Kerem İşkan

Kerem İşkan

Safları alıp çıkacağız..!

Safları alıp çıkacağız..!

İki şair ve edip ahbap Mehmet Celâl ile Faik Esad, İstanbul, Beylerbeyi’nde bir dostun iftar davetine icabet için yola koyulup karşıya geçiyorlar…

***

Fakat vakti iyi hesap edememişler ve iftara daha saatler var…

***

Bunun üzerine iki ahbap; “Camiye gidelim, vaaz dinleriz, vakit geçer” fikriyle Beylerbeyi Camii’ne girip bir tarafa ilişiyorlar…

***

Vaiz, kürsüye çıkmış cehennemden bahsetmekte, diliyle etrafa yıldırımlar savurup şimşekler çaktırmakta, “zebanîler, alevler, katran kuyuları” dedikçe cemaat dehşetle tir-tir titremektedir…

***

Bizimkiler vaizin tehditlerine pek kulak asmamaktadır...

***

Ama ahalinin çoğu kapıldığı haşyetle hüngür-hüngür ağlıyor…

***
Ağlayanlardan biri, gözyaşlarını silerek Faik Esad’ın sırtına dokunur ve  kısık sesle fısıldar…

***
“Siz vaizi dinlemiyor musunuz? diye sorar...

***

Faik Esat aynı ses tonuyla soruyu yanıtlar… “Dinlenmez olur mu, dinliyoruz elbet

***

“Peki, ne dediğini anlıyor musunuz?”

***

Mehmet Celâl galesizce, “Anlıyoruz elbette, niçin soruyorsun?”
***
Adam hayretle devam eder…

***

“Yahu bizim ağlamaktan ciğerimiz sökülüyor, gözümüz dışarıya uğruyor sizde ise hiçbir elem işareti yoktur, nasıl oluyor bu?”
***
Şairler oralı bile olmadan cevap verir…

***

“Efendim biz bu mahalleden değiliz, yabancıyız, misafirliğe geldik!”

***

Aynı bizim durum…

***

Müslümanlar tok ve sağlıklı ve güvendeyken, “Halife-i Ruy-i  Zemin” kesilenler, Müslümanlar kesilirken şimdilerde oralı bile olmuyorlar…

***

Toplumumuzda maalesef vaziyet şöyle ; “Müslümanlığın yabancısıyız… Gezmeye geldik…Bakıp içerdeki safları alıp çıkacağız…”

***

Salmayın safları Müslümanlar…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem İşkan Arşivi