Nevzat Laleli

Nevzat Laleli

Örneğimiz duvarın tuğlaları

Örneğimiz duvarın tuğlaları

HAY-DER Yazıları serisi

 

Bir toplumun güçlü olması, o toplumu oluşturan insanların birbirleriyle sıkı bir yardımla ve dayanışma içerisinde olması demektir. Birbirlerine her sahada yardımcı olan insanlar yine her sahada ilimde, ekonomide, hukukta, ahlakta, siyasette, düşmanla yapılacak savaşlarda büyük üstünlük kazanmasını sağlayacaktır.

İlle de AB’ye gireceğiz, ille de Batılılaşacağız diyerek Batının işbirlikçiliğine soyunmak, insanın ve toplumun kendisini inkâr etmek olur ve batı medeniyeti altında ezilmemizi sağlar. O zaman ilimde telif eserler yapamaz tercümeden öteye geçemeyiz. O zaman gerçek sanayiyi kuramaz montajla oyalanırız. İslam ülkelerinin başında bombalar patlar, biz sıranın bize gelmesini bekleriz.

31.duvar-ve-tuğlalari.jpg

 “Sloganımızdan da anlaşılacağı üzere derneğimiz ferde, aileye ve topluma ait sosyal faaliyetleri ön planda tutmaktadır. İnsanımızın mutluluğu hiç şüphesiz o insanın maddi ve manevi sahalarda ki ihtiyaçlarının karşılanmasıyla mümkündür.

İnsanı maddi yönden ahlaksız, sömürücü Kapitalist düzenin insafına terk edilemez. İnsanımızın, insanca yaşama seviyesine getirilmesini yani adil ekonomik düzene kavuşturulmasını sağlamamızı gerektirmektedir.

Bu gün dünyanın her yerinde Yahudi’nin kurduğu faizci kapitalist düzen hâkimiyetini sürdürmekte ve bütün insanlık ve başta da Müslüman ülkeler insafsızca sömürülmektedir.

Birleşmiş Milletler raporuna göre Zimbabve’de her türlü madenler olduğu halde bu ülke insanı fakr-u zaruret altında inlemekte ve ortalama insan ömrü 35 yaşlarına düşmüş bulunmaktadır. Ülkenin yaşadığı menfi şartlar devam ederse 20 sene sonra bu ülkede ki ortalama insan ömrünün 25 yaşa düşeceği tahmin edilmektedir.

Ülkemizin faiz belasıyla sömürülmesi (yılda 50 milyar dolar faiz ödüyoruz) gerçeği, maalesef bizleri de adım adım Zimbabve’ye benzetmeye götürmektedir.

İNSANIN MANEVİ YÖNÜ

Bir insanın mutluluğu için sadece maddi bir takım imkânlar yetmemekte, onun manevi yönünün de tahkim edilmesi (desteklenmesi) gerekmektedir. O insanın manevi yöndeki ihtiyacı, çıkarcı, bencil ve kindar bir toplum içinde değil ahlakın baş tacı yapıldığı, sevginin her yerde öne alındığı bir toplum yapısında mutlu olacaktır.

Toplumun temelini oluşturan aile ise, daha başta onu kurarken ve onun bir ömür sürmesini sağlayacak şartları hazırlarken sağlanmaktadır. Eşler arasında erkek olsun, kadın olsun birbirlerine kesinlikle bir ihanetin yaşanmamasını bilakis sevgi ve saygının yer almasını sağlamamız gerekmektedir.

Ancak bugün yatak odalarımıza kadar girmiş olan televizyon kanallarında yayınlanan diziler, aile yapımızı bozmakta sanki birer dinamit lokumu gibidirler. Aile içi huzursuzluklar ve boşanmalar artmış, yuvalar 3 aylık bir evlilikten sonra bile (Gaziantep de yaşanan olay) yıkılır hale gelmiştir.

Bu televizyonlar mutlaka disiplin altına alınmalı ve çıkarılacak bir yasayla basın hürriyetinin, ailenin temelini yıkmak için kullanılması önlenmelidir.

TOPLUM TEK GÖNÜL OLMALIDIR

Toplumumuz, bu gün maalesef birbiri ile kaynaşmış insanlar toplumu olmaktan uzaktır. Aynı apartmanda oturdukları halde uzun süre birbirlerini tanıyamayan komşuların yaşadığı soğuk binalar olmaktadır.

Bu toplumu, inançlarımızın bizden istediği “Bünyan-ı mersus…(tuğlaları birbirine kenetlenmiş bir duvar gibi)” olmasını sağlamak, milletimizin birlik ve beraberliğinin inancımızın bir emri olduğunu öğrenmesini temin etmek, bunun için de gece gündüz azimle çalışmak gerektiğine inanıyoruz.

Bu görüşümüze ışık tutan bir şair, şiirinde bakın ne demektedir.

İpi kopan tesbihim,/ Dağılmış tane tane./ Acı ama teşbihim,/ Hani nerde imame?

Daneleri toplayın,/ Hak ipine derleyin,/ Bir imame bağlayın,/ Tevhit gelsin meydane.”

 “Biz henüz yeni bir derneğiz. Ama şu anda 8 kadar yerel gazetede yazılarımız yayınlanmakta, 20 kadar internet sitesinde yazılarımız bulunmaktadır.

AİLEYİ KURUYOR VE KORUYORUZ

1999’da meydana gelen Büyük Marmara Depremi’nden sonra kurduğumuz evlendirme bürosu ile 18 yıldır Sağlam aile sahasında çalışıyoruz. 2012 yılında kurulan HAY-DER bünyesine alınan bu çalışmalarımızla, bize başvuran bekârları evlendirme çalışmalarımız sürmektedir. Böylece “Aileyi kuruyor ve koruyoruz” 2017 yılının ikinci yarısında itibari ile toplam kurduğumuz yuva sayısı 81 çifte erişmiş olmaktadır.

Ülkemizin her yerinde başvurulacağı gibi yurt dışından da başvurular almaktayız. Avrupa ve Almanya’da yaşayan vatandaşlarımız ülkemizden veya yaşadıkları yerden eş istemekte, uygun eş bulunması halinde yaşadıkları yerde yuvaları kurulmaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nevzat Laleli Arşivi