Başlangıcın hemen öncesi
Yılın en sevdiğim zamanı şimdi.
Çünkü asıl sevdiğimin henüz başlamadığı ama ona en yakın olan günlerdeyiz. Vuslata 5 kala’da; bahara ramak kala’dayız…
Zira bir başlangıcı, bir evveli olan her şey, bir bitişe ve sonlanmaya mahkum, şu ahir dünyada. Bu yüzden o aşığı olduğum ilkbahar mevsimi başlayınca, yani başlar başlamaz, gizli bir hüzün de büyümeye başlar içimde bir yandan, günbegün.
Hiç yaşanmamış ama yaşanacağı yazılmış ve kesinleşmiş bir aşk hükmünün arifesinde gibiyiz şimdi bu açıdan. Henüz bu ‘başlamamışlık’ bakımından. Ağaçlardan toplanıp derilecek ilk çiçek demetiyle bir ilan-ı aşkın yapılması çok yakın, biliyorum. Fakat o çiçekler bile görünürde değiller daha. Dolayısıyla bu bekleyiş, gebe oluş, başlangıcın hemen öncesinde oluşun tazeliği ve telaşı, başka hiçbir zaman aralığında bulunmaz, bir senenin içerisinde. Bu yüzden de ‘yılın en sevdiğim zamanı şimdi. Çünkü asıl sevdiğime en yakın olan günlerdeyiz.’
Sırasıyla havaya, suya ve toprağa düşen cemrelerden ilki, 20 Şubat’ta havaya düştü. Bir hafta arayla yaşanan bu süreç, mart ayının ilk haftası civarında tamamlandığında ise, “yeryüzü ateşi yakılmış olacak” denir. Tabi ilkin, cemrenin ne olduğundan bahsetmek gerekir aslında. Arapça kökenli bu sözcük, ‘ateş’ anlamına gelirmiş esasen. (evet üşenmedim ve google’a sordum) bu havaya, suya ve toprağa düşen ateş ise, elbette soyut ve biraz da mistik ve masalsı bir anlamı karşılıyor. Doğadaki sıcaklığı ve dirilişi sağlamak için gerekli olan ısı artışını. Kolay mı, aylardır sıfırın altındaki sıcaklıklarda metabolizmasını bazal düzeye düşürüp ölmemeye, tamamen yitip gitmemeye çalışan bir tür kış uykusu var ortada, yaşanan. Sıcak bir hayat öpücüğü, Uyuyan Güzel’i uykusundan uyandırıp, bir kurbağayı da prense dönüştürebilir oysa. İşte bu masalsı ve sıcak öpücüğe verilen isimdir cemre de yani.
Başlangıcın hemen öncesinde, 3 seferde ‘düşüp’ biten cemrelerin ilki, havada şu an yalnızca. Oysa sizler bunları okurken de, sonuncusunu bekliyor olacağız muhtemelen.
Benim şimdiden gözüme kestirdiğim birkaç ağaç ve birkaç tane kedi var, bir de. Çiçeklerle donanışı, ardından soyut ve kutlu bir elin o çiçekleri toplayıp bir buket haline getirişini, bir çift kedi gözünde çakmak çakmak yanacak olan feri bekliyorum. Geçtiğimiz günlerde havada yakılmış olan ateşin, suyu ve toprağı ısıtmasını kolluyorum.
Kısacası, başlangıcın hemen öncesinde oluşun keyfini çıkartıyorum. Kapıdan baktırıp kazma kürek yaktıran günlere kanmış ve inanmış gibi yapıyorum. İçimde gizlice başlayan bahar festivalinin ayan beyan sahneye konulacağı günler için ise bir yer ayırtıyorum kendime, en ön saflardan. Ve safları sıklaştırmalı, öyle değil mi?
Geçen sene, malum salgın korkusu yüzünden hakkıyla yaşanamayan bahar sevincini doya doya yaşayabilmek için ise, oluşup olgunlaşması gereken şartların yaratılmasını diliyorum Allah’tan.
Öyle işte… Yılın en güzel zamanı şimdi!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.