İnancı ve ahlakı kaybetmek
Bu ülkede insanlarımız özellikleri inançları ve siyasi tercihleri üzerinde zaman zaman yerli ve yabancı araştırma şirketleri tarafından araştırmalar yapılır veya yaptırılır.
Yaptırılır diye özellikle yazdık.
İnsanların düşünceleri üzerinde araştırma yaptıranların çoğunluğu insanların yönelimlerini önceden tespit ederek elde edilecek bilgilere göre o toplumu nasıl yönlendireceğine dair kararlar alırlar.
Mesela siyasi partiler özellikle de iktidardaki siyasi partiler bu tür araştırmaları sıkça yaparlar ki ellerindeki iktidarı kaybetmemek için farklı çareler aramakta rakipleri olan muhalefet partilerinden geri kalmasınlar.
Araştırma yaptıran ikinci büyük kesim ise yurt dışından ülke üzerinde emelleri olan veya bu emelleri uygulama görevi verilen kuruluşlardır.
Yerli araştırma şirketleri veya onlara siparişle araştırma yaptıran siyasi partiler genelde binlerle ifade edilen sayıda kişi ile görüşme yaparlarken yurt dışı kaynaklı organizasyonlar on binlere varan sayıda insanla yapılan araştırmalar sonucu elde ettikleri bilgilere dayalı faaliyetler yürütürler.
Bu araştırmalar genel de toplumun bir konu hakkında ne düşündüğünü öğrenmek için yapıldığı gibi bazen da hedef alınan toplum hakkında yapılacak çalışmaya esas olmak üzere zemin yoklamak için veya o toplumu kendi düşünceleri istikametinde yönlendirebilme çabasıyla da yapılır.
Bu girişten sonra gelmek istediğimiz konu hemen her yıl Ramazan ayında bir yapılan bir araştırmanın basın yayın organlarına yansıyan sonuç tarafını tekrar gündeme getirmek.
Araştırma şirketinin yaptığı ve tam adı “Türkiye’de toplumun dine ve dinî değerlere bakışı” olan çalışma sonucunda çok farklı yorumlara yer aldı basında.
Toplum hakkında bilgi edinmek veya toplumu yönlendirme amacıyla yapıldığına dair yapılan yorumların belki en ilginci araştırma sonuçlarının Müslümanların hilafet isteklerine dair yönlendirmelerin yapıldığı iddiasıydı.
Hem de iktidar partisinin de genel başkanı olan Cumhurbaşkanına taraftarlarınca ümmetin lideri tanımlaması yapıldığı zamanlarda.
Hangi sene için yapılmış olursa olsun her söze başladığımızda yüzde 99'unun Müslüman olduğunu iddia ettiğimiz bu ülkede araştırma sorularına verilen oldukça ilginç olan cevaplarının bu ülkenin yüzde 99'unun Müslüman olduğuna dair ciddi endişeler ortaya koyduğu bir gerçektir.
Bu tür araştırmalara verilen cevaplarda bazı kişiler muziplik yapıp doğruyu söylemezler düşüncesini cevaplardan belli bir yüzde oranı ile düşsek bile çıkan netice çok değişmeyecektir.
Bütün toleranslı düşüncelere rağmen 30’u büyükşehir olmak üzere 53 il ve 154 ilçede yaşayan 5 bin 400 kişi ile yüz yüze görüşmelerle gerçekleştirilen anketin sonuçları Müslümanların tabir caiz ise takkelerini önlerine koyup derin düşüncelere dalmasını gerektirir niteliktedir.
Mesela yüzde 99'unun Müslüman olduğunu iddia ettiğimiz bu ülkede insanların yüzde 86'sı Evet, Allah'ın varlığına, birliğine bizi yaratıp yaşattığına inandıklarını ifade etmiş.
Yine yüzde 99'unun Müslüman olduğunu iddia ettiğimiz bu ülkede insanlara sorulan evinizde Kur’an-ı Kerîm var mı ve düzenli aralıklarla okuyor musunuz? sorusuna cevap verenlerin yüzde 25’i evet evimizde Kur’an-ı Kerîm var ve düzenli aralıklarla Kur’an-ı Kerîm okuyoruz” cevabını verirken, evet evimizde Kur’an-ı Kerîm var, ama pek okuduğumuz söylenemez” diyenlerin oranı yüzde 32 olmuş.
Hayır, evimizde Kur’an-ı Kerîm yok diyenlerin yüzdesi ise diğer yüzdelerden daha yüksek bir seviyede yüzde 33 olarak ortaya çıkmış.
Yine yüzde 99'unun Müslüman olduğu konusunda övündüğümüz ülkemizde insanlar kendilerine sorulan Peygamberlere inanıyor musunuz ve Hz. Muhammed (sav) sizin için her anlamda örnek alınacak rol model/örnek insan mıdır? sorusuna yüzde 6 oranında evet derken, yüzde 20'si evet, Peygamberlere inanıyorum ama her konuda Hz. Muhammed (sav) örnek alınacak rol model/örnek insan değildir cevabını vermiş.
Daha hayli soru ve verilen akla ziyan cevaplar var araştırma sonuçlarında.
Mesela hangi sıklıkta namaz kılıyorsunuz? sorusuna 5 vakit namazı sürekli kılıyorum diyenlerin oranı ancak yüzde 22 kadarmış.
Müslüman yöneticiler eliyle Müslümanlaşıyoruz derken inancı ve ahlakı kaybetmek bu olsa gerek.
Muhafazakâr iktidarlar özellikle de ANAP ve AKP gibi tek parti iktidarları döneminde Müslümanların meseleleri bir bir çözüldü ve toplum eskiye nazaran daha da dindarlaştı diyenler Müslümanların ve ülkemizin bu günkü hali pürmelâlini anlamak için bir hayli düşünmeleri gerekecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.