Asgari Ücret ve 2025 Bütçesi
Yeni yıla girmeye çok az kalmasına rağmen henüz asgari ücret açıklanmadı. (Bilemiyoruz belki bu yazı yayına girdiği zaman açıklanmış olur)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan bu hafta içinde asgari ücretin açıklanacağını ifade etti.
Asgari ücret hakkında çeşitli çevrelerde farklı rakamlardan bahsediliyor. Kimi gönlünden geçeni açıklarken kimi de yaşam şartlarına göre ne kadar verilmesi gerektiğini ifade ediyor. Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan'a ise asgari ücretin en az 33 bin lira olması gerektiğini söylüyor.
Bakalım hükûmet asgari ücrete ne kadar zam yapacak. Merakla bekliyor muyuz?..
Asgari ücrete yüzde 25 zam yapıldığı takdirde 21 bin 252 lira olacağı, yüzde 30 zam yapıldığında 22 bin 102 lira olacağı, eğer yüzde 40 zam yapılmış olursa bu rakan 23 bin 802 liraya yükselirken, yüzde 45 zam yapıldı diyelim 24 bin 652 lira, en fazla yüzde 50 zam yaptıkları takdirde ise bu rakam ancak ve ancak 25.503 liraya tekabül edeceğinden bahsediliyor..
Hükûmet diyelim ki yüzde 50 zam yaptı maalesef bu rakam bu ekonomik koşullarda insanca yaşamak için yeterli olmayacak!
TÜRK-İŞ dört kişilik bir ailenin dengeli ve sağlıklı beslenebilmesi için gerekli olan aylık gıda harcamasını yani açlık sınırını Kasım ayı için 20.562 lira olarak açıkladı.
Yoksulluk sınırı: gıda, giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık gibi gereksinimlerin toplam maliyetinin 66.796 lira olduğu, bekar bir çalışanın ise aylık yaşama maliyeti 26.712 TL
Emekliler ise sefalet içinde yaşıyor. Bugün 12 bin 500 lira ahir ömründe bir emekliye reva görülen ücret. Çarşıya pazara çıkan bir emekli canının istediği sebze meyveyi alamıyor. Bırakın kırmızı eti beyaz et dahi yiyemiyor. Temel ihtiyaç malzemeleri dünyanın parası olmuş. Misal sebze ve meyve fiyatları yaz aylarına göre çok yükseldi, yine temel gıda maddeleri, ayrıca ısınma giderleri vs. gibi ihtiyaçlar da var.
Yukarıda görüldüğü gibi Kasım ayı rakamları böyle olunca asgari ücret, emekli ve diğerlerine ödenecek maaşlar 2025'te birkaç ay içinde eriyecek gibi görünüyor!
Asgari ücret, emekli maaşları insanca yaşamak için yeterli değil. Avrupa'da emekliler Türkiye'de tatile gelebiliyor, bizim emeklilerimiz bırakın Avrupa'ya gitmeyi bulunduğu şehirlerde otobüsler ücretsiz olmasa şehir içinde bile seyahat edemeyecek. Allah aşkına buna hükûmet yetkililerinin gönlü nasıl razı geliyor?
2025'te bütçe giderlerinin 14 trilyon 731 milyar TL, bütçe gelirlerinin ise 12 trilyon 800 milyar TL olacağı( büyük çoğunluğu vergilerle) öngörülen bütçe kanunu, Meclis’te kabul edildi, yasalaştı. (Saadet Partisi red oyu kullandı) Bütçenin 1 trilyon 931 milyar TL açık vereceği değerlendirilirken bütçe teklifinde, faiz giderleri için 1 trilyon 950 milyar TL belirlendi.
Demek oluyor ki yine faize büyük miktarda pay ayrılmış. Hani nas vardı?
''Nas var'' dendi denmesine ancak bizim inancımızda faizin azı da çoğu da haramdı!
Halbuki çok zengin topraklarda yaşıyoruz.
Türkiye, jeopolitik açıdan çok şanslı bir coğrafyada olmasına rağmen avantajını, uygulanan yanlış
politikalar sonucu yetersiz üretim ile küresel rekabete dönüştürememekte. Paranın ilk Anadolu'da
kullanılması, Uluslararası ticaret merkezinin Kültepe(Kayseri sınırları) içinde başlaması, Mezopotamya'nın asırlarca medeniyetlere beşiklik etmesi, dünya ticaretine yön vermesi ile bu mirasın doğru değerlendirilmesi gerekirdi. Ülkemiz üç tarafının denizlerle çevrili, dört mevsimi yaşayan, güneş enerjisi, su rezervleri ve yer altı yer üstü kaynaklarıyla zengin bir coğrafyaya sahiptir. Doğa güzellikleri bir yana, tarıma elverişli tarlaların bolluğu, hayvancılık için münbit araziler vb. gibi aklınıza ne gelirse bereket fışkıran bu toprakların insanları her geçen gün fakirleşmektedir!.
Türkiye üret(e)miyor!
Gelişmiş ekonomi düzeyine sahip ülkelerde bütçe gelirlerinin çoğunluğunu yatırımlar, azınlığı vergiler oluştururken, gelişmekte olduğunu iddia eden ülkemizde ise en büyük gelir kalemi vergilerdir.
Türkiye'de nüfus(iş gücü) girişimci, doğal kaynaklar, verimli topraklar vd. her şey mevcuttur, yeterki milletimizin önü açılsın.
Her şeyden önemlisi de liyakat sahiplerinin iş başında olabilmesi ve zihniyet değişimi gerekmekte ve paranın üretime değil borca dayalı olması neticesinde faiz oluşuyor. Bu sistemsel sorunu aşmak yerine üretime ve ticari hacme dayalı para sistemi oluşturarak adil bir ekonomik düzene geçilmelidir.
Halkımız ''Zengin toprakların fakir insanları'' olarak kalmamalıdır.
Dua ile...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.