MEVLİD KANDİLİNE HAZIRLIK
Allâhu Teâlâ’ya sonsuz hamdü senâlar olsun ki, kâinâta gelmiş en mükemmel insan olan, Peygamberlerin Sultânı, Dünyânın Güneşi, Eşsiz Şahsiyet Hz. Muhammed aleyhisselâm’ın doğduğu mübârek Rebiyulevvel ayına ve bu ayın kutlu vakitlerine bizleri eriştirdi. Efendim bu vesileyle hem Cum’ânızı hem de !2.ci Rebiyulevvel’de kavuşacağımız Rasûlumüzün doğduğu doğum gününü yâni Mevlid Kandilinizi şimdiden tebrik ediyor, hep birlikte O’nun şefaatine ulaşmamızı Yüce ve Aziz Mevlâ’mızdan niyaz ediyoruz.
Geçen yazımızda belirttiğimiz veçhile; Peygamberimizin doğduğu güne sevinmek, Müslümanlar için öncelikle O’na olan sevgi ve muhabbetimizin göstergesi olduğu gibi, O’na olan edep ve hürmetimizin de bir ifâdesidir. Hep deriz, O aleyhissalâtu vesselam bize cennet biletidir. O’nsuz olmaz. Dünya ve ahret O’nunla güzel ve anlamlıdır. Bu gerçek aklımızın ve yüreğimizin en kıymetli yerinde bulunmalı hatta oraya kazınmalıdır. Bilinsin ki, Mevlid Kandilini idrak ve ihya etmek, Peygamberlerin Sultânı Hz. Rasûllah aleyhisselâm’a ümmet olmanın sevinç ve huzûrunu idrak etmenin izahıdır. Ne mutlu bunu hissedebilenlere!
Nasipse Pazarı Pazartesi’ye bağlayan gece erişeceğimiz bu mibârek zemine erişene kadar O’na olan sevgi ve muhabbetimizin ifâdelendirilmesi olarak çokça salavatı Şerifeler getirmeli, O’nun adına kurbanlar kesilmeli, sadakalar verilmeli, sadakayı câriyeler takdim edilmeli, yetimlerin başı okşanmalı, fakir-fukarayı O’nun adına doyurmalı… Ne güzel, değil mi? O’nun adına hayır ve hasenat yapmalı, sevabı O’na bağışlanmalı. Böylesi güzellikler bizi en zor günde O’na tanıtır ve O’nun şefaatıne erişmemize vesile olur. Bu bahsedilenlerin yapılması her Müslüman’ın fydasınadır. Haydi sevgili dostlar, o güne kadar ne yaparsak kardır, bugünden tezi yok başlayalım.
Pek tabi, Gönüllerimizin Tabibi Hz. Rasûlü çok seviyoruz. O’nun doğum gününe kavuşacağımız için de, çok sevinçliyiz. Ancak kuru kuruya yalnızca ‘Ben Peygamberimi Seviyorum’ demek yetmez. Bu da gerekli fakat asıl amel ve davranışlarımızla da, O Güzeller Güzeli Sevgili Peygamberimizi sevdiğimizi ispat etmemiz gerekir. Hatta sâdece Rebiyülevvel ayına özgü değil senenin her günü, O’nu sevdiğimizi ispat etmeli, O’nun sünnetlerini ömrümüzün tüm günlerine yaymalı, O’nun ahlâkıyla ahlaklanmalı, O’na salâtu selamlarımızı her vakit yapmalıyız. İşte bu O’na olan şükranımızın, bağlılığımızın ve dahi vefâmızın en bâriz göstergesi olur.
Aslında O Peygamberlerin Şâhı Rasûlümüz, bizim için tüm Peygamberlerin içinden seçilmiş, âdeta bize ‘O’na tâbi olun, bu sizin için büyük bir şereftir’, denilmiştir. Bakın bunu ispat eden âyeti kerimede: “Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allâh'ın âyetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkârdan) kendilerini temizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler.” (Âli İmran, 164) Demek ki; peygamberimiz aleyhissalâtu vesselam müminler için bir nimettir, bir lütuftur. Rabbimize sonsuz şükürler olsun. Bu ne büyük bir ikram! Ve bizler böylesi bir ikram için hiçbir bedel ödemedik. O halde O’nun doğduğu mübârek mevlid Kandilinde, O’na olan yukarıda yazdığımız şükrâne belirtilerini idrak ve icra etmeye hazır mıyız?
Geçmişten günümüze ecdâdımız da, Peygamber sevgisini yazdıkları Mevlîdî Nebîlerle -ki sayıları 200’ü geçkin yazılmış Mevlidler vardır- izhar ve ispat etmişlerdir. Bunların en meşhuru Süleyman Çelebi’nin yazdığı Mevlidi Şeriftir. Yıllardır memleketimizde okutulmuş ve halk arasında derin muhabbete sebep olan bu güzel eser, bu necip milletin Peygamberimize duyduğu engin hürmet ve sevgisinin tezâhürüdür. Çok sâde ve içli duygularla yazılan bu güzel eser, altı yüz senedir büyük bir şevkle, aşkla, hürmet ile dinlenir.
Nebiyi Ekrem Efendimize duyulan muhabbetin ifâdesi olan Mevlidi Şerifler O’nun doğumunu, kâmil ahlâkını, eşsiz faziletlerini anlatan kıymetli zenginliklerdir. Mevlidi Nebîler sâdece Mevlid Kandillerinde değil, diğer mübârek gün ve gecelerde de okunur hatta evlilik, sünnet, doğum, hac, asker uğurlama törenlerinde okutulması halk arasında güzel bir âdet hâline gelmiştir. Bu âdet, halk arasında Peygamber sevgisinin ruhlara nakış nakış nasıl işlendiğini izah etmeye kâfidir. Bir ‘vesiletün necat’ –kurtuluş vesilesi- olan Mevlidi Nebînin hepimizin kurtuluşuna vesile olması temennisiyle, bu güzel Cuma gününde ve o güzel Mevlîdi Nebî gününde sizlerle duâlarda buluşmayı ümit ediyoruz efendim. Günleriniz hayırlarla dolsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.