Kimdir bu örtülü çıplaklar?
Bunlar şeriatın koyduğu ölçülere uymayan, yâni ince, dar ve uzuvları gösteren elbiseler giyen ya da vücudunda örtmesi gereken yerleri örtmeyen kadınlardır.
Kadınların bu şekilde giyinmesi, küçük günahlardan değildir eğer öyle olsaydı-geçen yazımızda belirttiğimiz üzere- Hz. Peygamber, onları Cehennem ehlinden saymaz, Cennetin kokusunu dahi alamayacaklarını söylemezdi. Farz edelim ki, söz konusu şekilde giyinmek, küçük günahlardandır. Bu durumda küçük günahlarda ısrar etmenin, günahı büyüteceği bilinmiyor mu?
Hasan Basri Hazretleri: “Siz sahabeyi görseydiniz deli (öcü) derdiniz, onlar da sizi görseydi Müslüman (tesettürlü) demezdi.” Buyuruyor. Günümüz Mekke ve Medine’sinde, hatta Tahran’ında, Afrika’nın nice ülkesinde, Malezya’da erkek ve hanım Müslümanlar, bu bahsettiğimiz giysi ve davranış sâhibi hanımlara hiç duraksamadan kötü kadın damgası vurabilirler. Hatta kendilerinden saymayacakları gibi, hicaplı/tesettürlü sınıfı küçük düşürdükleri için ajan muamelesi dahi yapabilirler. Ama Batı ülkelerinde bu kıyafet ve tavrın, tepki almadan kabul göreceğinden emin olabilirsiniz.
Bu durum hem Allâh’ı hem şeytanı râzı etmeye çalışmak olur ki, sâdece şeytanı râzı edecek gülünç tavırlar, insanı aldatış ve aldanışlara götürür. Bakın âyeti kerimede ne buyuruluyor:
“Yoksa siz Kitâbın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden öyle davrananların cezâsı ancak dünya hayâtında rezillik, rüsvaylıktır; Kıyâmet gününde ise en şiddetli azâba itilmektir. Allah, sizin yapmakta olduklarınızdan asla gâfil değildir.” (Bakara 85)
Bütün bunların yanında saçının bir tek telinin bile gözükmemesine ciddi özen gösterilerek takınılan ve çoğunlukla ‘bone’li başörtülere de değinmek gerek. Boneler de rengârenk, bin bir desen, cıvıl cıvıl çok dikkat çekici renkler içinde.
Anadolu’daki fazla kültürlü olmayan hanımların kıyafetlerinde bu denli yozlaşma olmamasına rağmen onlarda da şöyle bir durum söz konusu;
Başörtüsü bağlama konusunda biraz ihmalkâr biraz alışkanlık gereği, yer yer saçlarının bir kısmını bâzen de devamlı gözükebilecek şekilde başörtülerini gevşek bağlamaları da ayrı bir yozlaşma konusu. Çok kültürlü olmayan halk sınıfından geleneksel örtünmeyi sürdüren hanımlar, başörtü örtme biçimini örfleştirip âdetleştirdiklerinden şuursuzca bir örtünme görüntüsü sergiliyorlar.
Öte yandan onlardan ayrıldığını gösterme ihtiyacı duyan ve kültürlü olduğunu düşünen modern örtülü hanımlar da, saçlarını örtme konusunda gösterdikleri titizliği; başörtüsünün süslü cazibiyetinden kaçınma husûsunda, yanı sıra başörtüsü dışındaki giysi ve tavırlar konusunda (sanki bilinçli ve kasıtlı bir tavırla) göstermekten kaçınıyorlar.
Renk-renk, moda moda başörtüler; atlası-ipeği, yerlisi-ithali, bin bir çeşit… Ama farklı etiketlere, değişik firma isimlerine aldanmayın; Hepsinin markası tek aslında: “Bak Bana!” markası.
Bizim tesettür anlayışımızda şöyle bir söylem vardır; Saçının bir telinin bile görünmesi erkeğe haramdır. Bu doğru bir hassasiyettir. Ama mâlesef bu orada kalmış. Günümüzde evet, saçının bir telini bile göstermemek için bone takıyor. Mümkün de değil, saçının bir telini göremezsiniz ama diğer taraftan sözde başörtülü kadının bütün vücut hatları ortada… Kadının saçının telinin görünmesiyle vücut hatlarını dışa vuran tesettür arasında bir fark yok. İkisi de günahtır. İkisi de tesettürün şartlarını yerine getirmiş değildir. Başörtülü ama vücut hatları ortada olup, erkeğin ilgisini çekiyorsa bu tesettür değil başka bir şeydir.
İslâmı daha şuurla yaşamak temennisiyle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.