Efendim yıllar önce Hekimoğlu İsmâil büyüğümüz, Şanlı Urfa’ya bir eğitim semineri vermek üzere teşrif etmişlerdi. Senelerin fikir üstâdı, çile âbidesi, bir İslam sevdâlısı olarak kendisi tanırdık. O muhteşem seminerden çok faydalı notlar almıştım. Geçenlerde eski defterleri karıştırırken, o mesajların eğitimle ilgili olması hasebiyle geçen hafta da eğitim ile ilgili yazdığımızdan dolayı illâ ki, sizlere not aldığım o güzel fikirleri duyurmak istiyorum. Müsâdenizle;

Kâinat ne kadar mükemmel ise İslâmiyet’te o kadar mükemmeldir. Yeryüzü Müslümanlar için bir ziyâfettir. Allah Teâlâ, kâinatla İslâm’ı birleştirmiştir. Birbirinden ayrılmazlar.

Şu ânâ kadar gayrı Müslim birçok devlet târihe karışmıştır. İslam ise gün geçtikçe artıyor. İnsanın târifnâmesi İslam’dır. Gayrı Müslimler bile İslam ile yücelmişlerdir. İlim ve teknik ilerleme önemli iki şeydir. Aynı zamanda bu vasıflar Cenâbı Hakk’an sıfatlarındandır. Bunlara uymak âdetullah’tır.

Müslümanlar 350 senedir ilimden yoksun kalmıştır. Buna zıt, gayrı Müslimler süper güç olmuşlardır. İslâmiyet üç temel unsur üzerinde yükselir. 1-İlim 2-Teknik 3--İslam ahlâkı. Bunlar uygulansa süper güç olunur. Dinimizde ilmi tenkit eden tek âyet yok ama ilmi tavsiye eden pek çok âyet var. İslâmiyet’ten uzak kalanların bahtına karlar yağar. Bizler İslâmiyet’i anlamış ve yaşamış isek süper güç, anlamamış ve yaşamamış isek ayakaltı oluruz.

İlim Allah Teâlâ’nın bir sıfatıdır. Dinli-dinsiz ilim olmaz. Câmide farklı, okulda farklı ilim olmaz. Câmi ile okul birdir, iç içedir, birbirlerini tamamlar birbirleriyle çelişmez. Okul ders kitapları ancak âyetlerin şerhi ve izahatıdır. Sonradan anlaşılıp, idrak edilen ilimler âyetlerin ışığında izah bulunca zihne daha kolay yerleşir dolayısıyla böyle ders okuyanlar inançsızlık bataklığına düşüp savrulmazlar.

İslâmiyet ne kadar mükemmel ise ona inananlar da öyle mükemmeldir. Gayrı Müslimler İslâmî kânunlarla ilerlediler. Müslümanlar ise gayri Müslim prensiplerle gerilediler. Cehenneme gitmek isteyenler, cennete gitmek isteyenlerden daha çok gayretlidirler. Bir kişi her gün kahveye gider vaktini heba eder. Halbuki Müslümanlar vakitlerini ilim öğrenmeye tahsis etseler, neler olmaz! İslâmiyeti öğrenmek adına ne yapıyoruz?

Sahabenin namazı bizden çok farklıydı. Onlar namazda okudukları âyetleri çarşı-pazarda uyguluyorlardı, biz anlamını dahi bilmiyoruz. ‘Ey Rabb’m biz gavura itaat ettik de Sana itaat edemedik.’ Ey Müslüman çağdaş olmaya dikkat ettiğin kadar Allah Teâlâ’nın hükümlerini uygulamaya dikkat ediyor musun? Dikkat etseydin belki evliya olurdun.

Biz mânen kardeşiz, madden kardeş değiliz. Sahabe gibi olmadık. ‘Lâilâhe illallâh’ın manâsına vâkıf olamadık. Eskiden câmiler çok basit ama cemaat muhteşemdi. Şimdi câmiler muhteşem, cemaat basit oldu. Câmide sahabe modeli verin. Bugün cemaati câmilerde yetiştirin. Câmileri 6-7 katlı yapın. Çarşı, alışveriş merkezleri, yurtlar vs… bulunsun. Buralarda sâlih insanlar yetişsin. Bizim İslâmiyet’i ciddi anlamda anlayacak, yaşayacak ve yaşatacak insanlara ihtiyâcımız var. Almanya’da içki içen, kumar oynayan, bara gideni işe almıyorlar. Türkiye’de ise buralar giden çağdaşları işe alıyorlar. Bu ne çelişkidir!

Şeriat isteyen kimden istiyor? Şeriatı isteyen, alsın Kur’ân’ı okusun, yaşasın. ‘Şeriat gelmesin’ diyorlar bunlar hep kültür yetmezliği, câhilliktir. Şeriat şöyledir;

1-Şeriatı meş’rûiyye: İman, ibâdeti muamelat, ukûbat

2-Şeriatı Fıtriyye: Sosyoloji, Psikoloji, Felsefe, Anatomi, Ekonomi

3-Şeriatı Kevnîye: Kânunlar, denklemler, formüller… Bunlar hep vardı ama sonradan keşfedildi. Cenâbı Hak önce elektriği yarattı ancak insanlar sonra buldu. Tabiat nakıştır, nakkaş olmaz, olamaz. Tabiat sanatkar olamaz.

4-Âdetullah-Sünnetullah: Her şey mükemmel yaratılmıştır. Müslüman’ın mükemmel olan her şeyi âdetullah’tandır.

Gerçekten mükemmel, çok sâde ve yerinde tespitler. Katılmamak mümkün değil. Rabb’im güzel dinimize hizmet eden böyle büyüklerimizin sayısını artırsın, ömürlerini uzun eylesin inşaALLAH.

Selâmetle kalınız.