Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Eğitimde  hürmet,  merhamet,  hizmet 

Eğitimde  hürmet,  merhamet,  hizmet 

Eğitimci tarlasına ekeceği tohumların bakımını iyi yapmalıdır. Sâdece ekmek yetmez sulamak, gübrelemek, hasadı tâkip etmesi şarttır. Yoksa ürünler zâyi olur gider. Aynı zamanda eğitimci için tohumun ve yaptığı işin kalitesi de önemlidir ki, iyi ürün alabilsin. O halde eğitim amacıyla, eğitim kurumu olan okullara gelen öğrencileri tohum kabul ettiğimizde onlara ilk olarak kalite beklenmesi adına, ‘bilgi eğitimden’ çok ‘ahlak eğitimi’ verilmelidir. Bilgi her yaşta verilebilir ama ahlak eğitimi en baştan verilip -geçen yazımızda değindiğimiz gibi- iyi özellikler kazandırılarak çocuğun şahsiyeti âdeta ilmek ilmek dokunur. Evvela temel sağlam olmalıdır. Temel ise ahlak eğitimidir. Temel çürük olursa tohumlar zâyi olur. Bilineceği üzere ahlak eğitimi tükenmeyen bir enerji, tahammül, emek ve fedâkarlık gerektirir. ‘Ben yaptım oldu’ mantığıyla hareket edilemez. 

Üstad Nureddin Topçu bahsettiğimiz eserinde, ‘Ahlak Eğitimi’ bazında bilhassa ilköğretimde çocuğa önce “hürmet” duygusu verilmelidir, diyor. Şimdi herkes hayret edecektir. Çünkü ilkokula başlayan çocuğa önce harfler öğretilir, belletilir, ‘hürmette nerden çıktı? Onu çocuk nasılsa bir şekilde öğrenir’ denebilir. Öyle değil işte! ‘Terbiye eğitiminde ilk işimiz çocuğa hürmet denemeleri yaptırılmalı, târihin ve ecdâdın ruhlarından olaylara akseden büyükler anlatılmalı. Hürmet ibâdetin temelidir, rûhudur. Hürmetsiz ve ibâdetsiz insan birbirine saldırır, hürmetsiz gençlik mitinglerde yumruk yarışması yapar. Her sokak köşesinde dalaşan, birbirini tekmeleyen çocuklar.. ihmal edilmiş çocuklardır. Bunlardan yarın zâlimler ve katiller çıkacaktır. Sokak, yarınki hayat bahçemizin fidanlığıdır.’ Diyor Üstad. Haksız mı? ((Nureddin Topçu, Türkiye’nin Maarif Davası, İst, 2019, s.125) Bugünkü büyüklere saygısız, hürmetsiz gençlerden hep şikâyet etmiyor muyuz? Ne verildi ki ne istensin? Yanlış mıyız? 

Peki, bugün; ‘Hürmetsizlik hayat mücâdelesi sayılırken, çocuk hürmeti nasıl anlasın? Küçüğün büyüğe olduğu kadar büyüğünde küçüğe karşı sevgi ile yüklü hürmet vazifesi olduğunu çocuk hangi hayat denemesinden çıkarsın? Büyükleri târihe, dîne ve Allâh’a –haşa- saldırırlarken…. merhâmetin âleme taşan sonsuz lezzetini nasıl tatsın? Nerede arasın?’ (A.g.e, s.127) Değil mi?

Eğer çocuğa anne-babasına-akraba ve büyüklerine, hocalarına saygı ve hürmet duygusu verilirse çocuk duygusal yönden coşar, merhamet hisleriyle dolar. Merhamet gibi kutsi bir duygu çocukta gelişince ister istemez onda acıma, başkalarına yardım etme isteği oluşur. Çocuk böylece bencillikten, duygusuzluktan, başkalarının dertlerine omuz silkmekten yâni çağın pek çok hastalıklarından kurtulur. Günümüz insanına bugün en çok merhamet duygusu lâzımdır. İnsanlar öyle zâlimlikler icra ediyorlar ki insanın neredeyse kanı donuyor. Güçlüler zayıfları eze eze güç sâhibi oluyorlar. Bu arada haksızlıklar, hukuksuzluklar, eziyetler, işkenceler normalleşiyor neredeyse şiddet meşru görülüyor. Bâzen öyle hadiselerle karşılaşıyorsunuz ki, ‘Bunların hiç mi vicdânı yok’ diyorsunuz. İşte bu raddelere gelmemek için merhamet ta küçük yaştan ‘Ahlak Eğitimi’ ‘Vicdan Eğitimi’ adına mutlak verilmesi gereken bir duygudur. Bu duygu sonradan oluşmaz. Vicdan ve ahlak birikimi küçük yaştan öze sindire sindire verilmelidir. Özünde vicdansızlık olan bir kişiye sonradan ne yapsanız azdır.  

Hürmet ve merhamet duyguları kişide neşvü nema bulunca ardından onda ‘hizmet etme’ duygusu gündeme gelir. Bu ulvi duygu, yaşadığımız asırda herkeste bulunmayan faziletli bir kavramdır. İnsanlara yardım etme isteği yapa yapa kişide gelişen ahlâki özellikler insanda artık vaz geçilemez bir duygu hâline gelir. İç âlem hayırla dolar. ‘Hizmet sevgisi, insanın kendinden taşarak âleme yayılması gibi bir şeydir. Hizmet ve fedâkarlık duyguları taşımayan insan, önceki hürmet ve merhamet basamaklarını geçmemiş demektir. O, kısır ve hoyrat bir varlıktır. 

Çocuğa merhamet, telkin yoluyla aşılanarak rûhî varlığındaki hayvânî ve hoyrat unsurlar ayıklandıktan sonra, ona hizmet ve fedâkarlık denemeleri yaptırılmalıdır. Çocuğa her yaşa uygun ölçüde, arkadaşlarına ve başkalarına yardım vazifesi yüklemelidir. Bu ödev onda sevgi oluncaya kadar, usanmadan yapılacak telkinlerin önemi pek büyüktür.’ (A.g.e, s.125) 

Hakikaten çocuk eğitimde müspet ve yapıcı telkinlerin yeri inkar edilemez. Psikoloji ilmi de bu husûsu teyid ediyor. Bu bizim kültürümüzde; ‘Bir kişiye kırk gün deli dersen deli veli dersen veli olur’ misâlini hatırlatır. Devamlı iyilik ve güzellik telkinleri çocuğu müspete yönlendirir tabi tersi de mümkün. Şahsiyet sâhibi kişiler yetiştirmek için yanlışlıklardan koruyucu amaçlı rûhî telkinler çocuğu ruh yapısında oluşabilecek boşlukları doldururcu mâhiyettedir. Böylece çocuk her çeşit hoyratlıktan, nezâketsizlikten, çirkinliklerden hatta saldırganlıklardan uzaklaşır. 

Bugün neredeyse yeni yetişen neslin ahlâkî özellikleri yok olmuş durumdadır. Hoş büyükler de bunun dışında tutulamaz. Zâten onlardaki menfîliklerden dolayı çocuklar bu şekli almış vaziyette. Unutulmasın ki eğitimin asıl hedefi bilgin aday yetiştirmekten çok ‘ahlaklı insan’ yetiştirmektir. Asrımızda kültür hayâtımız, fen ve teknik bilgi ihtirası arasında kaybolmuş vaziyettedir. Birbirlerini ezerek, üzerek, yıkarak, öldürerek teknoloji ve bilim yolunda ilerlemeden söz edilemez. Önce insanlık önce ahlak önce vicdan…

SİLAHLI KUVVETLERİMİZİN BAŞLATTIĞI “BARIŞ PINARI” HAREKÂTI İÇİN BUGÜN VE HERGÜN DUÂ EDİYORUZ. RABBİM “HAFIZ” İSMİ ŞERİFİYLE ASKERLERİMİZİ MUHAFAZA EYLESİN “FETTAH” İSMİYLE ŞANLI ORDUMUZA GÂLİBİYET KAPILARINI AÇSIN İNŞAALLAH. 

Hayırlı Cumâlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi