Ayşe Aslı Duruk

Ayşe Aslı Duruk

Deha ve Ayrıksılık

Deha ve Ayrıksılık

Yeğenimin okula başlamasının ilk gününde, kızı tarafından çok sevilen bir hala olarak gelinimiz tarafından okula davet edilmiştim. 'Mini mini birler' 'Şimdi okullu olduk' ve buna benzer söylemlerle ve şarkılarla geçen kısa bir araba yolculuğundan sonra, sırtına taktığı elsalı çantasıyla birlikte arabadan sevinçle dışarıya zıplayıp çıkan yeğenimin bir elinden annesi, bir elinden de bendeniz halası tutarak, ilkin gitmemiz gereken konferans salonuna doğru yol aldık.

*

Elsa demişken... Bizim barbi modamız vardı o zamanlar, azizim. Her şey pembeydi. Elsa ise mavi renkli bir elbise giyiyor. Şimdinin modası o oldu. Cinsiyet kimlikleri, renkler, özgürlükler ya da bir toplumun dimağına masum kılıklarda sokulan fitneler, her şeye de fazla anlam yükleyip şiraze kaydırmalar vb. konuları başka bir yazıda ele alalım.

*

Ortalığın nasıl bir ana baba günü olduğunu az çok tahmin edersiniz. Fakat gözlerim ve aklım başka bir çocuğa, yeğenim Zehra Aleyna'dan daha fazla takılmıştı o gün. Ondan bahsedeceğim. Kalabalığın içindeki onlarca çocuğun arasından nedense gözüme ilişen, ilk bakışta alelade ve sıradan görünen bir çocuktan.

Dahilerin bakışlarına dahil ve has olan o dalgın, umursamaz ve derin ifade vardi cocuğun gözlerinde. Görünce bildim. Çoğunluğa göre anlamsız hatta boş olan o bakışları tanımak için kendimin de bir dahi olmasına gerek yoktu zaten. Biraz akıl ve çokça da sezgi yoluyla sezilerinize ve sağduyunuza kulak verdiğiniz zaman hemen anlayabiliyordunuz bunu.

Annesi olduğunu o sırada diğer velilerden öğrendiğim güzelce ve ufak tefek kadının yanına, buna tesadüfi ve öylesine bir görüntü vermeye dikkat ederek, gayet bilinçli bir şekilde yaklaştım hemen sonra. 2. sınıf çocuklarının açılış gösterisini izlemeye koyulduk az sonra, oturacak yer bulamadığımız salonun duvarına sırtımızı yaslayıp ayakta dururken.

Yeğenimin meraklı ve şaşkın bakışlarına, oralarda kendine uygun arkadaş arayışlarına, sınıf öğretmeni olacak hanımla tanışmasına hep annesi şahit oldu. Benim gözlerim sahnedeydi. Zira 'benimki' de oradaydı.

Sahnede belirir belirmez, annesinin gözlerinin içindeki heyecan ve sevinç parıltısını görüp tanımıştım, bizzat bir anne olmasam da. Anne olsun ya da olmasin, her kadının içindeki yazılımda bu aynı kodlar yok muydu zaten? Tanınırdı.

Çocuğun sahne gösterisindeki, diğer çocuklarla gayet uyumsuz bir halde seyreden haline, tavrına ve hareketlerine bakınca, az evvel ilkin gözlerinde fark ettiğim bakışlarındaki dalgınlığı hatırladım. Birçoğuna göre dikkat ve uyum eksikliği yaşayan çocuk, sahneden inip annesinin yanına yaklaşınca, çoklu evren teorisiyle ilgili bir soru yöneltti annesine. "Sahnedeyken bunu düşünüyordum anne. Gösterim pek güzel olmamış olabilir." dedi ona mahçup bir şekilde.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
    Ayşe Aslı Duruk Arşivi