Hz. Peygamber’in (sav) vefatından sonra Sahabe Efendilerimiz (ra) döneminde çıkan ilk büyük fitnenin Haricilik fitnesi olduğu hemen her Müslümanın malumudur.

Allah (cc) Rasulü’nü (sav) görmedikleri halde Sahabelerden (ra) daha fazla dine iştiyaklı, gündüzü oruç tutmakla, geceyi ise ibadetle geçiriyor olmalarına rağmen İslam Dini’nin dış görünüşüne ve ibadetlerin zahirini yaşamaya özen gösteren bu güruh başta Hz. Ali (ra) Efendimiz olmak üzere neredeyse Sahabelerin (ra) tamamını tekfir etmişlerdi.

Hz. Peygamber (sav) Efendimizin Sahih Sünnetini red etmeleri nedeniyle,  imanları, ibadetleri ve cihat anlayışlarındaki basit ve sığ düşünceleri onları fitneden kurtaramamış ve kıyamete kadar sürecek bir fitnenin ateşini yakmış olmaları nedeniyle aynı istikametteki yanlış ve kötü amellerden bir pay sahibi olmalarına sebep olmuştur.

Hanbeli Mezhebi içinde gösterilmeye çalışılmasına rağmen başlı başına bir fitne olan Vehhabilikte böyle sayılabilir.

Ehli Sünnet inancı karşıtı İbni Teymiyye’nin fikirlerinden yola çıkarak 1700’lü yılların sonlarına doğru İngiliz hükümetinin verdiği para ve silahlarla Müslümanları katlederek Hicaz bölgesine hâkim olan güçlerce devlet görüşü haline getirilen Vehhabililiğin temelinde de tıpkı Haricilerde olduğu gibi masum Müslümanların haksız yere akıtılan kanları vardır.

Şimdilerde ise Müslümanlar üzerindeki hâkimiyetlerini tamamlamak isteğinde olan Hristiyan batı ülkeleri bu iki fitneden daha büyük bir fitne oluşturmaya gayret etmektedirler.

Dini bilgileri yetersiz heyecanlı genç nesillere yönelik bu fitnede Haricilik ve Vehhabiliğin düşüncelerinden bir sentez oluşturularak başlanan bu harekette önce Hz. Rasulullah’ın (sav) Sahih Hadis ve Sünnetleri yok sayılmış hatta toptan red edilmiş, şimdi de sıra Kur’an-ı Kerim’in ortadan kaldırılmasına gelmiştir.

Adı ister Haricilik olsun, ister Vehhabiliğin olsun, ister Selefilik olsun, ister Kur’ancılık olsun, isterse de tarihselcilik olsun tüm bu fitnelerin altında 1400 yıldır her türlü saldırıya rağmen dimdik duran Sahih İslam’ı yok etmek düşüncesi vardır.

Selefilik maskesi altında İslam’ı içten yıkmaya çalışan Vehhabiliğin 1805’de Medine’yi, 1806’da ise Mekke’yi işgalinden bu yana Müslümanlara yaptığı tekfir etme ve zulüm ne ise bu günkü Kur’ancılık maskesi adı altında Hz. Rasulullah’ın (sav) Sahih Hadis ve Sünnetlerini inkârla yapılan tekfircilikte aynıdır.

Veya İslam’ın 4. Halifesi Hz. Ali (ra) ye karşı haricilerin hakemi kabul etme dolayısıyla yaptıkları zulüm ne ise, bu gün bir takım anlayışsız kişilerin Sahih Hadisleri Kur’an’a arz etme adı altında yaptıkları zulüm ve fitne aynı şeydir.

Ya da 1400 yıl önce Mekkeli müşriklerin bize başka bir Kur’an getir diyenlerin yaptıkları inkâr ne ise bu gün Kur’an ayetleri bu çağa hitap etmez dolayısıyla bazı hükümler ortadan kaldırılmalı veya değiştirilmelidir diyen tarihselci münkirlerin yaptıkları zulüm ve fitne aynı şeydir.

Dini Allah’a (cc) has kılmak ve Kur’an-ı hayata hâkim kılmak yaftası altında Kur’an-ı Kerim’in ilk muhatabı, ilk öğretmeni, hükümlerini örneklendirerek hayata uygulayanı olan Hz. Peygamberi (sav) sahih Sünnet ve Hadislerini dışlamak suretiyle Allah (cc) ve Rasulü’nü (sav) birbirinden ayırmaya çalışan bu güruhun söyledikleri hiçbir şey yeni değil bilakis 1400 yıllık İslam tarihinde her seferinde Sahih İslam’ı temsil eden âlimler tarafından tarihin çöplüğüne gömülen insan hevasından çıkma şeylerdir.

Şöyle tarihe dönüp baktığınızda göreceksiniz ki geçmişte hariciler ve vehhabiler ne yapmışlarsa bu gün Sahih Sünnet ve Hadisleri red eden Kur’ancılar ve tarihselciler aynı şeyleri yapmaktadırlar.

Hariciler geçmişte Müslümanları tekfir etmişler, bu gün Kur’ancılar da tekfir etmekteler. Vehhabiler Sahih İslam olan Tasavvufa karşı çıkmışlar bu gün de selefi görünümlü Vehhabiler karşı çıkmaktalar.

Geçmişte hariciler Kur’an-ı Kerim’i tek kaynak olarak görmekle Sahih Sünnet ve hadisleri red etmişler, bu gün de Kur’ancılar Sahih Sünnet ve Hadisleri red etmekteler.

Geçmişte Hariciler ve Vehhabiler sadece Sahih İslam’ı yaşamakta olan Ehli Sünnet Müslümanları hedef almışlar, bu gün de adı ister selefi ister Kur’ancı isterse de tarihselci olsun tüm sapık fırkalar küfür ehli yerine sadece ehli Sünnet Müslümanlara saldırmaktadırlar.

Çünkü Abdullah İbni Ömer’in (ra) deyişiyle onlar “yeryüzü yaratıklarının en şerlileridir, kafirlere inen ayeti götürüp Müslümana uygularlar.”