Mübârek Ramazan günlerinde oruçla kendimizi tutmayı öğreniyoruz. Orucu belli vakitlerde aç ve susuz kalmanın ötesine ulaştırmayı ve hayâtımıza ‘takva’ anlayışını getirmeyi hedeflersek şu güzel Ramazan günlerinde en kârlı işe tâlip olmuş oluruz.  

Müslümanlar için kutsal olan Ramazan ayında nasipse orucu tutuyoruz ama inşaALLAH oruçta bizi işleyebileceğimiz çeşitli menfîyatlara karşı tutsun isteriz. Oruç tuttuğumuzda dilimizi tutmayı becerebilirsek, ne mutlu bize! Mesela; dilimizi yalandan, gıybet, abartılı konuşma ve boş sözler sarf etmemeye karşı korursak işte o vakit oruçlarımız makbul oruçlar hânesine yazılır. Ramazan günlerinde; ‘Ya hayır söyle ya sus’ kâidesini hayâtımıza uygulayarak ‘sukûtî’ olma hasletinin âdeta tâlimini yaparız. Bu şekilde dilimizi tutmakla kendimizi dünya ve ahrette selâmette kalmanın deneyimlerini gerçekleştirmiş oluruz. Ne mutlu başarabilene!

Mübârek Ramazan günlerinde kulaklarımızı tutarak menfi, boş, lüzumsuz kelam işitmek yerine ‘Hakk’ın kelâmını dinlemeye açmamız bizim için güzel bir kazançtır. Gözlerimizi tutarak haramlara bakmayarak Hakk Teâlâ hazretlerinin gönderdiklerini tefekküre ve ilâhî kelâmı okumaya ayırsak ne güzel olur! Ellerimizi tutarak hep Hakk olana ulaşmaya, harama tevessül etmemeye çalışsak bu da bizim için güzel bir davranış olur. Ha kezâ ayaklarımızı tutarak onları hep Hakk olan yerlere gitme zevkini yaşatsak ne güzel olur. Gönlümüzü tutarak ibâdetlerle rûhumuzu okşayarak onu gaflete düşmekten korusak ne güzel olur! Kalbimizi tutuyor yanlışa kaymaktan, günaha dalmaktan koruyup tevbe ve istiğfar, dua ve niyazlarla temizlemiş, arı-duru hâle getirmiş oluyoruz. Ne güzel değil mi?

Bizi bin bir özenle yaratan kâinâtın içindeki sayılamayacak kadar çok güzellikleri emrimize sunan yüceler yücesi Allah Azze ve Celle’yi mübârek Ramazan ayının her gününde gönül hânelerimizin, ruh dünyâmızın derinliklerinde kalben hissedebilme imkânına eriştirebiliriz. Bunu başarabilmek mânevî yolda epey bir mesafe aldığımızın işâretidir. Dolayısıyla ciddi bir samimiyet, ihlas, teslimiyet ve aşk eğitimi vermesi hasebiyle mübârek Ramazan’ın her günü mübârektir.

Aslında Müslümanlar olarak Ramazan ayında icra edilen oruçlar ile kendimiz buluyor, nefsimizi zabtu rapt altına alıyoruz. Nefsin kulu, kölesi değil sâdece Hakk’ın kulu olduğumuzu ilan ediyoruz. Bu hususta ufkumuzu sonsuzluk âlemine açarak irâdemizi yenilemiş oluyoruz. Ramazan’ın her bir yeni gününde nefsimize dâima hayrı telkin ediyor nefsimizi rûhumuzun müspet telkinlerine açıyoruz. Yine nefsimize çokça secdeler yaptırarak onu hizâya getirmeye çalışıyoruz. Böylece onun emirlerine âmâde olmayarak nefsi Ramazan’da çeşitli alıştırmalarla eğiterek kemâle eriştirmeye gayret ediyoruz. Ne güzeldir Ramazan iklimi!

Ramazan’da gafletle geçirdiğimiz her duyarsız günümüze üzülüp hayıflanıyor, telâfî etmeye çalışıyoruz. İnsanlara faydalı olmaya, elden geldiğince onların yüklerini almaya, yüzlerini güldürmeye gayret ediyoruz. Yaşlıların hal ve hatırlarını sormaya, çocukları Ramazan’ın her çeşit güzellikleriyle tanıştırmaya çabalıyoruz. Ramazan ayında her yaptığımız ameli coşkuyla yaparız. Bu âdeta bir fazilet yarışına dönüşür. Neticede gönüller hoş olur, hayırda yarışılır. 

Mübârek Ramazan ayında küçüğünden büyüğüne Müslümanlar ibâdet dirisi hâline gelir. Bu güzel ayda ibâdetlerimizi şeklen değil içini doldurarak, rûhen farklı hazlar duyarak ifâ ederiz. İyi hasletler gelişir, kötü alışkanlıklar terk edilir böylece güzel bir ahlâka erişilir. Ramazan’da. Hakikaten Ramazan ayı insana İslâmî bir kimlik kazandırır. Bunlar ne güzel şeylerdir!

Mevla Teâlâ Ramazan ile hânelerimizi ve gönlümüzü mâmur bu husustaki çalışmalarımızı muvaffak ve duâlarımızı kabul eylesin inşaALLAH. Cumânın hayrı ve bereketi, Ramazan’ın rahmeti üzerinize olsun. 

 Nurten Selma ÇEVİKOĞLU