Orucun sosyal kazanımları
Oruç, âdeta müminler için bir savaş eğitimidir. Hayâtın en zor dönemlerinden olan savaşlarda her zaman yiyecek, içecek bulmak mümkün olmaz. Uzun süre insanlar aç kalabilirler. İşte oruç ile inanan insan bu gerçekle yüz yüze kalmaya tecrübe kazanır. Ayrıca öyle zor günlerde oruç tutanlara da büyük mükâfatlar vardır. ‘Allah yolunda bir gün oruç tutan kimseyi Allah Teâlâ, bu bir günlük oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar.” (1)
Oruç, bedenin sağlığıdır. Devamlı çalışan her varlığın mutlak dinlenmeye ihtiyâcı vardır. On bir ay tüm azâlarımızla çalışan bedenimizin bir ay belli zaman dilimlerinde biraz istirahat etmesi çok mâkuldür. İslâm’ın beş şartından biri olan oruç hakikaten şifa kaynağıdır. Avrupa ve Amerika’da doktorlar hastalarına oruç tutmalarını tavsiye ediyor. Oruçla insan vücûdunda biriken toksinler, fazla yağlar, birikmiş zehirler vücuttan dışarı atılır. Bu sebeple oruç İslam ülkelerinin dışında da hızla yayılmaktadır.
Oruç ahlâkı güzelleştirir. Hakiki mânâda oruç tutan mümin eli, dili, gözü, kulağı, ayağı ile işleyebileceği günahlardan kendini titizlikle korumaya çalışır. Cimrilikten, fesattan, çekişmeden, dedikodudan kaçınır. Kibir, gurur, gösterişten, bencillikten sakınır. Bu şekilde kişi güzel ahlak sâhibi olur. Oruç tutan mümin gafletten, hileden, nefis ve şeytanın kötülüklerinden kendini koruyan Allah Teâlâ’nın has kuludur. Bu hususu teyit eden hadisi şerif vardır; ‘Kim yalan sözü (yalanı, gıybet, dedikodu gibi günah sözleri) ve onunla ameli terk etmezse (bilsin ki) onun yiyip içmesini bırakmasına Hz. Allâh’ın ihtiyacı yoktur.’ (2)
Oruç, insana kendini denetleme imkânı sağlar. Oruç tutan mümin Rabb’inin kendisine helal kıldığı pek çok şeyden belirli süre isteyerek feragat eder. Her şey elinin altında olmasına rağmen yiyebileceği, içebileceği halde sırf Rabb’inin rızası için tuttuğu oruç sebebiyle kendi irâdesiyle yemez, içmez. Bu müthiş bir irâde eğitimidir. Ayni zamanda sosyal hayatta inanan insanların ayni şekilde hareket etmesiyle toplumsal psikolojik üstünlük sağlanır.
Oruç, kötü alışkanlıkların terk edilmesini kolaylaştırır. Sigara, içki, kumar gibi toplumda hızla yayılan daha başka kötü alışkanlıklar oruçla genelde terk edilir. Belki de böylece kişinin oruç, namaz, Kur’an ile hayırlı amellere başlanması mümkün olur. Eğer bunlar devam ettirilirse inanan kişinin hayâtına ciddi anlamda istikâmet gelir.
Oruç rûhî melekeleri geliştirir, mânevî birlik temin eder. Oruç rûhun beden üzerindeki iyi yönlü hâkimiyetini kuvvetlendirir. Bu hususta pek çok uzman psikolog, oruç tutan insanların genellikle nefislerine hâkim olduklarını, mânevî gücün tüm zaafları yendiğini hayranlıkla müşahede ettiklerini söylüyorlar. Yine insanın vücûduyla birlikte düşünce ve his dünyâsında büyük bir hassasiyet elde edildiğini, kişilerin günlük stres ve gerginliklerin azaldığını vurguluyorlar. Ayni zamanda müminler olarak işçisiyle-memuruyla, doktoru-öğretmeniyle, yaşlısı-genciyle, erkeği ve kadınıyla oruç, inananlar arasında mânevi bir ortaklık ve birliktelik sağlar.
Sayılamayacak kadar çok faydaları olan orucun emredilmesindeki hikmetleri anlamak durumundayız. Âdeta senenin kalbi olan Ramazan ve Ramazanın kalbi olan oruç tüm Müslümanlara en kâmil hayırlar, iyilikler, güzellikler, bağışlanmalar getirsin inşaALLAH. (Âmin)
---------------
1) Buhârî, Cihâd 36
2) Buhârî, Savm 8, Edeb 51
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.