Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Eğitim Öğretim Yılına Başlarken

Eğitim Öğretim Yılına Başlarken

Yeni eğitim ve öğretim yılı başladı. İlköğretim, lise, üniversitede okuyan yavrularımızın hepsine hayırlı ve başarılı bir eğitim yılı diliyoruz. Yazımızın hemen başında Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu’yu buradan tebrik etmek istiyoruz. Eğitim ve öğretim yılının en başında Türk-Kürt ayrımcılığı yapılmaması hususunun vurgulanması önemli bir tespit idi bize göre. Çünkü yılların birikimi olan bu konunun ancak eğitim ile çözülebileceğini düşünüyoruz. Demokratik açılım çerçevesinde sunulan bu önemli hususunun okullarda ilk ders konusu olarak işlenmesi geleceğe yapılan bir yatırımdır. Kendilerini tebrik ediyor ve devam eden nice çalışmalar diliyoruz.

Yıllardır eğitim alanında yapılması ve yapılmaması gerekenler konusunda pek çok şey söylendi. Bunların kimileri uygulandı kimileri rafa kaldırıldı. İlgililerden bazıları duyduğu her yeniliği alt yapısı olmadan uygulamaya koydu bazıları kendi şaşmaz hedeflerine koca Milli Eğitim câmiasını kilitledi. Neticede birçok açmaz meseleler kapanmaz yaralar ve onulmaz dertler ortaya çıktı. Oysa temel hedefler ve milli-mânevi kriterlerimiz vardı. Eğitimde hepsi dikkate alınmalıydı. Şimdiye kadar eğitim adına yapılan tüm olumlu katkıların yanında olduk milletçe ve olmaya da devam edeceğiz. Ancak elbette yanlışları da belirtmeden geçemeyeceğiz. Şimdi bizler bu ve devam eden yazılarımızda eğitim ve öğretimin sağlandığı müesseseler ile ilgili temel kıstas bilgiler vererek sizlerin bu husustaki yıllardır söylemek istediğiniz hassasiyetlerinizi yetkililere buradan iletmek istiyoruz. Zevkli bir yazı dizisi okumaya hazırlanınız efendim.

 Okul, insanlara kazandırılması hedeflenen ve hayat boyu lâzım olacak tüm bilgi ve becerilerin en geniş ve teşkilatlı bir şekilde öğretildiği, lüzumlu araç-gereç, imkan ve metotların kullanıldığı, başarılı olma gayesiyle kurulmuş kurumlardır. “Okullar hem bilgi veren, hem de eğitime, özellikle sosyal intibak ve gelişme eğitimine yardım eden başlıca kuruluşlardır.” (Halis Ayhan, Eğitime Giriş, İst, 1986, s.149) Okullar, çocukların fikir, duygu ve şahsiyetlerinin geliştirmesine yardımcı olan müesseselerdir. Çocuğun sosyal yönden çevreyle ilişki kurduğu ilk yer okuldur. Yeni yetişen nesillere, çevrelerindeki bilgilerin en doğru biçimde verilmesinde okulun aktif rolü inkar edemez.

Okullarda gerçekleştirilen eğitim ve öğretim faaliyetlerinin ne denli önemli olduğu da âşikârdır. Öğrenim gören tüm bireylerin sosyal hayata uyumunda okulların doğrudan etkisi vardır. Eğitim, insanın hemen hemen tüm hayâtını kapsayan bir süreçtir Milletlerin huzuru ve gelişmesi için eğitim ve öğretimin tesiri büyük olduğundan okul eğitimi konusu, önem arz etmektedir. Bu sebeple eğitime “bütün milletler için, ilim ve insanlık târihinin verdiği tecrübelerin ışığında vazgeçilmez genel gâyelerin yanında, her milletin özel-millî gâyeleri de ilâve edilmelidir.” (H. Ayhan, a.g.e,  s.150)

Eğitim çalışmalarında başarıyı elde edebilmek için memleketin sosyal ve ekonomik şartlarının yanı sıra, çocuk psikolojisi bilinerek, ruh ve beden gelişimine göre eğitim yapılmalıdır. Okullarda gerçekleştirilen eğitim ve öğretim faaliyetlerinde, bilimsel boyutla; vücudun sağlıklı bir şekilde kullanılması için organların görevlerinin incelenmesi, madde ve eşyayı tanıma, anlama, kullanmada aklın, bilginin, çalışmanın rolü üzerinde durulmaktadır. Olayları anlama, düşünme, dünyanın ne olduğu, insanoğlunun onu iyi kullanma adına neler yaptığı, yapabileceği gibi temel kavramlar da verilir. Bunun yanında bireyin karakter bütünlüğü açısından erdemli davranışlar kazandırma gayesi de vardır.

Okulun verdiği eğitim ve öğretimde, çeşitli konularda kazandırılan bilgilerin miktarı o derece önemli değildir. Öğretilen bilgilerin arasında, kısa sürede unutulabilecek çok gereksiz bilgi yığınları mevcuttur. Asıl olan, öğrencilerin fikir ve duygu hayâtını, şahsiyetini geliştirebilmektir. “Aldıkları bilginin pek çoğunu unutabilirler. Fakat duymayı, görmeyi, düşünmeyi ve yeteneklerini kullanmayı öğrenerek okuldan mezun olmalıdırlar... Okul sadece zekâyı kamçılamakla yetinmemelidir. Aynı zamanda; öğrenmeye karşı bir hasret, çalışmaya karşı bir istek uyandırarak, öğrencilerin daha sağlam karakterli olmalarını, hayâta daha geniş açıdan bakmalarını sağlayarak mezun etmelidir.” (Richard Livingstone, Eğitimde Geleceğe Bakış, Ank, 1969, s.46-47)

“Okul hayâtı insanların karakterlerinde ve şahsiyetlerinde ömür boyu devam edecek izler bırakmaktadır. O halde fert ve cemiyet hayatının yükselmesinde, huzur ve saadetinde okulların rolü büyüktür.” (Halis Ayhan, a.g.e,  s.69-70) Çocuk yaşça ilköğretime gidebilecek seviyeye gelince, aile yuvasından çıkıp mecburi olarak girdiği bu sosyal çevrede pek çok insanla karşılaşır. Yeni arkadaşlar, öğretmenler, müdür ve yardımcıları, memurlar, müstahdemler, temizlik görevlileri olmak üzere hem kendi seviyesinde hem de değişik mesleklerde görev yapan insanlar tanır. Onlarla ilişkiler içerisinde olur. Onların yaptığı işler hakkında, okulun işleyişi ve sosyal aktivitesi konularında bilgilenir. Okulunu temizleyen temizlik işçisinden okulu idâre eden müdüre kadar, ne gibi çalışmalar yapıldığını bizzat görerek öğrenir. Çeşitli meslek gruplarından olan bu insanların yaptıkları işlerin aslında insanlara hizmet olduğunu ve sosyal hayata bir ahenk kattığını keşfeder.

Çocuk bu insanlarla olan ilişkileri sonucu gelişerek, ilerde daha büyük cemiyet hayatına alışmaya çalışır. Böylece yaşadığı sosyal hayatla bütünlüğü sağlanmış olur. Yine çocuk kendi yaşıtları arasında kendini daha iyi tanıma imkânı elde eder. Ayrıca kabiliyetlerinin ne yönde olduğunu anlayabilir. Netice de, okulda başarılı olduğu alanlar ortaya çıkar ve çocuk, kâbiliyetlerini o yönde geliştirir. Eğer o yaşa kadar ruhsal eğitimini gerektiği gibi almışsa, arkadaşlarıyla iyi geçinen uyumlu bir öğrenci olur. Arkadaşlık ilişkileri çocuğa toplumsal yaşamda da gerekli olan uyumlu ilişkileri ve işbirliğini öğrettiği gibi, ezmeden ve ezilmeden yarışma yeteneğini de kazandırır. (Atalay Yörükoğlu, Çocuk Ruh Sağlığı, a.g.e,  s.64-65)

Sizlere hayırlı günler diliyorum.

 

NOT: Yazarımıza ait “Eğitim Öğretim Yılına Başlarken” başlıklı yazı “Milli Eğitim Ailenin Temel Hedefleriyle Çelişmemeli” başlıklı yazısından önce yayınlanması gerekirken sehven karışmıştır, yazarımızdan ve okurlarımızdan özür dileriz…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi