GÖLGE ÇİÇEĞİM
Uzattım kollarımı boşuna umutlarım…
Dönüp dolaştığım bir yerdeyim…
Karanlık önümde, toprağımla ilerdeyim…
Öyle bir andayım ki…
Bir önüm güneşim, bir arkam gölgem…
Ne sallayan titreşimdir bu!…
Öyle bir işteyim ki …
Gölgelerden çiçek yapan yerdeyim…
Bir yanım yangın…
Bir yanım kar beyaz…
Beni döker güneşlerim…
Beni toplar gölgelerim…
Doğrulup hayallerimin üstüne…
Sırtlanıp umudumu güneşime,
Umut diye vermekteyim…
Karbeyaz pişmanlıklarımı,
Gölgem diye ezmekteyim…
Güzel gölgeler yığmak önüme…
Bunu yapmak için…
Arkama umut çiçeği ekmek…
Sıkışmak o yerde öylece ağlaşmak…
Gölgelerim Çiçeklerim diye…
Gölge çiçeklerim hep diye, diye diye…
Evet, Öyle bir andayım ki…
Kendimi umutlarıma vermekle…
Ve
Kendimi hatıralarımdan silmekle…
Vazifeli olduğum yerdeyim…
Yok olmaya mekan tarttığım haldeyim…
Yokluk, gölge çiçeğimde saklı…
Varlık umut çiçeğimde…
Bu ne çıldırtan fıtrat…
Yoklukla var olmaya…
Umutla yok olmaya…
Söyle gölge çiçeğim…
Sana giydirdiğim elbiseleri söyle…
Seni ararken yandığım güneşlerimi anlat…
Bu beter çıkmazda içtiğim bembeyaz umutlarımı…
Söyle…
Gölgeden çiçeğim…
Gölge çiçeğim…
Koparsam seni kopmazsın…
Tohumunu arasam bulunmazsın…
Suyla doyursam seni susamazsın…
Nesin sen?
Seni gölge yapana nispet misin?
Söyle hadi, hadi söyle…
De bana gölge çiçeğim…
Var mısın, yok musun ?
De de haydi de…
Ah!
Seni ne için, neyle aradığımı bilsen,
O yalan güneşleri önüme koymazdın…
Bilsen yandığım yere ateş taşımazdın…
Bilsen benimle yanar…
Benimle gölge olarak kalmazdın…
Kalmazdın gölge çiçeğim…
Beni bana bırakmaz…
Güzel benliğimizi birleştirir…
Umut tohumu yapardık,
Hayallerimizin güneşine…
Milyon kere beni sulayan su…
Milyon kere seni yaşatan su yapardık…
Damlardık umutlar için…
Damlardık, damlardık…
Bitene kadar gölge çiçeğim…
Güneşimizin feri tükenene kadar…
Yine damlardık
ve
yine umut çiçeği olana kadar…
Haftaya umut çiçeğimde buluşmak dileğiyle,
Saygılarımla.