Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Ramazana susamak

Ramazana susamak

Bu yıl Ramazan her senedekinden daha fazla susadık.

Her yıl mutat zamanında geliyor olmasına rağmen her geçen yıl biraz daha daralan gönül dünyamızı ferahlatacak Ramazan ayını bu yıl daha bir hasretle bekliyoruz.

Düştüğümüz veya düşürüldüğümüz atalet ve acziyet çukurlarından bizi çekip çıkaracağını ümit ettiğimiz Ramazan ayı maddi ve manevi dünyamızı onarmaya geliyor diye bekliyoruz hasretle.

Elbette Sünnetullah gereği zamanında gelecek elimizden tutup düştüğümüz yerden kaldırmaya.

Biliyoruz ki biz dünya telaşı ile unutmuş olsak ta tam da zamanında geliverecek kutlu ay Ramazan.

Üzerimize gölgesini düşüşü ile gönüllerde huzur ve sükûn oluşturacak kutlu misafir ay.

Gerçekten bu yıl Ramazan ayına bir başka susadık.

Bir yıldır ayrı kaldığımız oruç ayının bizleri imsak tan iftara geçen oruçlu zamanlarımıza susadık.

Evlerimizde yaşadığımız iftar sevincinden hemen sonra başlayan Teravih namazı coşkusuna susadık.

Sahur vakitlerindeki bereketli dakikalara susadık.

Bu yıl her senekinden daha farklı bir atmosferde idrak edeceğimiz Kuran ayında okunan hatimlere mukabelelere susadık.

“Allah’ım(cc) Recep ve Şaban ayını bizim için mübarek kıl ve bizleri Ramazan ayına kavuştur” duasıyla kavuştuğumuz bereketli zamanlar dilimi olan üç aylarımızın manevi atmosferinin en önemli hediyesi olan ve bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ni Müslümanlarla birlikte idrak ve ihya etmeye susadık.

Elbette Ramazan ayı yine gelecek ve süresi sonunda yine bizi hasrete düşürecek derecede bir ayrılıkla gidecek.

Ama en azından biliyoruz ki Ramazan gündüz ve geceleri bizlere Cenabı Allah’ın(cc) bir lütuf ve ihsanı olarak bir kısım sekinet ve huzur, bolluk ve bereket, hayır ve cömertlikler bırakıp gidecek.

Yaşadığımız yılların aylarının sultanı olan Ramazan-ı Şerif’te ortaya bazı olumsuzlukların çıktığı da bir vakıa.

Geçmiş yıllarda yaşadık. Muhtemelen bu yılda hatta gelecek yıllarda da yaşayacağız aynı olumsuzlukları.

Her ne kadar son haftalarda bir kâbus gibi insanımızın üzerine çökmeye çalışan virüs tehlikesinden dolayı az görülse de bu tür olumsuzluklar devam edecek.

Tüm dünyayı maddi ve manevi bir azap saran bu virüs problemi Ramazan ayında Müslümanların iman ve amellerini artırırken onların her fırsatta Müslümanlara olan saldırganlıklarını artıracak.

Kerameti kendinden menkul güney müftüleri yine Müslümanlara sataşabilmek için sahur ve iftar vakitlerinin yanlışlığından dem vurup teravih namazının bidat oluşuna kadar pek çok konuda halt edecekler.

Ramazanda okunan Kuranı Kerim hatimlerinden başlayıp mukabelelerin Müslümanlara bir fayda sağlayamayacağını falan dillerine dolayacaklar yine.

Ehli tarik insanların duaları ve zikirleri ile virüs belasını def edemedikleri hezeyanını savuracaklar sapkın görüşlerini delil olsun diye.

Bu ramazan ayında da herkes inancının gereğini yapacak.

Müslümanların dinlerini yaşamak gayreti ile yapacakları maddi manevi hizmetlerini baltalamaya çalışacaklar zehirli dilleri ile.

Onları kendi dilleri ve dinleri ile baş başa bırakıp Hz. Peygamberimizin(sav) dünya ahiret kılavuzluğu olan Sahih Sünnet ve Hadisleri doğrultusunda Mübarek Ramazan ayını dolu dolu yaşama gayreti içende olanlara yönümüzü dönelim.

Hz Peygamberimizin(sav) Ramazan-ı Şerif’in önemini ve hayata getirdiği bereketi ifade eden şu kutlu müjdesi bizim rehberimiz olsun Ramazan öncesi bu sıkıntılı günlerimizde ve üzerimizdeki her türlü sıkıntı ve darlığın kaldırılmasına vesile olsun inşaallah:

“Ey insanlar! Büyük ve mübarek bir ay yaklaştı, gölgesi başınıza geldi. Bu öyle bir aydır ki, içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi vardır.
Allah o mübarek ayın gündüzlerinde orucu farz, gecelerinde nafile namazları meşru kıldı. 

Bu ayda küçük büyük bir hayır yapan insan, başka aylarda bir farz eda etmiş gibi sevap alır.
Bu ay Allah (cc) için açlık ve susuzluğun, taat ve ibadetin zorluklarına sabretme ve dayanma ayıdır. Sabrın karşılığı da ancak cennettir.

Bu ay yardımlaşma ayıdır. Bu ay müminlerin rızkının artırıldığı aydır.
Bu ayda her kim oruçlu bir mümine iftar yemeği verirse iftar edecek bir şey verirse yaptığı bu iş günahlarının bağışlanmasına ve cehennemden kurtulmasına sebep olur.”

  


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi