Biz Ne Ara Geldik Bu Hale?
İnsanoğlu dünyaya geldiği andan itibaren içinde hep eskiye olan bir özlem taşır.
İnsanın cennetten çıkaralmasından dolayı bu durum ona olan özleminin farklı şekillerde yansımadır belki de...
Sosyolojik şartlar gereği insanlık sürekli bir değişim ve dönüşüm içinde. Bununla birlikte aslına bakılırsa değişen zamandan ziyade sürekli dönüşen insandır kanımca...
O halde mühim olan bu değişim, dönüşümün olumlu veya olumsuz hangi yönde ilerlediğidir.
Bir süre sonra mübarek Ramazan ayına gireceğiz. Rabbim şimdiden hakkıyla idrak etmeyi nasip eylesin. (amin)
Değişimlerden dönüşümlerden ramazanlar da nasibini alıyor maalesef!
Ramazan ayına gireceklerin 'Nerede o eski ramazanlar?'' dediklerini duyar gibiyim. Esasında herkes
kendi çocukluğunun ramazanlarını arıyor. Bizden öncekiler de muhtemelen aynı özlemle
aynı şeyleri söylemiştir, onlardan öncekiler de...
Elbette ister istemez değişimler yaşanacaktır buna engel olmak olanaksız. Olmalı da bir yerde. Çünkü tarihte hiç bir şey aynısı ile yaşanmaz. Haddizatında değişime engel olmak mümkün değildir. Madem engel olamayacağız o vakit nefsi davranmak yerine ramazanın özünü kavrayıp hepimiz kendi yaşantımızla aksettirmeliyiz Ramazan'ın ruhunu. Biz ramazanı sahiplenmeliyiz ramazan da bizi sarıp sarmalamalı ki ramazan ruhu yankılansın tüm İslam aleminde.
Her ne kadar ramazan geliyor diye bir seviniyor olsak da Gazze vd. İslam ülkelerinde yaşanan işgal, savaş, katliam, zulüm, iç savaş ve karışıklıklar nedeniyle yine buruk bir ramazan ayı bizi bekliyor. Sadece İslam dünyasında da değil olumsuz şartlar. Ülkemizde de evsiz barksız, sersefil nice insan var. Evine ekmek dahi götüremeyen pek çok kişi mevcut.
Malumunuz olduğu üzere Diyanet İşleri Başkanlığı bu ramazanda emekli ve asgari ücretliye fitre verilir fetvası verdi.
Bir zamanlar emekli olacağım, emekliliğin nimetlerinden faydalanacağım diye sevinirdi insanlar. Oysa bugün fitre verilecek hale getirildi milyonlarcası. Nereden nereye...
Yıllarca bu ülkede çalışacaksınız ve emekliye reva görülen 14.469 TL olacak.
Hayaller Hz. Ömer gerçekler fitre verilecek duruma getirilen emekliler!
250 gram pide 20 liradan satılacak İstanbul'da. Etin yanına varılmıyor, zeytin, peynir, yumurta, gibi temel gıda maddeleri dünyanın parası. Bu asgari ücretli bu emekli ne yiyecek ramazanda?
Sahi bunun müsebbipleri bu ramazanı huzurlu geçirecek mi?
Zengin ile fakirin arasındaki uçurum giderek artıyor! Lafa gelince Osmanlının dünyaya hak ve adalet getirdiğini söyleyenler bırakın dünyayı kendi halkına layık gördükleri ortada. Hani ''Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz'' idi?
Biz ne ara geldik bu hale?
Bir yanda katledilen yüzbinlerce Müslüman bir yanda bırakın Gazze'yi Doğu Türkistan'ı...kendi ülkesindeki gariplerden, fakirlerden bihaber umursuzca yaşayan 'sınıf atlayan müslümanları'!
Orta Çağ'ı kapatıp Yeni Çağ açan Fatih Sultan Mehmet, ''İnsanlara "Dinin nedir, namaz kılıyor musun, oruç tutuyor musun?" gibi Allah'ın soracağı soruları sormayın! Onlara "Aç mısınız, bir şeye ihtiyacınız var mı, bir sorunun var mı?" gibi kulun kula soracağı sorular sorun.'' demiştir.
Osmanlı dönemi Ramazan gelmeden fakirler gözetilir, borçları kapatılır ramazana huzur içinde girmeleri sağlanırdı. Osmanlı dönemi zengin ne yiyorsa ne giyiyorsa üç aşağı beş yukarı fakir de benzerini yiyor benzerini giyiyordu. Sınıf farkı bulunmazdı. Bir elin verdiğini diğer el bilmezdi. Zenginler rastgele bir bakkala uğrar zimem defteri(veresiye defteri)nden rastgele sayfalar seçilir ve borçlar ödenirdi. Şimdilerde yoksul birkaç kişiye yapılan yardımın reklam yapılıyor, birde fotoğraf çekilip ssosyal medyada veya TV'lerden ilan ediliyor!
Osmanlı dönemi fakirin, garibanın dinine, diline, ırkına, mezhebine bakılmaz herkese yardım edilirdi. O dönemin gayrimüslimler bile Ramazana hürmet ederdi. Bugün siyasi menfat için müslümanları kutuplaştıran, ötekileştirenlere ne demeli!..
Bizler nelerimizi kaybetmişiz... Sahi kaybettiğimiz değerlerimizi bulur muyuz bu ramazan?
Selam ve dua ile...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.