Efendim kutsal kitâbımız Kur’an’la ilgili yazılarımıza devam ediyoruz. Buyurun nûru Kur’an’ın güzelliklerini konuşmaya:

Hz. Kur’an Allah Azze ve Cell’in gönderdiği kelâmı kadîmdir. "Onlar hâlâ Kur'ân'ın Allah kelâmı olduğunu ve mânâsını düşünmeyecekler mi? Eğer o, Allah'tan başkası tarafından olsaydı muhakkak ki içinde birbirini tutmayan çok söz ve ifâdeler bulurlardı." (Nisa, 82) Hz. Kur’ân’ın sâdece bir âyetini okuyarak doğruluğuna inanan ve sonra Müslüman olan nice insanlar var.

Şu bilinsin ki, kâinâtın mutlak sâhibi ve yaratıcısından gelen hükümler insanların arayıp da bulamadığı, bir ömür tüketip de ancak elde edebileceği kurallardır. Cenâbı Hak bize hazır yorulmadan; ‘şöyle şöyle hareket ederseniz siz kazançlı çıkarsınız ama şunları şunları yaparsanız hüsrâna düşersiniz’ diyerek kullarını uyarıyor. Hz. Kur’ân’ın hükümleri insan ve içinde yaşadığı toplum içindir. Ondaki muhteşem hükümleri okuyup, anlayacak ve hayâtına koyacak olan bizzat insanın kendisidir.

Hz. Kur’an’da insana akıl, fikir, duygu, irâde verildiği ve bu yetenekleriyle insanın en güzeli yaşayabilecek kıvamda olduğu belirtilir. İnsan bu kıvâma gelirken nefsin tuzaklarına, şeytanın hilelerine aldanmadan mücâdele eder pek tabi imân etmenin gereği budur. Müminlik kıvâmı böyle gerçekleşir. Kişi bu hususta verdiği imtihanda önce bocalar sonra göğüs gererek olgunlaşır ve nihâyet kemal bulur işte insan bu hâliyle ‘hazreti insan’ olur.

Kur’ânu Azûmuşşan insanları zâlimlikten, kötülükten, günahlardan, her türlü çirkinliklerden alıkoyarak onları karanlıktan nurlu aydınlıklara çıkarmak için semâlar âleminden yeryüzüne indirilmiştir. Hz. Kur’ân’ın amacı, faziletli ve ahlaklı bir toplum inşa etmektir. Bu asrısaadette gerçekleşmiştir. İlerleyen süreçte ‘insanlar ne zaman Hak ve hakikatten uzaklaştılarsa işte o zaman zulüm gerçekleşmiştir. "Allâh'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, zâlimlerin ta kendileridir." (Mâide, 45) Bugün cereyan eden hâdiseler âyetlerin tecellisidir.

Akıllı kişi nûru Kur’ân’ın nûruyla nurlanıp kendisindeki bu nur ışıklarıyla başkalarını aydınlatır. Müslümanların kitâbı Hz. Kur’an’dır. Biz dünyâda, kabir âleminde ve ahrette; ‘Kitâbım Kur’an’dır diyeceğiz inşaALLAH. Ama kitâbı tanımayan kitapsızlara ne diyelim Hz. Allah Celle ve Âlâ hidâyet versin yoksa halleri harap…

Bütün bir insanlık son Nebî’nin getirdiği son kitap Hz. Kur’an’dan sorumludur. Hz. Kur’an Hz. Peygamber aleyhissalâtu vesselâm’ın en büyük mûcizesidir. O kâinat hakikatlerini anlatması, geleceği aydınlatması yönüyle mûcizedir, edebi belâgat yönüyle mûcizedir, eskimeyen en âdil hükümleri ihtivâ etmesi yönüyle mûcizedir, tüm insanlığı kucaklaması yönüyle mûcizedir. Burada sayılamayacak kadar pek çok farklı yönleriyle Kur’ân-ı Hakîm mûcizedir.

Ne güzeldir Kur’an okumak! Okunan Kur’an’la ruhlar arınır. Kur’ân’ın insanı dinlendiren ahengi, mümini huzûra eriştirir. Kur’ân’ın ilâhi nağmeleriyle gönlün her teli titrer, kalp rakikleşir âdeta yürekler nurla dolar böylece ruh mâneviyatla beslenmiş olur. Hz. Kur’ân’ı okuması güzeldir, öğrenmesi ve ezberlemesi kolaydır. En güzel okunan ve dinlenen kelam, Hz. Kur’an’dır. Hz. Kur’an, okuyanı bıktırmaz bilâkis lâhûtî âlemlere yelken açtırır. Hele anlam derinliği ise muhteşemdir. En güzel tefekkür O’nunladır, en güzel yaşanan hayat Kur’ân’ın takdim ettiği hayattır.

Hz. Kur’an kendisine yönelenlere sırlarını açan eşsiz nimetlerini ilham eden bir muazzam sofradır. O sofrada istifâde etmek isteyen herkese bir ikram vardır. Hz. Kur’an almasını bilene tükenmez bir hazinedir, mânevî basamak çıkmak isteyenleri, O yücelere ulaştırır. O’nun hakikat nurlarıyla kişilerde, toplumlarda değişir-dönüşür, ihya olur. “Ey insanlar! Rabbinizden size bir öğüt ve kalplerde olana şifa, inananlara doğruyu gösteren bir rehber ve rahmet gelmiştir.” (Yunus, 57)

En büyük nûru şifa kitâbının nûru ile yüreğimiz ve rûhumuz aydınlansın inşaALLAH. Cumânın nûru, Kur’ân’ın nûru, İslâm’ın nûru üzerimize olsun efendim.

Nurten Selma ÇEVİKOĞLU