Ramazan geldi. Hoş geldi. Hoş sadâlar getirdi. Hoş iyilikler, güzellikler getirdi. Hoş hayır, hasenatlar getirdi. Hoş bir araya gelişler getirdi. Velhasıl Ramazan zâten hoş gelirdi, boş gelmezdi…

Neredeyse çocuk terbiyesinde pek ehem arz eden ‘Disiplin’ ile ilgili yazı dizimizi kesmemek için Ramazan yazıları yazamadık ve sizlerin Ramazân-ı Şerifinizi mübârek edemedik. İşte şimdi siz kıymetli okurlarımızın ve tüm İslam âleminin Ramazanını mübârek ediyor ve bu Ramazan’ın dünya coğrafyası üzerindeki bütün Müslümanlara hayırlara ve güzelliklere vesile olmasını Cenâbı Hak’tan niyaz ediyoruz efendim.

Ramazan gelince herkes hayırlı şeyler yazıyor. Ramazan’ı yazanlar Ramazan ayının vesile olduğu ayrı bir güzelliği bizlere, sizlere sunuyorlar. Bende bugün sizlere Ramazan ayının Rahman’ın kullarını ‘ben’likten çıkarıp ‘biz’ düşüncesine ulaştırıcı özelliğinden bahsetmek istiyorum bugünkü yazımda.

Mümin yalnızca kendisi için değil çevresinde ihtiyaç sahibi diğer mümin kardeşlerini düşünerek Mevlâ’nın ‘el-Mümin’ ismi şerifince onlar sevgisiyle, şefkatiyle kucakladığı gibi ihtiyaçlarını giderme noktasında da koruyuculuğunu engince açar. Onların bu birlikteliği Rahmânî bir birliktelik olur. Böylesi bir inanış insanın iman dünyâsına bambaşka bir bakış açışı kazandırır. İnsanın iç dünyâsını iyilikler, güzellikler ve ulvi hisler kuşatır. Başkalarını sevindirmek, ihtiyaçlının ihtiyacını gidermek hayatı gerçek anlamıyla yaşamaktır. Yaşamayı lezzetli kılan enerjiyi kazanmaktır yardım etmek. Bu da ramazan da kemal dercesini yaşamak oluyor.

Sizlere çarşamba günü çıktığımız yardım hizmeti faaliyetleri çerçevesinde Tatlıcak köyüne gitme serüvenimizden bahsetmek istiyorum. Bizler Konyalı hanımlar olarak her sene mutat olarak bildiğimiz fakir mahallelere yemek, erzak, kumanya götürüyoruz. Hanımlar nefis, leziz yemekler yapıyorlar. Tatlılar ve böreklerin yanı sıra iftarlıklar; peynir, zeytin, kaşar, sucuk, reçel, yumurta, yoğurt, şokella, kavun, karpuz, meyve suları ile birlikte deterjanlar, sabunlar, giyim kuşam malzemeleri, kitap dergi gibi çeşitli ihtiyaç malzemelerini gerçek ihtiyaç sahibi ailelere vererek onları sevindirmenin heyecanını hep birlikte yaşıyoruz. Anlatılmaz yaşanır denir ya tam o cinsten hâdiseler yaşanıyor. O güzel beraberlikten bize kalan hoş sedalar şunlar oluyor:

* Allah inanan kullarını darda bırakmaz bir başkasıyla da olsa onun sıkıntısını giderir.

* Müminler birbirini tamamlayan iki el gibidirler.

* Ben, sen yok biz varız dersek zorlar kolaylaşır.

* Birlikten kuvvet doğar. Bir elin nesi var iki elin sesi var düşüncesi gerçekleşiyor.

* Allah inanan kuluna güven verir, cesaret verir, ümit verir. Yeise düşürmez.

* İman en büyük lezzettir.

* Yapılan hayır faaliyetleri adeta Allah(c.c) ile yapılan mânevi bir alışveriştir.

* Mümin dünyaya “yiyip, içip, keyif etmek” için değil “insanlara faydalı olmak ve başkalarını mutlu etmek” için gelmiştir.

* Yüce Allah(c.c) inanan kulunu dünyada ve ukbâda yalnız bırakmaz, darda koymaz mutlaka bir yardımcı gönderir. Onları bir şekilde muhakkak rahmetiyle rahatlatır, serinletir ve huzur verir.

Tüm yardım faaliyetlerine katkı yapan o güzel kardeşlerimizi gönülden kutluyor ve onların her birine iki cihanda umduklarından fazlasına Rabb’imizin nâil etmesini niyaz ediyoruz.