı bir târih bıraktı. Onların kaldığı yerden bayrağı dalgalandırmaya, hayırda yarışmaya sorumlulukla koşmalıyız hem de ilk günkü heyecanla. Artık bu gemi kalktı gidiyor, bu kervânı yolundan döndürmemeli, vatandaş olarak sorumluluklar gereğince ifâ edilmeli. Durmak yok yola devam. Vessellam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi