Bâkî bir hayat sizi bekliyor
Sonsuza dek vâr olmayı isteyen, dünya denen cadı kazanından hiç çıkmayı arzulamayan insanoğlu için maalesef ömür denen hayat geçici, bâkî değil. Ebedî olarak yaşamak dileyenler bâki olan ahret hayâtına kendilerini bilhassa da ruhlarını hazırlamak durumundalar. Zirâ bâkîlik ancak orada mümkün.
Dünyâda vâr olan her şey ama her şey bir gün yok olup gidecek. O nedenle insan aklını kullanarak bâkî kalan neyse ona odaklanmalı. Yok eğer günü birlik kısa zevkler ve kısır sevdâlar peşinde gezinecekse insan nâfile gezinir bu âlemde.. Bugün çöpe giden pek çok şey günün birinde kullanılıyordu.. Nefsin tatmin edilen tüm arzuları gün gelir o heveslerden âzâde olur. Dünyâda mevcut güzelliklere çılgınca iltifat edip ondan kopamayanlar yarın ebedi mutlulukların temâşa edileceği asıl saadet yurdunda bedbin olacaklarını unutmamalı ve ne olursa olsun rûhu mesud edeceklere yönelmelidir..
Kötülüklerin karşılık bulacağı, zâlimlerin cezâ göreceği, mazlumların ödüllendirileceği, haksızlık ve hukuksuzluklara sabredenlerin mükâfatlandırılacağı bir ahrete hayâtı iyi ki var. Âhiret hayâtına inananlar, bakış açılarını bu hakikate yönelterek hayat sürdürenler, davranışlarını inancına göre şekillendirenler ebedi bir hayâta tâlip olan cennet sevdâlılarıdır. Dünya hiçbir zaman sonsuz değildir bir gün herkes için mutlaka sonlanacak o zaman böylesi bir hayat için bize hiç tükenmeyecek sermâyeler gerekiyor.
Başarı-başarısızlık, güzel-çirkin, iyi-kötü, zenginlik-fakirlik ilelebet devam etmeyecek elbet bir gün bunların sonu gelecektir. Sonsuz saadet yurdu cenneti arzulayanlar dünyâda yaşarken o bâkî âleme sermâye biriktirmeye ömür harcamaları gerekiyor. Bin bir çeşit sıkıntılarla, problemlerle hayâtı kendilerine zindan edenler ya da türlü neşe ve eğlencelerle gününü gün edip keyifli bir hayat yaşayanlar ahret azığı hazırlayamazlar. Cehennemi hak edenler dünyâda yaptıkları kötülüklerle kendi ateşlerini kendi sırtlanmış vaziyetteler. Sırtımıza yüklediğimiz boş sermâyeyle, boş küfeyle ahret meydanına çıkılabilir mi? Bunu düşünmek gerekir!
Son sürat dünyâya koşanlar âdeta ateşe koşarcasına gidenlere demeli ki; Bu gidiş nereye? Bu yol çıkmaz yol! Sonsuza giden yola var güçle koşmalı ama oraya da aptalca değil. Akıllıca gitmek gerek, rûhu, gönlü hazırlayarak, ömre çekidüzen vererek, hayâta yüreğini koyarak yaşamalı. Mahşer hesaplaşması asla unutulmamalı. Davranışları sâlih hâle getirmeli. Yalan-dolan, hile, fitne-fücur hayattan kovulmalı. Dile gıybet, malâyâni, abartılı konuşma girmemeli. Kibir, riyâ, gösterişe iltifat edilmemeli. İffetsizlik, hayâsızlık, bencillik, tembellik yok edilmeli. İçki, kumar, fâiz, ahlaksızlıklarına bulaşılmamalı. Bunlar dünyâda bulunan cehennemin ateşleri. Ebedi mutluluğu isteyenler cennete giden yolu burada döşemeli. Bolca cennet sermâyesi biriktirmelidir.
Eli boş gidilmez ebedî kalınacak yere. Yüce Yaratıcı’nın helal olarak verdikleriyle dünyâda iktifa edenler ahrette en kazanımlı olanlardır. Dünyada insanları hep kötülükten sakındırıp iyilik peşinde koşanlar, Rabb’in emirlerine tam bir teslimiyetle itaat edenler, mütevâzi ve cömert olanlar, başkalarının ihtiyaçlarına koşanlar, doğru sözlü olanlar, iffetlerini muhafaza edenler yarın mahşer gününde aldanmayanlardan olacaklar. İşte asıl onlar ebedî, bâki bir hayâtı hak edenlerden olacaklardır inşaALLAH.
Nefsini tanıyıp ona uymayanlara, şeytanın hilesine kanmayanlara, geçici dünyâya aldanmayanlara ne mutlu! Bâkî bir hayat onları beklemekte..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.