RAMAZAN SONRASI NE YAPMALI?
Efendim bilindiği üzere her Ramazan sonrası yazarız; ‘Aman dostlar Ramazan ayındaki kazanımlarımızı kaybetmemeye azâmî gayret gösterelim.’ Diye. İşte bugünkü yazımızda bu minvalde olacak. Bâzı tavsiyeler bâzen iyi etkiler oluşturuyor. Niyetimiz tamâmen hayırdır. Maksat birbirimizi uyandırmak, gaflete dalmamak! İyi olur inşaALLAH, diye başlayalım.
Güzel Ramazan ayımızın biz Müslümanlara ay boyu kazandırdığı o kadar güzel alışkanlıkları oldu ki… Bunları saymakla bitiremeyiz. En önce kolayca tutulan oruçlar, günler uzun olmasına rağmen rahatlık ve huzurla tutuldu. Hiçbir zorluk çekmedik. Hakk’ın emirlerini yerine getirmenin, Rabb’in sözünü tutmanın gönül huşuunu yaşadık ruh âlemimizde. İnşaALLAH Ramazan ayından sonra girilen Şevval ayındaki altı günlük oruçla devam ettirelim bu huzûru. Hatta sünnet üzere, Pazartesi-Perşembe oruçlarıyla oruçtan kopmayalım. Zira Rasûlullah aleyhissalâtu vesselam; ‘Ameller Cenâbı Hakk’a pazartesi-Perşembe günleri arz olunur. Ben istedim ki, Cenâbı Allâh’a amelim arz olunurken oruçlu olayım.’ Buyuruyorlar. (Tirmîzî, Savm 44) Yapabilen Kameri ayların 13-14-15 inde ‘Eyyâym-ı biyd, yâni aydınlık günler’ anlamına gelen oruçları tutarak da, Ramazanın sağladığı oruç huzûrunu, sene içinde de devam ettirebilir. Peygamberimiz aleyhisselâm’ın bu oruçlar için, ayın en parlak günlerinde oruç tutmanın tüm seneyi oruçlu geçirmek gibi sevâba nâil olunacağına dâir tavsiyeleri var. (İbni Mâce, Sıyam 29)
Oruçlar böyle, ya Kur’an okumalara ne demeli? Hakk’ın yüce kelâmını Ramazanda elimizden, dilimizden düşürmedik. Ne güzeldi, değil mi? Kur’an kabirde bize yoldaş ve ilk şefaatçimiz. Ramazan sonrası, insan yoğun ibâdet ortamından çıkınca, sanki bir boşluğa düşer gibi oluyor. O zaman hiç boşluğa düşmemeli. Bizim rûhumuza güzel birikimler katan yüce Kur’ân’ı, senenin her günü elimizden, dilimizden düşürmeyelim. Kur’an okumalarımız hep Ramazan ayına mı has olmalı? Günlük açalım kutsal kitâbımızı okuyalım, huzur dolalım. Bugün iki sayfa okuduğumuzu var sayalım, müsait olursak yarın okuduğumuz sayfa sayısını artıralım. ‘Kur’an kalplerin şifâsıdır.’ Diyor Ebû Bekir Sıddık Efendimiz.
Ramazan ayında sırf sevâbını alalım diye, gece seher vakitlerinde, ‘bereket yemeği’ ‘sahur’lara kalktık, İşte o müstesna vakitler de yine kalkalım, bu sefer ibâdet yapmak amaçlı. Zâten alışmıştık, inanın zor gelmez. O seçkin vakitler, Rabb ile baş başa kalınan teheccüd namazı kılınan, Hak âşıklarının çok sevdikleri Rabb’lerini zikrettikleri kıymetine paha biçilmez vakitlerdir. Biz de tıpkı o güzel Hak dostları gibi herkesler niyamken yâni uykudayken biz kıyam (ayakta) olalım. Kalkalım iki rekat teheccüd namazı kılalım hatta kaza namazımız varsa kaza kılalım, gündüz işlediğimiz günahlarımızdan dolayı tevbe-istiğfarlar, tevhidler, salavatlar çekelim. Ne güzel olur! Cenâbı Hakk’ın ismin terennüm etmek kadar güzel bir haz olamaz, kaçırmayalım, seher vakitlerini değerlendirelim.
Yine geride bıraktığımız o güzel ayda bolca hayır hasenatlar yapmıştık. Devam edelim dâima hayır veren hayırlı insan olsak, kötü mü olur? Önümüzde yüreğimizi ağlatan Filistinli kardeşlerimizin içimizi kahreden acıları duruyor. Gazzeye, Filistine destek olalım. Yardım ve sadakalarımızın bize en kâmil ahret sermâyesi olacağını unutmayalım
Müslüman kişiye, hakiki insan olma yollarını öğreten Ramazan ayının mükemmel birikimlerini, sene boyu sürdürmek aslında bizim elimizde. Eğer kişi Ramazan ayının güzel birikimlerini Ramazandan sonra da, kaybetmemek istiyorsa, işte o kişi Ramazandan lâyıkıyla istifâde etmiş demektir. Yoksa içinde böyle bir his yoksa o kişi anlasın ki, Ramazan ona pek yaramamış. Ramazan biter bitmez çar çabucak eski gâfil hâline dönen kişiye doğrusu yazık! Şu bir gerçek ki kendini bir mümin olarak düzeltmek isteyene Ramazan bir nimettir. Bakın şimdi o nimet elimizden gitti fakat gitmesin istiyorsak o güzel hasletleri senenin diğer aylarında da yaşamak gibi bir hedefimiz olsun. Bunun için efendim;
Kendimizi hayâtın yoğun akışına bırakmamalı ve şahsımıza âit günlük Ramazan günlerine benzer bir plan yapmalı ve onu her gün uygulamaya gayret etmeli. Yanı sıra sâlih, sâdık, mânâ ehli güzel insanlarla berâber olmalı. Kazanımlarımızı kaybetmemek için gâfil, şaşkın, dünya ehli kişilerden uzak durmalı. İmânî birikimlerimizin çoğalması adına Hakk’ın konuşulduğu, güzel ahlâkın anlatıldığı yerlerden imkanlar ölçüsünce yararlanmalı. Rûhumuzu hoş edecek ortamlarda bulunmalıyız vesselam.
Hayırlı, nurlu, feyizli Cumâlarınız olsun. Selam ve dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.