Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Vatan bize kutsal bir emânettir

Vatan bize kutsal bir emânettir

Vatan bize fedâkar, cefâkar atalarımızdan kalma kutsal emânettir. Geride kalanlar o emânetin üzerine titreyerek, korurlar. Bu koruma için vatan evlatları her şeyden kıymetli olan canlarını fedâ etmekten hiçbir şekilde çekinmezler. Bizim kültürümüzün mayası, bu özle yoğrulmuştur. Bu vatanın taşı-toprağı, câmisi-türbesi, hanı-hamamı, sarayları-çeşmeleri, mezar taşları bize âit olduğunu ispatlar. Vatan bizim kutsallarımızın toplandığı, mânevî değerlerimizin yaşandığı, uğruna destanlar yazıldığı, türküler yakıldığı bir aziz zemindir. Vatan tüm içindekilerle milletin sesidir. Vatan varsa millet vardır, millet varsa vatan vardır. Vatan ve millet olunca da, devlet şarttır. O zaman devlet, vatan topraklarının muhafazası için halkını vatansever yapmalıdır.

Bilhassa yeni yetişen nesle, sevgi ve bilgi yönüyle vatanseverlik duygusunu kazandırmak devletin, devlet içinde de Milli Eğitim gibi kurumların, yanı sıra; medya, sivil toplum örgütleri, asker, polis gibi kurumların görevidir. Özellikle Milli Eğitim, en alt basamaktan en üst eğitim basamağına kadar, ‘Târih dersleri’ ile bu husûsa el atmıştır. Târih eğitimi, insanımıza vatanseverlik değerini vermek için, en uygun eğitim alanıdır. Mâzideki muhteşem muzafferiyet birikimleri, destansı zaferler, ibret alınası mağlubiyetler, ardından gidilmeye lâyık işinin ehli, cesur, milleti-dînî-vatanı için kendini düşünmeyen örnek liderler, millet olarak bizi sıkıntıya sokan ülkeler, târih derslerinde okutulmalı, gerçeğe uygun olarak anlatılmalı. Öğretim kurumları nesillere, vatan sevgisiyle birlikte din sevgisini de vermeli yanı sıra, ahlaklı, çalışkan, dürüst, doğru, adâletli, paylaşımcı, hürmetli ve temiz olma gibi toplumsal ahlâkî hasletler de, vatan evlatlarına kazandırılmalıdır.

Öte yandan milletin geçmişten bugüne geçirmiş olduğu milli aşamaları, ülkü ve idealleri, millî târihi, milli kültürü, sarsılmaz dînî değerlerin bilinmesi, toplumla kişi arasında güçlü bir âidiyet bağı oluşturur. Bu şekilde mâzisine âit önemli târihsel hâdiselerin bilinciyle beslenen nesiller, vatan sevgisini hatta millet sevgisini içtenlikle benimserler. Geçmişten bu yana devletler, milletlerinde vatanseverlik şuurunu diri tutmak adına sınır haritaları, padişah tuğraları, kültürel folklorik müzikleri araç olarak kullanmışlardır. Meselâ, Sultan II. Abdulhamit zamânında önce kıta haritaları sonra logo haritalar, o dönemki eğitim sisteminde insanımıza vatan bilincinin oluşturulmasında katkı sağlamış argümanlardı. Bugün de bunlardan istifâde ediliyor. Kendi ülke topraklarımızın içinde bulunan Hatay ilimizi, Suriye devleti hâlen kendi harita sınırları içinde göstererek, ülkemize karşı kendi insanına yanlış bir âidiyet bilinci vermeye çalışıyor. Bugünkü İsrâilde de, Filistin topraklarına yönelik aynı metod uygulanmaktadır.

Bir kişinin vatanını sevmesi; topraklarının dağını, denizini, yaylasını, yeraltı ve yer üstü kaynaklarını, doğa güzelliklerini, evini, doğduğu yeri, büyüdüğü şehri, akraba ve yakınlarını, geçmişini hatırlatan anılarını, oraya âit hayal ve idealleri, yurdunun her bir köşesini sevmesi anlamına gelir.  Yine yurtseverler; memleket târihini, edebiyâtını, kültürünü, sanatını, değerlerini, gelenek ve göreneklerini, ahlâkî hükümlerini, düşünce sistemini, inanışlarını, dünya görüşlerini benimseyen kişidir. Bu hal kişinin vatan sevgisinin göstergesidir.

Milletimiz en zor şartlarda dahi vatanını, düşman istilâsından kurtarmıştır. Bu o milletin yiğitliğini, cesurluğunu gösterir, aynı zamanda yurdunu sevmedeki fedâkarlığının ölçüsünü ortaya koyar. Vatanseverlik, vatan topraklarını canından aziz bilmektir, vatanın birliğine, bölünmez bütünlüğüne kayıtsız-şartsız inanmaktır. Vatanseverlik, ülkesini her yönlü yüceltmek ve yükseltmek için var gücüyle çalışmaktır. Vatan bizim nâmusumuzdur, sıcak yuvamızdır, milletimizin sevgi ve güven tüten ana-baba ocağıdır. Vatan bize emânettir, biz millet olarak emânetin üzerine hassâsiyetle titreriz, özenle koruruz, uğruna canımızı vermekten çekinmeyiz. Dayandığımız değerler gereği, vatanımız için ölüme koşarcasına gideriz. Bu hangi millette var? Kurtuluş Savaşında, Çanakkale Savaşında bütün düşmanlar bu gerçeğe bizzat şâhid oldular. Yıllardır millet olarak peşinden gidilmesi adına model gösterilen Batı ve yandaşlarında var mı böylesi cesurluk ve vatan müdafaası?

İlelebet vatanımızda hürce yaşamamız duasıyla, hayırlı cumâlar efendim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi