GÜÇLÜ YÖNLER
Biliyoruz ki insanlar iletişim ve ilişkilerini arttırdıkça potansiyellerini harekete geçirirler.
Potansiyelini kullanan bir kişi hangi amaca hizmet ettiğini bilmezse bir süre sonra potansiyelini kullanma becerisi düşer.
Ve kendisini yüksek bir amaca adayacak bir sebep aramaya başlar.
Etrafını gözlemler, iş hayatında ise liderinin gözlerini arar, bir ufak aidiyet duygusunu arttıracak göz kırpması bekler.
Lider ya da yönetici; yahu her gün göz kırpması vermekten gözüm çıkacak anlayışıyla bıkkınlık yaşar.
Yani bunu bir görev şeklinde yaptığı için görevinden usanır. Oda başlar kendi üstünde başka bir liderin gözlerini aramaya ve bu böyle devam eder gider…
İş dünyamızda yaşadığımız iletişim kopukluğunun bir izahını yukarıda dile getirdik.
Bunu çözmenin değişik yöntemleri vardır.
Bu yöntemler o toplumun kültürüyle alakalıdır.
Bunların sosyologlar tarafından keşfedilmesi üzerine çalışılması gerekmektedir.
Örneğin; Anadolu taşrasında köyden harman kaldırarak bir otomotiv yedek parça fabrikasında çalışan bir insanımızın çalışma sosyoloji ve psikolojisi yönünden tam emeğini satan bir çalışan halini alamamasının nedenini sorgulayan ve bir proje şeklinde bunu pratikte uygulamaya çalışan bir araştırma kurumu, üniversite, enstitü yoktur.
Zaten hemen içiminden bir ses “ neyle uğraşıyon kardaşım çalışmayı versin, memleketin başka meselesi yok mu?” diye mırıldandığınızı anlayabiliyorum.
Soru ŞU!
İnsanların güçlü yönlerini keşfetmeden onlardan değişik ve fazladan ne bekleyebiliriz.
Her gün bana aynı gözle bakan bir lider ya da yöneticinin yanında yaşlanmak için yöntem bulmuşem kardaş…
İşine bak, verilen görevi ne fazla ne az eksiksiz yap, fikir üretirsen daha fazla iş sana bindirilir. Saat sekiz başla, saat on iki yemek ye, saat on yedi doğru eve….
Evet, balık baştan kokar…
Hemede ne kokar. Kokusu bütün çalışanları sarar.
İş dünyamız için çalışanların güçlü yönlerinin ortaya çıkarılarak yönetilmesi gerekir.
Bir söz vardır.
“ÇALIŞANLARIN YÜKSEK VERİMLİLİKLERİNE ULAŞMALARINA YARDIM ET VE ONLARI DOĞRUYU YAPARKEN YAKALA…”
Bu söz üzerine sayfalarca yazabiliriz. Özetle şunu söylemek istiyoruz. İş dünyamız insanı yönetme konusunda krizdedir.
Ve iyi insan organizasyonu kuran işletmelerin sürdürülebilir bir anlayışla kuvvetli bir şekilde büyüdüğünü görüyoruz. Bunun örnekleri çok az ama umutluyuz.
Anadolu insanın kendi fıtrat modellerini bulacağına ve uygulayacağına inanıyoruz.
Patronların, yöneticilerin niçin göz kırptığının, bunu yaparken insan odaklı olduğunun görüldüğü ve bunu gören çalışanların güçlü yönlerimi harekete geçirmem lazım diye algıladığı o günlere ulaşacağız.
Çünkü biz nihai kaliteyi CENNETTE CEMALULLAHI seyretmek olarak tanımlayan bir toplumuz.
Ve
Bu sonsuz kalite bize göz kırpar…
Bir daha
Ve…
Haydi! Anadolu insanı, değerlerin üzerinden güçlü yönlerini keşfetme zamanı…
Haftaya farklı bir bakışta buluşmak dileğiyle,
Saygılarımla.