Unutturmayacağız!
Bildiğiniz gibi hükûmet İsraille ticareti önce inkar etti, belgelerle ortaya konulunca kabul etmek zorunda kaldı. Daha sonra ticarete son verildiği açıklandı. Şimdilerde gümrük bilgilerine Filistin'e gönderiliyor diye yazılıyormuş(açlık ve savaşla mücadele eden Filistin'e İsrail üzerinden dikenli tel, ağır sanayi maddesi, makyaj malzemesi gönderiliyormuş)[1] ) Peki İsrail kendi limanından geçen gemilerce dikenli tel, kozmetik, ağır sanayi malzemelerinin Filistin'e gönderilmesine nasıl müsaade ediyor, gümrük bilgilerine böyle yazılarak aklımızla alay edilmiş olmuyor mu?
Birkaç gün önce ''Filistin İçin Bin Genç'' isimli aktivist grup Siyonist İsrail şirketi ZİM'in gemilerinin Mersin, İzmir, İzmit, İstanbul ve Gemlik limanlarından kalkarak İsrail'e gittiğini ve soykırımı beslediğini ifade ederken polis müdahalesiyle engellendi. Soykırımı protesto etmek suç mu ki bu gençlerin protesto etmesi engelleniyor? Neden bu engel?
Sadece İsrail şirketi değil Türkiye'den İsrail'e mal götürüp getiren Türk şirketleri de varmış. Misal MÜSİAT üyesi İÇDAŞ da yapıyormuş. TÜİK verilerine göre son bir yılda Filistin'e demir-çelik ihracatı % 200000 artmış! Kahroluyoruz!
Dile kolay altı yüzyıl dünyada adaleti sağlamış Osmanlının torunlarının bu katliama müdahale etmesi, siyasi, askeri, diplomatik ilişkilerini gözden geçirip İsrail'e yaptırım yapması şöyle dursun siyonist İsrail ile ticarete aralıksız ve hiç olmadığı kadar devam ediyor.
Allah aşkına bu hiç kimsenin kanına dokunmuyor mu?
Dönem dizileri ile sömürülen tarihimizi örnek almayacaksak neyi örnek alacağız.
Osmanlı tarih dizileri çekilsin, bunun üzerinden hamaset nutukları atılsın diye mi İlay-ı kelimetullah uğruna savaştı?
Tüm dünyada Hristiyan, Budist, Ateist vd. inançtan insanlar ülkesi İsrail ile ilişkilerini sürdürüyor diye protestolar, mitingler, yürüyüşler yapıyor. İsrail'in durdurulması için gece gündüz etkinlikler düzenliyor, ellerinden geleni yapmaya çalışıyor bu 'Gavur' diye beğenmediklerimiz!
Biz de ne mi oluyor? Ticaretin kesilmesi, İncirlik, Kürecik Radar Üssü'nün kapatılması, vanaların kapatılması vd. gibi istekler yoğunlaşınca, tepkileri azaltmak amacıyla hükûmete bağlı STK'lar miting veya yürüyüş düzenleyerek Cumhur İttifakı seçmeninin gazını alıyor, kamuoyuna mâl olmuş konuşmacılar AKP belediyelerinden yüklü miktarda aldıkları para karşılığı Gazze güzellemeleri yapıyor ve hep birlikte bu vebalden kurtulabileceğini zannediyorlar sanırım!
''Aman hükûmete zarar gelmesin'' diyerek susmak... Hani ''Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.'' demişti Hz. Peygamber, haşa AKP için geçerli değil mi bu hadis?
Biz ne ara bu kadar merhametsiz olduk?
Yerle bir edilen bir coğrafyadan bahsediyoruz!Bırakın din kardeşi olduğumuzu, hangi dinden olursa olsun mazlum insanların katli karşısında hatta en vahşi hayvanların katlinde dahi bu kadar rahat olabilir mi insan?
Ya da şöyle soralım: Katliamlar Gazze'de değil de herhangi bir ülkede olsa soykırım yapan da yine herhangi bir ülke olsaydı hükûmet oraya asker gönderir miydi göndermez miydi? Muhtemelen gönderirdi. Peki söz konusu Gazze olunca hükûmet neden hiçbir adım atmıyor? Niçin asker gönder(e)miyoruz, vanaları kapat(a)mıyoruz, İncirlik, Kürecik'i kapat(a)mıyoruz, ticareti kes(e)miyoruz, Allah aşkına biri mantıklı bir cevap versin!
Yoksa sorun Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan'ın BOP eşbaşkanı olmasından mı kaynaklanıyor?(CB Sn. Erdoğan'ın öyle bir görevinin olmadığını savunanlar var. Bizzat Sn. Erdoğan defalarca ''Küresel güçlerle işbirliği içindeyiz.'' şeklinde ifadelerde bulunmadı mı?)[2]
Yoksa sorun katliamı İsrail'in yapıyor olmasından mı kaynaklanıyor?
Yoksa sorun ABD'yi karşımıza almamak istememizden mi kaynaklanıyor?
Yoksa sorun acziyetten mi kaynaklı?
Sahi niçin?..
O halde 23 yıldır neyin hamaseti yapılıyor? Din kardeşlerimiz Gazze'de kalleşçe katledilirken, seçimlerde ''Ak Parti düşerse Kudüs düşer'' diyenler nutuk dışında zalimi durduracak, güçlü ve etkin bir ülke olmak için hiç adım atılmadı mı? Sn. CB sıranın bize de geleceğini de söyledi... Neden böyle söyledi, bunu önceden bilmiyorlar mıydı? Bilmemeleri mümkün müydü, Erbakan Hoca yıllarca uyarmadı mı? Neden o zaman dikkate alınmadı, dava bölündü... niçin niçin?..
Hakikaten söyleyin yoksa asıl sorun toplum olarak vicdanların kurumasından mı kaynaklanıyor?
Ah sorular... sonu gelmeyen sorular...
Neyse!
Dua ile...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.