Hüzeyme Yeşim Koçak

Hüzeyme Yeşim Koçak

Dindebol'da Kutlu Doğum

Dindebol'da Kutlu Doğum

Kökleri, görünmez bağları, sırlı ilgileri düşünüyorum. Köyü ilk görüşüm. Ama faaliyeti düşününce güzel bir geri dönüş(üm).
Meydan tıka basa dolu. Tarih; 28.4. 2012. Saat: 14.00. Kutlu Doğum etkinliği için, bazı yakınlarımla birlikte Karaman’ın Ermenek ilçesine bağlı Katranlı(Dindebol) köyündeyiz. Konu: Hz. Muhammed’in Kardeşlik Mesajı. Programın şeref konuğu, konuşmacı ise amcam Süleyman Hayri Bolay.
23 sene önce, güzel bir geleneğe öncülük yapan Süleyman Hayri Bolay tarafından, “Kutlu Doğum’un” düzenlenmesi fikri ortaya atılmış, merhum Ayvaz Gökdemir tarafından da isimlendirilmişti. Önce büyük şehirlerimizde kutlanmaya başlayan faaliyet şimdi ücra köşelere, köy ve kasabalara, yurt dışına kadar uzanmıştı.
İsa Ruhi, S. Hayri ve M. Naci Bolay Kardeşler, Dindebol köyünden yetişen ilk üniversiteli gençlerdi. Süleyman Hayri ve merhum Mehmet Naci Bolay ise köyden çıkan ilk profesörler.
İrtibat, köyden, bir anlamda gelenekten, köklerden kopmayış esasen aydın sorumluluğuydu. Katranlı Köyü Yardımlaşma Dayanışma Eğitim ve Kültür Derneği ve hemşeriler bunun farkında. Bu iletişimi, yeni bakış açılarını sağlamaya çalışıyor. Hep beraber, yüksekliklere gözümüzü dikiyoruz.
Çevreye göz atıyorum. Protokol sırasının önünde;  yapma çiçeklerle süslü, köy kadının göz nuru, el emeği, oyalı bir yazmanın üzerine örtü olarak serildiği bir sehpa dikkatimi çekiyor. Damlarda, hayatlarda kadınlar, çocuklar.
Gözyaşlarını tutamayanlar. Yerlere serilivermiş, dondurma yalayan, esasen unutamayacakları, sonradan sevgiyle hatırlayacakları bir mutluluğu zihinlerine nakşeden küçükler. Çatıların tenha köşelerinde emzikli tazeler, genç kızlar ve dalga dalga yayılan Kur’an-ı Kerim sesi. Sokağı, mahalleyi, dünyayı yıkayan bir güzellik manzumesi.
Önce Abdullah Yılmaz Hoca’yı dinliyoruz. Hoca, mesleğinin yanı sıra başarılı bir teşkilatçı ve sunucu da. İstiklâl Marşı ve Güneyyurt Merkez Camii imamı Adem Mucuk’un Kur’an tilavetinden sonra, Köy Muhtarı İsa Başar’ın, köyle ilgili sunumuna kulak veriyoruz.
Dernek Başkan Yardımcısı Nuri Özkan, derneğin kuruluş aşamalarını anlatıyor. İlk icraat olarak, Efendimiz’e(S.A.V.) olan saygı ve sevgiyi arttırma, yayma ve kaynaşmayı gerçekleştirme yönünde Kutlu Doğum programı yapacaklardı.
6-7 ay önce, yeni kurulan bir dernek olarak, programın maddî giderleri için halktan da geniş katkılar sağlanmıştı. Neba Yem, Toprak Tarım, Asarsan gibi destekleyiciler, köy kökenli iş adamlarından başka; program esnasında sunulacak, etli pilav ve keşkekten oluşan nefis yemek için de, mesela vatandaşlardan bazıları hayvanını bağışlamışlardı. Kıvrak köy gençleri, hizmeti gerçekten hakkıyla, aksatmaksızın başardı. Bir özeni, özveriyi hep hissettik.
Nuri Özkan Bey konuşmasında özellikle bu yardımlar için teşekkür etti. Ayrıca kahvehanelerde okuma köşeleri, kitaplıklar açılmıştı. Başta Selçuklu Müftüsü Sayın Ali Okutan, halka dağıtılmak üzere, kitap temin etmişti. Babam İsa Ruhi Bolay ve fakîr de kitap paylaşımında bulunan isimlerdendi.
Konya Selçuklu İlçe Müftüsü Ali Okutan; yaptığı konuşma da özellikle cehaletin yok edilmesine değindi. Bütün peygamberlerin gönderiliş gayesi, cehaleti ortadan kaldırmaktı.  Okumaya o sebeple çok önem veriliyordu. Peygamberimizi sevmekse; onu anmak, anlamak, temsil ettiği değerleri tanımak ve benimsemekten geçecekti.
Dolu dolu geçen programda, çocuklar da işin bir ucundan tutmuşlardı. Sevimli üç kızın, yöresel kıyafetle, son derece tabii ve sade, yapmacıklıktan uzak bir tavırla söylediği “Veysel Karani” ilahisi; bizi O ve Yunus gibi büyük Hak ve Peygamber âşıklarına götürdü. Zehra Koçak, hevesle “Sevgili Peygamber’i” için şiir okuyacaktı.
Hala-zâdem Selçuk Ün. Öğretim üyesi Doç. Dr. Mustafa Arıkan; tarihten edebiyattan verdiği örneklerle renklendirdiği konuşmasında; Mehmet, Mustafa, Ahmet, Ali, Fatma, Emine, Zehra gibi isimlerimizden başlayarak bize bir iklimi,  bir aşkın izlerini delillendirdi. 1000 yıldır İslâm’la şereflenmiştik. İstanbul’u fetheden komutan da bir Mehmet’ti, Hak Sevgilisi’nin mübarek ismini taşıyordu. O’na muhabbetimizi çeşitli şekillerde ifade ediyorduk. Gene de kanılmazdı.
Selçuklu Atabeyi Muzaffereddin Gökbörü, muhteşem mevlit merasimleri tertiplemişti. Naat yazan hükümdarlarımız vardı. Nice sanatımıza, Fuzulî’den Nurullah Genç’e, Necip Fazıl’a dek nice değerli edebî şahsiyetin eserlerine bu sevda sızmış yansımıştı.
Programın ilerleyen dakikalarında; Ziraat Mühendisi Mustafa Macit Bey, İslâm’da ziraat, ağaç ve yeşile verilen önemle, Hz. Muhammed’in(S.A.V.) konuyla ilgili bazı uygulamalarından söz eden bir sunum yaptı.
Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay, kutlu doğumla başlayan fevkalâdeliklerden, Fahr-i Kâinat’ın verdiği mesajlardan, Efendimiz’i diğer peygamberlerden ayıran özelliklerden ve üstünlüğünden söz etti.  Sevgi ve şefkatinden misaller getirdi. Peygamber’i sevdirme metotlarından, kalpler arası yollar açan selâmın değerinden bahsetti.
Peygamber’i sevmek, Allah’ı sevmek demekti. Derinlerdeki ve kalıcı sevgiler böylelikle gelişebilecekti. Efendimiz(S.A.V.), dünyanın en büyük devrimini gerçekleştirmiş, evvelâ kalplerdeki putları yıkmıştı.
Tefekkürle, araştırarak iman etmenin kıymetine işaret eden veciz konuşmasında Sayın Profesör, Adana-Varsak Türkleri’nin içlendiren bir âdetine de temas etti. Varsak Türkleri, içlerinden biri vefat ettiğinde, cenazenin sahibi, ölüyü kabre koymuyordu. “Ahmet” isimli bir kimseyi görevlendiriyorlardı. Yoksa “Mehmet, Mahmut gibi mutlaka Peygamber Efendimiz’in isimlerinden birini taşıyan şahsı arıyorlardı. Eğer bulunmazsa ancak aileden birisinin kabre indirmesine izin veriyorlardı.
Birlikte söylediğimiz ilahilerle neşelenen programda; bir tohum atılmış, bir güzellik harekete geçirilmişti. Unutulmaz gün, yeni doğuşlara gebeydi.
Katranlı(Dindebol) taze bir sabaha uyanıyordu.
Programa emeği geçenlere, yediden yetmişe tüm Dindebol’lulara saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüzeyme Yeşim Koçak Arşivi